Sirk mimarisinden esinlenmek: Domaine De Bayssan Oditoryumu

Béziers'den birkaç dakika uzaklıkta ve Toulouse, Perpignan, Montpellier ve Nîmes'in birleştiği yerde bulunan Bayssan bölgesi, Hérault departmanındaki en önemli kültür merkezlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Antik Çağ boyunca, bölge birkaç işgal dönemi yaşıyor. Bayssan, Akdeniz’de ticareti organize edecek ve bölgenin ekonomik yaşamını geliştirecek birçok Yunan kolonisinin (Agde, Phocaean kolonisi, Béziers vb.) bulunduğu yerin bir parçası haline geliyor.

Sigwalt Herman tarafından tasarlanan Domaine de Bayssan Tiyatrosu, tarihi sirk ruhunu yansıtan, hem biçim hem de içerik olarak sirk kültürünü işleyen bir proje olarak ön plana çıkıyor. İlk yerleşik sirklerin arketip biçiminden ilham alınarak tasarlanan oditoryum ve lobi restoran mimarisi, modüler bir yapı sisteminden geliştiriliyor. Hacimlerin cephe kaplaması da sirk çadırlarını süsleyen motiflerin mimari olarak yeniden yorumlanmasıyla oluşuyor.

Proje konsept olarak üç farklı mimari kısma bölünüyor. Bunlardan ilki ahşaptan yapılan Michel Galabru Tiyatrosu oluyor. Bu kısmın akustiğine oldukça önem veriliyor. 400'den fazla koltuk sayısı ve yaklaşık 1400 ayakta izleyici kapasitesi ile mekân 700 m²'lik bir alan kaplıyor.

İkinci kısım olan Claude Nougaro Amfitiyatrosu büyük yaz etkinliklerine ev sahipliği yapıyor. 967 koltuk ve özellikle bir konser için ayakta 1400'den fazla kişinin kalabileceği bu geniş açık alan, üzeri çelik çatı ile örtülü bir sahneye sahip.

Son kısım olan küçük çadır (tiyatro restoranı) çadırların ortasında yer alıyor. Küçük çadır, resepsiyon tesislerine ev sahipliği yapıyor. Yemek bölümü tasarımı hacmiyle bir sirk dünyasını çağrıştırıyor. Çelenklerin filtrelenmiş ışıkları altında, ahşap tavan ve duvarlar samimi bir atmosfer meydana getiriyor.

Hacimlerin dairesel geometrileri, yapıların devasa ve sağlam olmalarını sağlıyor. Yapılarda akustik, yalıtım ve hava sızdırmazlığı optimize ediliyor. Biyo-kaynaklı ve jeo kaynaklı malzemelerde özellikle ahşap tercih ediliyor. Projenin bütünü prefabrikasyon yaklaşımıyla tasarlanıyor. Böylece yapının çevresel etkisi en aza indiriliyor.