'Anlaşırsak ben yokum' Rap

Kendine has ritim ve temposuyla başka müzik türlerini de yapısal değişikliğe uğratan Rap müzik, aynı zamanda kendi cihazlarını da yine kendi çağına, düşüncesine ve yapısına göre uyarlamıştır.
Kendine has ritim ve temposuyla başka müzik türlerini de yapısal değişikliğe uğratan Rap müzik, aynı zamanda kendi cihazlarını da yine kendi çağına, düşüncesine ve yapısına göre uyarlamıştır.

Rap'in ilk izlerine, 1970 yılına girildiğinde Amerika'nın "Boogie Down Bronx" bölgesinde rastlıyoruz. Yeraltından dünyaya fırlatılan bu müzik, önce insanların öfkelerini fethedecek ardından da müzik sektörünü kontrolü altına alacaktı. "Boogie Down Bronx" bölgesinde yaşayan Jamaikalı siyahiler; yaşadıkları sınıfsal, kültürel ve sosyo- iktisadi bunalımlarını işte bu bağrı yanık müzikle ifade edeceklerdi.

Nasıl başladı?

Başladı yerine devam etti mi demeliydik? Neydi bu ergen odalarından sokaklara, meydanlara taşan Rap? Kelimenin anlamı hakkında muhtelif yorumlar bulunmakla birlikte "Ritmik Afrika Şiiri", "Ritmik Amerikan Şiiri" ve direkt sözlük anlamı olarak da "şiddetle söylemek" manasında kullanılıyor İngilizcede. Rap'in ilk izlerine, 1970 yılına girildiğinde Amerika'nın "Boogie Down Bronx" bölgesinde rastlıyoruz. Yeraltından dünyaya fırlatılan bu müzik, önce insanların öfkelerini fethedecek ardından da müzik sektörünü kontrolü altına alacaktı. "Boogie Down Bronx" bölgesinde yaşayan Jamaikalı siyahiler; yaşadıkları sınıfsal, kültürel ve sosyo- iktisadi bunalımlarını işte bu bağrı yanık müzikle ifade edeceklerdi. Hatta bu müzik, kimi teorisyenlere göre, Batı Afrika etnik müziği olan Griot müziğine dayanıyordu.

Griot'u en kolay biçimde düşünürsek; bizim aşık tarzı, sazlı ve sözlü ozanlarımızın eserlerine benzetebiliriz. Tıpkı bizdeki gibi çeşitli şiirlerle ve yerel enstrümanlarla icra edilen bu müzik, yıllar sonra dünyayı yönettiğini düşünen Amerika'nın kalbine saplanacaktı. Katilinin evine! Rap müzik kendi hâlinde bir estetikten ziyade, merkezi olanı bozma, akamete uğratma olarak çıkmıştır biraz da. İlk örnekleri de bu şekildedir. Kendine has ritim ve temposuyla başka müzik türlerini de yapısal değişikliğe uğratan Rap müzik, aynı zamanda kendi cihazlarını da yine kendi çağına, düşüncesine ve yapısına göre uyarlamıştır. Bu cihazların arasında breakbeat ve turntablescratch gösterilebilir. O güne kadar gelmiş çeşitli müzik türlerinin veya o günün popüler müziklerinin yapıbozuma uğratılmasıyla daha yeni ve çağına uygun müzikleri, işte bu cihazlarla gerçekleştirmişlerdir.

Nasıl başladı?

1979'da Sugarhill Gang'ın "Rapper's Delight" parçası resmi anlamda Rap müziğin müzik sektörüne girişi olarak görülebilir. Aynı zamanda sözlerinde Rap ve Hip-Hop kelimelerine yer veren Gang, bu kelimelerin tartışılmasının önünü açmıştır. Her sanat dalında olduğun gibi Rap müziğin içerisinde de bu işin hakiki tarafının ve popüler tarafının temsil edildiğini belirten bazı kavramlar olmuştur. Örneğin Rap, yayılmacı/insana doğrudan coşkuyla ve düşünmeden ulaşan icracılar için kullanılırken; MC ise işin söz, estetik ve zihin tarafını temsil eder. Hatta daha sonra bu iki kavram üzerinden çokça tartışma yaşanacaktır. Bazı MC'ler, Rap müzik yapan diğer isimleri popüler ve sisteme ayak uyduran düzenbazlar olarak tanımlayacaklardır. Bir sosyal eşitsizlikten ve sokaktan doğan Rap, kendini ancak böyle koruyabiliyordu: Anlaşırsak ben yokum.

