Yenilikçiliğin mimarı: Toyo Ito
Japon asıllı mimar Toyo İto, Tayvan'daki Dünya Olimpiyat Oyunları Stadyumu'nun da aralarında bulunduğu birçok esere imza atıyor. Toyo Ito 2013 yılı Pritzker Mimarlık Ödülü'nü kazanıyor. Ito, farklı alanlardan gelen fikirleri ve kavramları mimariyle birleştiren kavramsal mimarinin öncülerinden biri olarak tanınıyor ve dünyanın en yenilikçi ve etkili mimarlarından biri olarak anılıyor.
Toyo Ito, 1941 yılında Japon işgali altındaki Kore’nin Seul şehrinde Japon bir anne babanın çocuğu olarak dünyaya geliyor. 1943 yılında kız kardeşleri ve annesi ile Japonya’ya taşınıyor. 1965 yılında Tokyo Üniversitesi Mimarlık Bölümü'nden mezun oluyor.
1960 yıllarında Japon mimari hareketi Metabolist okulunun liderlerinden biri olan Kikutake Kiyonori’nin öğrencisi olmak için Kikutake Architects and Associates’te çalışmaya başlıyor.
Metabolist hareketi sürekliliğini yitirmeye başladığında Kikutake firmasından ayrılan Toyo İto, kendi ofisi olan Urban Robot’u (URBOT) kuruyor. Stüdyonun adını 1979’da Toyo Ito & Associates, Architects olarak değiştiriyor.
Ito, mimarlığı, özellikle çağdaş Japon metropolünde, kent sakinleri için "kıyafet" olarak tanımlıyor. Bu tema, bireyin özel hayatı ile metropol kamusal hayatı arasındaki denge etrafında gerçekleşiyor.
Toyo Ito, 1976'da ablası için sakin bir ortam sağlamak amacıyla çarpıcı Beyaz U Evi'ni tasarlıyor. Tokyo'nun kalbinde yer alan ev, kendine özgü tasarımı ve minimalist estetiği ile ün kazanıyor.
Başlangıçta ev “L” şeklinde tasarlanıyor fakat yapım aşamasında tasarım üzerinde yapılan oynamalar ile son şeklinde “U” formunu alıyor.
Karanlık koridorun bir ucunda çocukların odası yer alırken diğer ucunda annelerinin odası bulunuyor. Tüm yüzeylerde kullanılan beyaz renk, ışık efektleri için uygun bir zemin hazırlıyor.
Beyaz U Evi 1997 yılında yıkılıyor.
Rüzgâr Kulesi, Yokohama tren istasyonuna gelen kullanıcıları karşılayan ve üstünde durduğu yer altı alışveriş merkezinin havalandırma ünitelerine hizmet eden su depolarını barındırıyor.
Kule, delikli bir alüminyum levha ve rüzgâr hızına ve ses dalgalarına yanıt verecek şekilde yapılandırılmış yüzlerce ışıkla kaplanarak çarpıcı bir yapıta dönüştürülüyor. Yapı, gündüzleri sadece ışık yansıtırken geceleri rüzgâr ile değişen renk ve desenler ile göz kamaştıran bir görüntü sunuyor.
Toyo Ito, Rüzgâr Kulesi projesinde tamamıyla teknik bir strüktürü şehrin simgelerinden biri haline getirmesinden dolayı çeşitli ödüllere layık görülüyor.
Yatshusiro Belediye Müzesi Toyo Ito tarafından 1991 yılında tasarlanıyor. Ito’nun teknolojik ve modern mimari üslubu, bölgenin karakteri ile doğrudan tezat oluşturuyor. Ito, bu tarihi alanda, çelik ve cam kullanarak modern bir pavyon inşa ediyor.
Japonya’nın Sendai şehrinde yapılan Sendai Mediatheque kütüphanesi, 2001 yılında kullanıma açılıyor.
Sınırları önceden belirlenmemiş açık ve akışkan bir mekân fikrinden yumuşak çizgileriyle içeriyi ve dışarıyı bileştiren, bir tür bitkiyi andıran, yapının ilk katından son katına doğru akan taşıyıcılarıyla doğaya referans verebilen bir yapı ortaya çıkıyor.
Toyo Ito, içerideki aktivitelere göre çeşitlenen cepheler öneriyor. Güneydeki ana cephe, caddeye bakıyor ve iki katmanlı camla örtülüyor; rüzgârdan ve soğuk havadan korunması sağlanıyor. Başka yapıya bakan batı cephesi opak cephe elemanıyla kaplanıyor.
