Tarihten günümüze tiyatro mimarisi

Metropolis Antik Tiyatrosu (Fotoğraf: Merve Nur Türker)
Metropolis Antik Tiyatrosu (Fotoğraf: Merve Nur Türker)

Modern dünyada planı hala örnek olarak kullanılan, temeli antik Yunan ve Roma’ya dayanan tiyatro mimarisinin gelişimini inceliyoruz. Antik Yunan mimarisinde Dionysos Tapınağı’yla birlikte inşa edilen tiyatrolar, Roma döneminde bağımsız bir yapıya dönüşüyor. Günümüzde sinema salonları dahi antik dönemden izler taşıyor.

Modern hayatta sıklıkla rastladığımız tiyatro mimarisinin temeli antik tiyatolara dayanıyor. Tiyatro kelimesi Yunanca theatreon, seyirlik yer anlamına gelen kelimeden türetilerek, İtalcandaki teatro sözcüğünden de dilimize gelmiştir. Sahneyi üç yönden sararak oturma sıralarından oluşan tiyatro mimarisinin gelişimini inceleyelim.

Antik Yunan mimarisinde tiyatro yapısının ilk düzenlemelerini görüyoruz. Tiyatroların ortaya çıkışı Dionysos şenliklerinde Bağ Bozumu kutlamalarıyla ilişkili olduğu biliniyor. Milattan önce 4. yüzyıla kadar Antik Yunan mimarisinde bağımsız bir tiyatroya rastlamıyoruz. Tiyatrolar daha çok Dionysos tapınağıyla bilikte inşa ediliyor.

Yunan Tiyatro Mimarisi Bölümleri
Yunan Tiyatro Mimarisi Bölümleri

Yunan tiyatroları eğimli bir arazi üzerine yerleştirelerek, sahneyi at nalı şeklince U biçiminde saran ahşap oturma sıraları buluyor. Oturma sıraları için tercih edilen eğimli araziler özellikle doğal yamaçlar tercih ediliyordu. Yamacın tercih edilmesinin sebebi; seyircilerin sahneyi rahatlıkla görebilmesinin yanında sahneyi bakarken arkada güzel bir manzaranın olması isteniyordu. Aynı zamanda tonoz örtü sisteminin gelişmemiş olmasından ötürü yapay bir yamaç oluşturulamamıştı. Oval biçimli toprak sahnede oyuna eşlik eden orkestra, hikaye anlatıcılık görevini üstlenen koro ve son olarak da oyuncular bulunuyordu.

Scene, adı verilen sahne yapısı tiyatroyu sınırlamayı sağlardı. Sahnenin arkasında ise oyunda kullanılan dekor kostüm gibi eşyalarını saklanıp aynı zamanda da oyuncuların burada hazırlandığı kulis yapısı olarak kullanılırdı. Scenenin ön kısmında ise sütunların oluşturduğu bir ön sahne Prıskenium yer alıyor.

Bergama Antik Tiyatro (Fotoğraf: Merve Nur Türker)
Bergama Antik Tiyatro (Fotoğraf: Merve Nur Türker)

Helenistik dönemde inşa edilen Bergama Antik Tiyatrosu dünyadaki en dik tiyatro olmasıyla birlikte doğal bir yamaç tercih ediliyor. On bin kişi kapasitesiyle oldukça büyük olan antik tiyatro aynı zamanda Dionisos Tapınağı’yla birlikte inşa ediliyor.

Roma imparatorluk döneminde inşa edilen tiyatrolar Yunan tiyatro mimarisinden etkilenmekle birlikte bazı farklılıkları da bulunuyor. Özellikle Roma tiyatrolarının boyutları oldukça büyüyor. Aynı zamanda bu devasa yapılar artık bağımsız bir mimari düzenle inşa edilmeye başlanıyor.

Vitruvius’a Göre Roma Tiyatrosu
Vitruvius’a Göre Roma Tiyatrosu

Romalılarda mimarinin gelişmesi ve tonoz örtünün kullanılmasıyla birlikte tiyatrolarda doğal yamaçlar yerine tonozlar inşa ederek yapay yamaçlar oluşturuluyor. Roma tiyatroları izleyenlerin oturduğu basamaklı bölüme Cavea, yarım daire formlu merkezi yere Orchestra, sahne binası olan Scene olmak üzere üç ana bölümden oluşuyor. Oldukça heybetli olan Roma tiyatrolarında çok katlı scenelere rastlamaktayız. Aynı zamanda sütun ve heykel kullanılmıyla süslemeler yoğunlaştırıyor.