Özellikle Grand Master Flash ve Furious Five gibi Rapçiler sosyal sorunları gündeme getirerek Rap müziğin esas çıkış amacını yer yer güncellemişlerdir. "The Message" isimli eser bu konuda verilebilecek en iyi örneklerden birisi. Akıllı, gerçekçi, çirkin ve sokaktan. Rap'in anlaşmaz, ipe sapa gelmez olmasına rağmen; hayatı ıskalamaması ve hatta bu yüzden de bir gençlik hevesinden çok mücadeleye eğilimli bir hayatın sembolü olması, vicdanın hamiliğini yapmasıyla ilişkilidir. Rap müziği yapanlar, bu dünyaya dahil olmak için çeşitli ruhsatları sağlamalıdırlar. Sokaktan, halktan, fakirlikten geldiğini ispat etmelidir. Özellik 50 Cent ve Eminem'le birlikte icracıların kişisel biyografileri fenomen hâline gelip Rap cemiyetinin şartlarını belirlemiştir. Eminem, pahalı şarapları ve zengin hayatları yere sererken, 50 Cent de dokuz kurşun yediği hayatıyla Rap'in yeni şartlarını belirliyordu. Rap müzikten yani kendinden önce başlıyordu bir bakıma.

Bizde neler oldu?

Türkiye'ye Rap nasıl geldi, kim getirdi peki? Düşmandan, düşmanın kalbine hücum silahını alanlar getirdi. Almanya'da ayrımcılığa uğrayan Türkler, sosyal hayatlarında birçok mekâna alınmadılar. Bu dışlanmışlıkla alternatif arayan Türkler, Almanya'daki bir Amerikan üssünün içerisindeki sosyal/eğlence mekânlarına rahatlıkla girebiliyorlardı. Ve Rap müzikle orada tanıştılar. Bu tanışma dönemin sosyo - politik ortamıyla protest bir tavra dönüştü ve Türkiye'ye kadar geldi. Yani kalbimize ve yumruğumuza kadar. 1995 yılında Cartel bir fırtına gibi gelecek o kelebek etkisini yapacaktı. Arabeskten sonra Türk gençliğini sahipsiz bırakmayacak bir tarzın öncüsü olacaklardı... Sultana, Fresh B, Nefret, Silahsız Kuvvet, Fuat gibi isimler Cartel'den aldıkları etkisi daha da yerli formlarla uygulamaya başlayacaklardı. Her şeye rağmen undergorund bir biçimde devam eden Rap, 1999 yılında 20'ye yakın Rapçinin bir araya gelerek yayınladıkları "Yeraltı Operasyonu" albümüyle büyük bir kırılma yaşadı ve yeraltından yer yüzüne, Turgut Uyar'dan ilhamla söylersek; kayayı delen incir gibi serpilecekti. Ardından Ceza'nın 2004 yılındaki "Rapstar" albümü ve ardından Sagopa Kajmer'le rap artık popülerleşmeye başlamıştı. Ceza ve Sagopa Kajmer'in etrafında güçlü bir biçimde, aşk acısı çeken her gencin telefonuna, aklına ve odasına girecekti...

Türkiye Rap ülkelerden farklı olarak tarihsel anlamda bir avantaja sahipti. Bu avantajın adı "Hikmet"ti aslında. 2000'lerden bugüne Türk Rap müziğinin sözlerine baktığımızda, Yunus Emre'den ve diğer birçok isimden doğrudan alıntı şeklinde veya fikir anlamında etkilenildiğini görüyoruz. Bu da aslında Türkiye'de Rap müziğin hızlı yayılım göstermesini ve eski kuşak olarak nitelendirebileceğimiz insanlar tarafından gelenek kavramı altında mukavemete uğramamasını da bir yandan açıklamış oluyor. Türkçe'nin ihtişamı dar çevrelerdeki sanat mahfillerinde sıkışıp kalmadı, rap müzikle birlikte tüm Türkiye'ye dağıldı. 2000'lerden bugüne gençlerin kankası olarak onlara nasihat edebilme kudretine sahip olan rap, yeni bir tarzda konvensiyonel kültürün taşıyıcısı olarak çok önemli bir vazifeyi yerine getirmiştir. İlginçtir ama Türkçe'nin resmî kurumlar tarafından uğradığı saldırıları, Sagopa Kajmer'in albümlerinde geçen kelime havuzu, gençlerin gözünde etkisiz hâle getirmiş, asli olanla gençlerin arasında bir bağ kurabilmiştir. Yine aynı şekilde Fuat ve Ceza'nın, dünya sistemine karşı olan protest duruşları, gençleri etkilemiş ve onları dönüştürmüştür. Basat'ın Tepegöz'ü yerle yeksan ederken kullandığı silahın adıdır Rap. Atlanacak atı olmayanların kulaklıkla dünyaya hücumudur rap. Her şeyi resmetmeye sesinden başlayanların...