Aslı, 42 yaşında...

aslı
aslı

Nihayetinde beklenen gün geldi ve birkaç ağaç için ortalık karıştı. Fırsat ayağına kadar gelmişti, bunu tepmek doğru olmazdı. Gezi öncesi ne söylediyse tevil edilebilirdi. Sonuçta böyle bir seçim yapmanın maliyeti yoktu. Hatta “Tayyip Erdoğan da benim gibi balık burcu çıktı... Şimdi anlaşıldı mesele.” diyerek özdeşlik kurduğu adama da düşman olabilirdi. İşte bu koşullarda Aslı; Recep Tayyip Erdoğan’a tepki olarak yeniden doğdu…

Aslı, 24 Şubat 1973 yılında İstanbul’da doğdu. Tipik bir balık burcuydu, tepkilerinde aşırı duygusal davranabiliyordu. Ansiklopedilerin ilgili maddesinde şöyle yazıyordu: Balık burcu kadını, duyguları ve aklı arasında orantı kuramazdı. Elbette bu, Aslı’nın suçu değildi. Burcunun kurbanı olmuştu. Bu, onun değişmez talihi, güldürmeyen kaderiydi işte…

O, New York Üniversitesi gazetecilik ve Ortadoğu üzerine yüksek lisansını tamamlamış, ülkesine henüz dönmüştü. ABD’de kurduğu bağlantılar, okuduğu hacimli kitaplar onu gerçek anlamda (!) bir Ortadoğu ve gazetecilik uzmanı yapmıştı. Türkiye’deki problemlerin analizinde ciddi bir açıklık yaşanırken onun sessiz kalması beklenemezdi. Böylece gazetecilik kariyerinde hızlı bir şekilde zirveye tırmanmaya başladı.

Aslı Aydıntasbas
Aslı Aydıntasbas


Onun değişimi bu durumla sınırlı değildi. 2013 Mart ayıydı. O, çok kızgın ve hayretler içindeydi. Kendilerine Sol veya Sosyalist diyenlerin İmralı sürecine çemkirmesini, onunla alay etmesini, hatta düpedüz cephe almasını anlayamıyordu. Ona göre, bu entelektüel kibir, bu müzmin şikâyetçilik hali, aslında Tayyip Erdoğan alerjisinden kaynaklanıyordu. Cümlelerinde: “Ama olur da Tayyip Erdoğan’a yarar diye, akan kanın durmasına hayır demek, sizlere ne oy getirir, ne itibar!” diyordu. Onun, Tayyip Erdoğan’a yarar diye PKK’nın hiçbir eylemi hakkında olumsuz konuşmaması için bugünleri görmemiz gerekiyordu. Aslı’ydı işte. Bir seviyor, bir nefret ediyordu…

O her zaman çok fonksiyonel ve konjonktürel bir gazeteciydi. Yerine göre ABD’de Cumhuriyetçi veya Demokrat, Yunanistan’da Sosyalist, Türkiye’de ise Kürtçü olabiliyordu. Bu, Tanrı vergisi bir yetenekti. Birçok kula nasip olamazdı; hayal gücü de yüksekti. Burcunun nitelikleri her daim onunla uyumluydu: “Hal böyle olunca burcun kadını da derin hayal dünyasına sahiptir. Sürekli olarak hayal kurar ve bu hayalin peşinden gitmek ister. Kimi zaman kurdukları hayal imkânsız olsa da!

” Hayaller ne güzel şeylerdi. Onun da peşini bırakmıyordu işte: “Allaaaaah….Syriza çadırında sirtakiler başladı.” ve “İnanılmaz bir coşku.” paylaşımları yaptığı bir gecenin ardından Syriza lideri Aleksis Çipras’ı oldukça “Sıcak, doğal, sempatik biri….” olarak tanımlıyordu. Aynı isim bir sene sonra, Wall Street Journal gazetesinin Çipras için “ülkesini felakete sürüklüyor” başlıklı haberini paylaşıyor ve “fazla seçenek kalmamış gibi…” yorumunu yapıyordu.

O, Çipras’ı kısa sürede unutmuş, bu kez televizyonda saz çalan bir adama hayranlık beslemişti: “Ayy bu HDP çok tatlı” ve “Ayyy ne güzel saz çalıyor.” şeklinde müthiş analizler yapmaya başlamıştı. Hatta seçim günü büyük bir heyecanla uyanmış, doğru yerde durmanın çok güzel bir his olduğunu anlatmıştı. Mutluydu işte.. Çok mutluydu; hatta espri bile yapıyordu: “Tatlı tatlı bir MHP-AKP koalisyonu, Türkiye’nin önündeki bütün iç ve dış sorunları çözer... (Şaka şaka)” Şaka ile de arası iyiydi. Mesela Ayşe Hür’ün “AKP’nin İsmet Yılmaz gibi sönük bir figürü aday göstermesi, Deniz Baykal’ın seçilmesini adeta garantiledi.” yorumuna büyük bir iştahla “Katılıyorum” demişti. “Umarım artık herkes CHP-HDP-MHP fantezisinin sadece bir fantezi olduğunu görmüştür.” ve “İyi oldu. Hanyayı Konyayı görmüş olduk.” diyerek son şakasından da vazgeçmemişti.

Suruç saldırısı henüz olmuştu. Ünlü gazeteci, diğer Ak Parti muhalifleri gibi Tayyip Erdoğan’ı suçluyordu. Unutmuş olabilirdi ama buna benzer bir olayda- Reyhanlı saldırılarında- hükümeti değil muhalefeti suçluyordu. Ne yapabilirdi ki eskiden seviyordu; şimdi ise nefret ediyor! Suçlu tabi ki Balık burcuydu…

IŞİD konusundaki tezleri de ilginçti. Devletin Kürtlerin özerklik kazanacağı düşüncesiyle IŞİD’e müdahale etmemesini eleştirdikten çok kısa bir süre sonra; “Türkiye İncirlik’i IŞİD’i bombalayan koalisyon uçaklarına açtı. Yani Türkiye artık IŞİD karşıtı koalisyonun içinde. Yani zor günler başlıyor.” diyordu. Zor günlerin habercisi olarak, seçtiği örneklem ise kuaförü Cafer’di. Cafer, onun saçlarını tararken “Türkiye, Suriye gibi olmasın diye dua ediyorum” diyor ve Aslı’nın umutları kırılıyordu. Ansiklopedinin buna da bir cevabı vardı elbette. Balık burcu kadını hızla değişen duygulara sahiptir. Bu özelliği hem aşk, hem de normal ilişkilerde sürekli olarak görülür. Çok mutluyken bir anda üzülebilir.

Aslı, 42 yaşında… Her düğünde halay başı olur, her cenazede ortadan kaybolur. Sadece ama sadece duygularının sesini dinler. Sonuçta o bir balık burcu kadını... Sıcakkanlı ve fevri… Sevdiğini kem gözlerden sakınır, sevmediğini ise her zaman gözümüzün içine sokar. Ama Allah var, yiğidi öldür hakkını yeme derler ya işte her şeyde tutarsız davranışlar sergileyen Aslı, tipik Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı konusunda oldukça tutarlı… İşte bu konuda, ansiklopedinin ilgili maddesinin verecek cevabı yok. Sonuçta Aslı, ansiklopediyi de bizi de tüketiyordu.