Antik Roma tiyatrolarında genellikle hoş zaman geçirmek amaçalnıyordu. Sahnelenen bir oyununun yanında; sirk, şenklikler, vahşi hayvan dövüşleri ve gladyatör dövüşleri de izleniyordu.

Antik tiyatro bakımından oldukça zengin olan ülkemizde Roma tiyatrosuna örnek olarak; Efes, Miletos ve Aspendos Tiyarosu’nu verebiliriz. Özellikle Aspendos Tiyatrosu’nda scene bölümünün oldukça yükselmesiyle birlikte dışarıyla bağlantısı kesilerek kendi içinde bağımsız bir yapı olduğunu görüyoruz.

Aspendos Antik Tiyatrosu (Fotoğraf: Antalya Valiliği Web Sitesi)
Aspendos Antik Tiyatrosu (Fotoğraf: Antalya Valiliği Web Sitesi)

Roma İmparatorluğu’nun önemli inşaa faliyetlerinden biri olan Efes Antik Tiyatrosu, milattan önce 3. yüzyılda inşa edilerek temelerinin Helenistik döneme dayandğı biliniyor. Fakat milattan sonra yapılan büyük oranda ekleme ve düzenelemelerden sonra Helenistik döneme ait izler görülemiyor. Efes Tiyatrosu, yirmi dört bin kişi kapasiteli üç katlı bir düzenelemesiyle antik tiyatro yapılarının en büyüklerinden biri olmasıyla biliniyor.

Efes Antik Tiyatro (Fotoğraf: Merve Nur Türker)
Efes Antik Tiyatro (Fotoğraf: Merve Nur Türker)
Miletos Antik Tiyatrosu (Fotoğraf: Merve Nur Türker)
Miletos Antik Tiyatrosu (Fotoğraf: Merve Nur Türker)

Miletos Antik Tiyatrosu, görkemli Roma tiyatrolarına verebileceiğimiz bir diğer örnek oluyor. Özellikle tiyatronun ikinci katı tamamen tonozlar üzerinde inşa ediliyor. Tiyatronun sağ ve solunda bulunan tonozlarla giriş ve çıkışlar sağlanıyordu.

Miletos Antik Tiyatronun Uzaktan Görünümü ve Tiyatronun iki yanında tonozlu giriş açıklıkları (Fotoğraf: Merve Nur Türker)
Miletos Antik Tiyatronun Uzaktan Görünümü ve Tiyatronun iki yanında tonozlu giriş açıklıkları (Fotoğraf: Merve Nur Türker)

Antik Yunan mimarisinde tiyatrolar Hristiyanlığın resmi din olmasının ardından yasaklanmıştır. Ortaçağda da tiyatro mimarisinin sekteye uğradığını söyleyebiliriz.

 Massimo Vincenzo Bellini Tiyatrosu - İtalya 1948
Massimo Vincenzo Bellini Tiyatrosu - İtalya 1948

Çağdaş tiyatrolar, antik tiyatro mimarisinden örnek alarak zaman içerisinde pek çok farklı alternatif geliştiriyor. Antik dönemde açık hava tiyatrolarının ardından zaman içerisinde kapalı alana geçiş sağlanıyor. 19-20. yüzyılarda sinemanın keşfedilip kullanılmasıyla da bu durum yaygınlaşmaya başlıyor.

Çağdaş tiyatrolarda; çerçeve, açık sahne, podyum, arena, esnek sahne ve karakutu sahne planları kullanılıyor. Çerçeve sahne planının temelleri antik tiyarolara dayanıyor. Bugün çağdaş tiyatro mimarisi için gayet çeşitli planlar olsa da genellikle tercih edilen çerçeve sahne planı oluyor.

Çağdaş Tiyatro Planları (Kaynak: Ö. A. Fişnek ve B. Satıcı)
Çağdaş Tiyatro Planları (Kaynak: Ö. A. Fişnek ve B. Satıcı)

Temelleri antik dönemde atılan tiyatro mimarisine günümüzde tiyatro salonlarından alışveriş merkezlerine ve hatta üniversite kampüslerine kadar pek çok yerde sıklıkla karşılaşabilmekteyiz.