Yapının en alt kotundaki meydan resepsiyon, kafe ve bir kitapçıyı barındırıyor. Bir üst katta çocuk kütüphanesi, internet odası ve yönetim birimleri bulunuyor. Bu katlarda kamusal ve özel ayrımı mekânın içindeki mobilyalarla belirleniyor. Üst katlarda da okuma alanları yer alıyor.
sStrüktürel yenilik, değişkenlik ve fonksiyonel önemi açısından oldukça etkileyici bir proje olan Sendai Mediatheque, 2006 yılında RIBA (Royal Institute of British Architects) tarafından Royal Gold Medal ödülüne layık görülüyor.
Toyo Ito, Singapur'un liman cephesi projesi VivoCity için dalgalardan ilham alan bir cephe ve çatı tasarlıyor.
Ito Vivo City hakkında "Bir alanın sezgisel olarak diğerine açıldığı akıcı bir alışveriş keyfi sunmak istedim. Bu yapı, mekânı katlara ayırmıyor, sürekli bir deneyim olarak birbirine bağlıyor.” diyor.
Serpentine Gallery için 2000 senesinden beri her yıl yapılan Serpetine Pavyonu’nu 2002 yılında Toyo Ito ve Cecil Balmond tasarlıyor. Tek katlı pavyon beyaz alüminyum panel ve cam ile kaplanıyor. Pavyonu oluşturan dörtgenler taşıyıcı kiriş görevi görüyor.
Toyo Ito tarafından Belçika'nın Bruges kentinde tasarlanan küçük pavyon, 2002 yılında "Bruges'ün çağdaş bir şehir olma arzusunun sembolü" olarak hizmete açılıyor. Savaşta yıkılan bir kilisenin yerindeki bir parkın ortasında yer alan çelik ve cam tüp şeklindeki pavyon, şehrin kalbindeki Belediye Binası meydanında yer alıyor.
“Mimarlar mimariyi çok karmaşık hale getirdiler. Bunu basitleştirip herkesin anlayabileceği bir dil kullanmamız gerekiyor.” Toyo Ito
Toyo Ito’nun tasarladığı Tama Sanat Üniversitesi Kütüphanesi (Tama University of Art Library), Japonya Tokyo’nun Hachioji kentinde bulunuyor. Öğrencilerin kitaplar ve teknoloji ile etkileşim halinde olacakları bir yer tasarlamayı amaçlayan proje, 2007 yılında tamamlanıyor.
Ito, kütüphaneye girmeyi düşünmeyenler de dahil olmak üzere kampüs kapısından gelen herkesi içine alacak geniş bir galeri alanı tasarlıyor. Ziyaretçilere eğimli zemin ve ön bahçe manzarasının bina içinde devam ettiği hissini uyandıran, sistemsiz konumlandırılmış kemerlerden oluşan bu yapıyla karşılanıyor.
Karakteristik kemerler,betonla kaplanmış çelik levhalardan yapılıyor. Kemerlerin açıklıkları 1,8 ila 16 metre arasında değişiyor, ancak genişlik 200 mm'de sabit tutuluyor.
“Mekanları sanki bir park ya da ormandaymış gibi birbirine bağlı ve özgür kılmak için mümkün olduğunca duvarları kaldırmak istiyorum.” Toyo Ito
“Mimariyi şehirlerde yaşayan insanlar arasında bağ kurmak, hatta her şehirde var olan toplulukları yeniden canlandırmak için kullanmak isterim.” Toyo Ito
Barok tarzı her türlü eserin sergilenmesi amacıyla tasarlanan Museo Internacional del Barroco, Toyo Ito tarafından tasarlanıyor ve 2016’da tamamlanıyor.
Uluslarası Barok Müzesi’nin tasarımında üç esas belirleniyor: Barok mimariyi yansıtmak amaçlı akıcı mekân oluşturmak, ışığın bina içinde akışı, doğasına saygılı tasarım.
İlk olarak yapının kullanıcıya akıcı bir tasarım hissi vermesi için kıvrımlı, dalgalanan duvarlar kullanılıyor. Labirent gibi odaların birbirine bağlandığı yerlerde aydınlatma amaçlı küçük kubbeler oluşturuluyor. Aydınlatma kubbeleri ayrıca ziyaretçileri bina içinde yönlendiriyor.
UNESCO tarafından dünya mirası listesine girmiş özel bir bölgede yer alan müzenin çevre dostu olması da tasarım hedeflerinden oluyor.
2013 yılında Toyo Ito, en yüksek profesyonel ödül olan Pritzker Ödülü'nü kazanıyor.
Toyo Ito teknoloji, mimarlık, şehir ve şehirde yaşayanlar arasında sonsuz bir ilişki kurgularken şehrin, içinde yaşayanlar üzerindeki derin etkisine ve teknolojinin mimarlıkta oynadığı önemli role de vurgu yapıyor.