Tarımsal geleceğe yön veren proje: Bitki Bilimleri Binası

Sektörün önde gelen bitki bilimi araştırma kurumu olan Washington Eyalet Üniversitesi; Bitki Bilimleri Binası ile topluma fayda ve hizmet sağlıyor. Proje, eyalet için önemli bir ekonomik gelir olan tarım endüstrisini geliştirmeyi ve küresel ticarete katkı sağlamayı amaçlıyor.

LMN Architects’in ortağı Stephen Van Dyck yaptığı açıklamada; Bitki Bilimleri Binası’nın, Washington eyaletindeki sürdürülebilir tarım ve ekolojik yönetim için önemli bir mihenk taşı olduğunu belirtiyor. Proje, Washington Eyalet Üniversitesi kampüsündeki bitkisel araştırmalarla ilişkili teknoloji araştırma tesislerine yer veriyor.

Proje, öncesinde farklı konumlarda çalışan araştırma dallarını tek bir tesiste birleştiriyor ve disiplinler arası iş birliği sağlıyor. 66 milyon dolarlık projeyi, Washington Eyaleti Yasama Meclisi finanse ediyor. Bitki Bilimleri Binası, Araştırma ve Eğitim Kompleksi (REC)’nin bir bölümünü oluşturuyor. Kompleksin ana planı, LMN Architects tarafından 2005’te tasarlanıyor. Kompleks dahilindeki Bitki Bilimleri Binası’nın inşaatına ise 2018'de başlanıyor ve 2020’de tamamlanıyor.

Dört katlı Bitki Bilimleri Binası, Araştırma ve Eğitim Kompleksi’nde merkezi bir görev üstleniyor. Proje, diğer yapılarla irtibat sağlayarak araştırma bölümlerini birbirine bağlıyor. İçerdiği temel tesislerle komşu birimlere altyapı sağlayan yapı, aynı zamanda kampüsteki bilimsel topluluğun merkezi gövdesini oluşturuyor.

Binanın içindeki modüler laboratuvarlar, zaman içinde değişen araştırma ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yeniden düzenlenebiliyor.

Modüler laboratuvarların kuzeyinde, uzman araştırmacılar için ofisler ve lisansüstü öğrenciler için açık çalışma alanları bulunuyor. Laboratuvarların güneyindeki bir dizi modüler ortak servis alanı, uzman araştırma ekipmanlarını barındırıyor. Servis alanlarına bitişik laboratuvarlardan kolayca erişilebiliyor.

Açık konseptli laboratuvarlar sayesinde bilim insanları; diğer çalışmaların yanı sıra bitkilerdeki karmaşık özellikleri keşfetmek, parazitlere ve hastalıklara karşı savunma geliştirmek için yeni teknolojiler kullanıyor. Yüksek teknolojili laboratuvarlardaki çalışmalar sayesinde buğday, patates, elma, kiraz, baklagiller, ağaçlar ve çimen dahil yüzlerce önemli mahsulün iyileştirilmesi hedefleniyor.

Bina, kompleks için yeni ve tanımlayıcı bir giriş oluşturuyor. Batıdaki Martin Stadyumu'na bakan iki katlı konsol, ana girişin üstünü örtüyor. Konsol altındaki alan hem günlük işleyişe hem etkinliklere zemin oluşturuyor. Konsol, kampüsün giriş kapısının görsel ve işlevsel gücünü artırıyor.

Binanın girişinde yer alan merdiven tüm katlar arası ulaşımı sağlıyor ve görsel bağlantıyı destekliyor. Her katta yer alan merkezi sosyal alanlar, dolaşım öğelerini kompleksin omurgasına bağlıyor ve ortak bir çekirdek içinde birlikteliği sağlıyor.

Binanın cephesi kampüsün genel atmosferine uyum sağlıyor. Dış cephe kaplaması, kampüsteki mevcut tuğla yapılardan ilham alıyor ve var olan mimari dil yeni teknolojilerle devam ettiriliyor. CNC kalıpla üretilen dalgalı tuğla deseni gün boyunca dinamik gölgeler oluşturarak bölgeye canlılık katıyor.

Kırmızı tuğla kaplama yüzeyi, yüksek performanslı bir prekast beton cephe paneli sistemine entegre ediliyor. Paneller; yapı, yalıtım, hava bariyeri ile iç ve dış kaplamaları tek bir prefabrik bileşen içinde topluyor. Bu sayede hem inşa süreci hızlanıyor hem de istenen geleneksel cephe görünümü oluşuyor.

Proje; Washington Eyaleti Tarım Bakanlığı ve Washington Çiftlik Bürosu üyelerinin yanı sıra eyaletin yerel tahıl, ağaç meyvesi, şarap, üzüm, patates, süt ürünleri, sığır eti ve ahududu üreticilerinin desteğini alıyor.