Tarihe Tanık Yapılar: Sivas’ın Tarihi Okul Binaları

Sivas. Anadolu’nun tüm dönemlerinin tanığı bu kadim kent Osmanlı’nın son dönemlerinde aldığı göçün de etkisiyle büyüyerek kozmopolit bir şehre ve entelektüel bir merkeze dönüşmüştür. Bu gelişimin farkında olan dönem idarecilerinin de katkısıyla Sivas’a inşa edilen eğitim yapıları, mimari ihtişamlarının yanı sıra işçiliklerindeki özen ve tarihlerinde yatan hikayelerle de dikkat çekmektedirler.

Bir zamanların Sebastia’sı, tarihimizin Danişment İli ve Anadolu topraklarının tanık olduğu tüm dönemlerin şahit kenti; Sivas. Tarih boyunca birçok medeniyeti topraklarında ağırlayan bu şehir, sadece bizim toplumumuz için değil insanlığın müşterek tarihi için de çok önemli bir konumda günümüze kadar varlığını sürdürmüştür.
Yakın tarihimize göz attığımızda da gördüğümüz üzere Sivas kenti, gerek demografik/ekonomik gücü gerek coğrafi konumu ile tüm toplumsal değişimlerde önemli roller almıştır. Kuva-yi Milliye döneminin karar merkezleri arasında yer alan kent, cumhuriyete giden yolun önemli mihenk taşlarından olan Sivas Kongresi’ne ev sahipliği yapmakla kalmamış yeni rejimin ilanına kadar olan süreçte ve devamında gerek halkı gerek kentsel imkanlarıyla tüm Anadolu’nun kaderine etki etmiştir.

Tarihi boyunca politik sorumluluklar üstlenen bu kent, geçirdiği dönemlerin kentsel politikalarından da payına düşeni almıştır. Selçuklu döneminde yükselen değerini günümüze kadar katlayarak ulaştırmış ve mimarinin bir politik araç olarak kullanılması olarak tanımlayabileceğimiz dönemsel yapı üretimi için özellikle önem verilen ‘’vitrin kent’’lerden biri olmuştur.
Vitrin kent olma özelliği bir kente ait dönemsel yapı envanterinden rahatlıkla okunabilmektedir. Özellikle reformların yapıldığı yıllarda yükselen binalar, inşa edildikleri coğrafyalara tesadüfen yapılmamış; tam aksine büyük bir hassasiyetle kentin özelliklerine ve kentin ‘’batı’’ nezdindeki yeri gözetilerek inşa edilmişlerdir. Osmanlı Devleti’nin son yıllarında başlayan eğitim reformları ile gündeme gelen okul binalarının batılı standartlara uygun olarak tekrar inşa edilmesi kararı da tam olarak bahsedilen reformlardan biridir ve eğitim reformlarının yapısal karşılık bulduğu vilayetlerin başında Sivas kenti gelmektedir.

Sivas’a inşa edilen batılı tarzdaki okul yapılarının en önemlilerinden biri şüphesiz Sivas Lisesi’dir. Köklü bir tarihe sahip olan bu okul, Sivas Kongresi’ne de ev sahipliği yaparak tarihimizdeki değerini katlamıştır. 1887 yılında yapım kararı verilen lisenin temeli Vali Sırrı Paşa tarafından atılmış olsa da Sırrı Paşa’nın kentten ayrılması sonrasında inşaat durdurulmuştur. Birkaç yıl sonra kente vali olarak atanan Memduh Paşa bu niteliklerde bir okul binasının gerekliliği konusunda Sırrı Paşa ile ortak düşüncelere sahip olsa da temeli atılan okulun yerini beğenmemiş ve binanın şimdiki yerinde yeni bir temel attırarak inşaatı baştan başlatmıştır. İçlerinde çevre illerden gelen ustaların da bulunduğu kalabalık bir ekip tarafından dönemine göre en modern koşulları sağlayacak şekilde inşa edilen bina, 1894 yılında kapılarını talebelerine açarak eğitim hayatına başlamıştır.

1915 yılında Çanakkale Savaşı için okuldan ayrılan dönem son sınıflarının tamamı savaşta şehit olduğu için okulun tarihinde mezun verilmeyen tek yıl olan 1915 senesi, hüzünlü ama şanlı bir hikaye ile karşımıza çıkmaktadır.
Savaş yıllarında onarılmasına karar verilen lise binasının onarımı 1918 yılında tamamlanmış ve tüm zorluklara rağmen kentin göz bebeği Sivas Lisesi büyük bir yenileme geçirmiştir.
Elbette Sivas Lisesi’nin tarihimizdeki en önemli rolü Sivas Kongresi’ne ev sahipliği yapmasıdır. Tüm Sivas halkının ezberlediği 4 Eylül 1919 tarihinde gerçekleştirilen kongre esnasında okulda bulunan 7 sınıf, Burhaneddin Efendi’nin konağına; beş sınıfı da Abidin Bey’in konağına taşınmış ve kongre sırasında dahi Sivas Lisesi öğrencilerinin eğitimine ara verilmemiştir.

