Türkiye’nin kalbinde, bilimin başkenti: ODTÜ Araştırma Parkı
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) bünyesindeki Araştırma ve Uygulama Merkezinin faaliyetlerinin daha etkili bir şekilde sürdürülebilmesi için yeni bir yapılanmaya ihtiyaç duyuldu. Bu bağlamda 2012-2014 yılları arasında yürütülen planlama süreciyle ODTÜ Araştırma Parkı şekillendi.
İnşaatına 2015 yılında başlanan projenin teslim tarihi ertelendiği için yapının 2022 yılında açılması uygun görüldü. Planlama aşamasına, üniversitenin çeşitli bölümleri de dahil oldu. Böylece park, disiplinlerarası çalışma imkanı sunan bir araştırma merkezine dönüştü. Bu merkez, Güneş Teknolojileri Araştırma ve Uygulama Merkezi (GÜNAM) ve Biyomalzeme ve Doku Mühendisliği Araştırma ve Uygulama Merkezi (BIOMATEN) gibi birçok birimi de bünyesinde barındırıyor.
Teknopark kompleksinin bir parçası olan yapı, bir bodrum kat ve dört normal kattan oluşuyor. Proje ekibi yapının mimari dilini, ODTÜ yerleşkesinin, Altuğ ve Behruz Çinici’nin tasarladığı ilk halinin bir uzantısı olarak, başlangıçtaki yapılarına hakim olan bir tür ‘ilkellik’, ‘ilksellik’ten ürettiklerini ifade ediyor. Böylece yerin tarihsel izi dikkate alınarak yeni ve özgün değerler tasarıma eklenmiş oluyor.
Yapıda, brüt beton ve doğal ahşap malzeme tercih ediliyor. Çerçeve sistem ve perde duvar sistemleri birlikte kullanılarak olabildiğince sade ve net bir taşıyıcı sistem tasarlanıyor. Yapının bazı kısımları boşaltılarak yapıya akışkanlık ve heyecan veren, her bakışta şaşırtıcı bir görünüm sunan perspektifler elde ediliyor.
Pasajı çevreleyen, çay bahçesi ve kafe olarak kullanılan “folly”ler, kampüs ile teknoparkı birbirinden ayırıyor. (18. yüzyılda İngiltere’de Romantizm akımıyla öne çıkarak, doğal çevrede masalsı bir etki oluşturan fakat estetik zevk dışında bir fonksiyonu olmayan “folly”ler, peyzaj tasarımının bir ögesi haline geliyor.)
ODTÜ Araştırma Merkezi, arazideki kot farkından dolayı yüksek bir kaide üzerinde inşa ediliyor. Bu yüzden ikisi ana giriş olmak üzere toplam dört girişe ulaşmak için çok basamaklı, uzun merdivenleri geçmek gerekiyor. Ana girişler, dikdörtgen planın uzun kenarlarının ortasında konumlandırılarak yapı merkezindeki kapalı ortak alana açılıyor. Yapıyı doğu-batı ekseninde bölen merkezdeki kapalı avlu, çalışma birimlerine geçişte başlangıç noktasını oluşturuyor. Yapı boyunca uzanan koridorlar etrafında kümelenen mekanlar, bu sirkülasyon hattının iki ucunda bulunan iki girişle dışarı açılıyor. Zemin katta yer alan ana fonksiyonların dışında bodrum katta kapalı otopark ve çeşitli teknik birimler bulunuyor.
Toplanma alanı olarak da kullanılabilen kapalı avlu, yapının merkezinde yer alıyor. Avluyu araştırma laboratuvarları, ofisler, sergi alanları, toplantı odaları, konferans salonları çevreliyor. Açık avlular da yapının akciğerleri olarak yapıya nefes aldırıyor.
Projenin baş mimarı Emre Arolat mimarlık anlayışını, "Her projenin, her özel durumun kendi sorunlarını tanımlamak, özel verilerini ayrıştırmak ve olabildiğince çok katmanlı bir tarifle özgülleşen durumun cevaplarını aramak üzerine kurulu bir pratiktir bu." şeklinde tanımlıyor. 2004 yılında Emre Arolat ve Gonca Paşolar tarafından İstanbul’da kurulan EAA-Emre Arolat Architects, ofis olarak bu anlayışı ilk günden beri her tasarımlarına yansıtmayı hedefliyor.
Proje | ODTÜ Araştırma Parkı |
Baş mimar | Emre Arolat |
Aydınlatma projesi | Studio Lighting Design |
Elektrik projesi | RAM Engineering |
Mekanik proje | STM Engineering |
Statik proje | Viramer Engineering |
Alan | 26500 m² |
İnce yapı işeri | Gintek İnşaat |