Sivas Lisesi binası bu görkemli tarihi ile günümüze kadar ulaşmış olmakla birlikte yıllardır süre gelen cumhuriyetin ve bağımsızlığın temsili görevini devam ettirmektedir. Her yıl 4 Eylül tarihinde kapılarını ziyaretçilerine büyük bir gururla açan bina, kongreyi anmak için gelen binlerce kişi ile bir ulusal anma yerine dönüşmektedir. Kongre yapılan büyük salon ve Atatürk’ün kullandığı çalışma ve yatak odaları kongre yıllarındaki hali ile özenle muhafaza edilmektedir. Günümüzde Atatürk ve Kongre Müzesi olarak kullanılan yapı, cumhuriyete giden zorlu yolun en yakın tanığı olarak Sivas kent merkezinde ayakta durmaktadır.

Eğitim reformları ile birlikte Osmanlı’nın geç dönemlerinde Sivas’a kazandırılan okul yapılarından bir diğeri de 1899 yılında dönemin valisi Muammer Bey tarafından inşa ettirilen Mekteb-i Sanayi’dir. Binası yapıldıktan sonra Muammer Bey tarafından planlaması da yapılan okulun kuruluş amacı bölgede yoğun olarak yürütülen marangozluk ve demircilik faaliyetlerine ara eleman yetiştirilmesidir.

Cumhuriyetin ilk yıllarında da faaliyetini sürdüren Sanat Okulu, yeni inşa edilen endüstri meslek lisesi binasının şartlarının daha iyi olması sebebiyle boşaltılmıştır. Sonraki dönemlerinde atıl olarak bekleyen bu değerli yapının onarım ve restorasyon çalışmalarına 2005 yılında başlanmış; 2007 yılında tamamlanan restore çalışmalarının ardından 2009 yılında bina Arkeoloji Müzesi olarak tekrar hizmete açılmıştır.

İnşası Mekteb-i Sanayi ile yakın yıllara denk gelen Sivas Erkek Muallim Mektebi, kentin önemli eğitim kurumlarından birisidir. Dönem valisi Muammer Bey’in emri ile 1915’te inşa edilen yapının içinde tesis edilen okulun adı o yıllarda ‘’Darulmuallimin’’ yani öğretmen okulu binasıdır.
Kitabesi ve inşa evrakları olmayan yapının planı U şeklinde tasarlanmış cephe kurgusu ise mutlak bir simetriye dayandırılmıştır. Erkek Muallim Mektebi binasının planı Sanayi Mektebi ile paralellik göstermekle birlikte farklı olarak öğretmen okulu, iki katlı olarak inşa edilmiştir. Günümüzde Selçuk Anadolu Lisesi olarak kullanılan yapı yıllara meydan okuyan dayanıklı tavrını Milli Mimarlık Dönemi’nin özenli yapı inşasındaki titizliğine borçludur.

Sivas Kız Muallim Mektebi, kökeni itibari ile yörenin en eski eğitim kurumları arasında yer almaktadır. 1895 yılında açılan Ermeni Aramyan Okulu’nun kültürel mirası üzerine kurulan okulda eğitim dokuz yıl sürmekte idi. Türkçe, cebir, Ermenice ve müzik gibi oldukça çeşitli derslerin görüldüğü bu okulda kentin genç kızlarının kültür seviyesinin ileriye taşınması amaçlanmış ve buna yönelik bir müfredatla 1922 yılına kadar eğitim verilmiştir. 1922 yılında diğer tüm Ermeni okulları gibi faaliyetlerine son veren okul, bir süre askeri bina olarak kullanıldıktan sonra 1960 yılına kadar kentin ileri gelen eğitim kurumlarından olan Sivas Orta Mektebi’ne ev sahipliği yapmıştır. Sonrasında ise yıkılarak yerine İmam Hatip Okulu inşa edilmiştir.

19. yüzyıl sonlarında çok yoğun bir şekilde faaliyet gösteren yabancı temelli okullar, Anadolu coğrafyasında da aktif olarak çalışmıştır. Öyle ki bu demografik renklilik dönem Avrupası’nın en kozmopolit kentlerinden biri olan İstanbul ile sınırlı kalmamış; Anadolu coğrafyasında da neredeyse tüm illere sirayet etmiştir. Sivas kenti de bu kozmopolit yapıya sahip kentlerin başında gelmektedir. Sosyal yapının eğitim sistemine ve eğitim yapılarına etkisinin açıkça görüldüğü kentte birçok gayrimüslim kesime ait okul yapısı da bulunmaktadır.

Bu kıymetli listede değineceğimiz son eğitim yapısı, İsmet Paşa Mektebi. 1892 yılında inşa edilen okul, çifte minareli medresenin yıkılan yerinde bulunmaktadır. 2. İnönü Zaferi nedeniyle Kız Numune Mektebi olan ismi İsmet Paşa Mektebi oalrak değiştirilmiştir. 1950’li yıllarda bu bina yıkılmış ve üzerine inşa edildiği medresenin kalıntıları ortaya çıkarılmıştır.
Sivas’ın tarihinde hepsi birer kıymetli yapı taşı olarak yer alan bu yapılar, şüphesiz hem Sivas halkının hem de tüm vatandaşlarımızın hayatına direkt veya dolaylı şekilde etki etmişlerdir. Birçok değerli asker, bürokrat, siyasetçi ve ünlü simanın sıralarından gelip geçtiği bu okullar gerek mimari varoluşları gerek temellerinde yatan hikayelerle çok kıymetli kültürel miraslardır. Yapımında emeği olan isimlerin ve tüm eğitim teşkilatımızın çabasına değecek okullar oldukları her halinden anlaşılan Sivas’ın bu tarihi okulları umarız ki hak ettikleri değeri görür ve gelecek nesillere aktarılırlar.