Ben bir başkasıdır: Romain Gary

Romain Gary
Romain Gary

Romain Gary çok sevdiği eşinin ayrılığından sonra bunalıma girdi. Aslında bunalım ve sıkılganlık hobisiydi onun. Ama bu sefer aşk vardı ortada. Aşkı aşamıyordu Romain Gary. Bütün isimlerini toplayıp da bir vücutta, bu acıya dayanmaya çalışıyordu. 1980 yılında Paris'te silahla son verdi hayatına...

1

Asıl adı Roman Kacew olan, Romain Gary... 1914 yılında, hayatın tam da kendisi olmak için çok uygun bir yer olan Litvanya'nın Vilna şehrinde gelir dünyaya. Bu soluk ve soğuk Avrupa şehri henüz yavaş yavaş ısınırken, Romain Gary henüz ilk ismiyle soluk alıp veriyordu dünyada. Sıkılgandı, buna rağmen şımarıklığın bir sıkılganlığı değil, yaşadığı ailevi ve iktisadi sorunlardan dolayı sıkılgandı. Bunca imkânsızlık arasında hayatına birkaç isimle renk katacaktı. Edebiyattan, sinemaya oradan savaş tarihine kadar birden fazla alan onu bekliyordu...

  • 2
  • Şartlar gelişiyordu. Babası, onu ve annesini terk edecekti. Bir şeyi bırakmayı, arkasına bakmadan terk etmeyi ve dahi terk edilmeyi öğreniyordu. Yahudi olmanın verdiği gizlilikle yaşıyorlardı bir yandan. Annesi terziydi ama onun da hayata dair çeşitli hayalleri vardı. Hayallerini biraz da oğlu üzerinden gerçekleştirmek istemişti. İmkânsızlıklar içerisinde olmasına rağmen keman, dans ve resim gibi birçok alanda kursa gönderdi oğlunu. Ama eksik bir şey vardı bunlarda. O da Romain Gary'nin kendisi veya kendileri...

3

Romain Gary'nin kalemi kuvvetliydi, hayata dair tüm tasarı ve kabiliyetini de burada buluyordu. Üstelik annesi de kabullenmeye başlamıştı yeteneğini. Şiir, öykü gibi farklı farklı türlerde çalışmalar yapıyor, dergilerde eserleri yayınlanıyordu. Yani edebî kamudan da onayını almıştı bir bakıma Gary. Artık geri dönemezdi. Dönemedi de. Hayatı kalemiyle akacaktı. Öyle ki yalnızlığını kalabalıklaştıracaktı. Bu kalabalıklaşmayı her şeye rağmen annesini düşünerek girdiği Hukuk bölümünden pilot olarak başlatacaktı. Savaşta ölmeyen beş pilottan birisi olarak ödül de alacaktı.

  • 4
  • Romain Gary'nin kalemi kuvvetliydi, hayata dair tüm tasarı ve kabiliyetini de burada buluyordu. Üstelik annesi de kabullenmeye başlamıştı yeteneğini. Şiir, öykü gibi farklı farklı türlerde çalışmalar yapıyor, dergilerde eserleri yayınlanıyordu. Yani edebî kamudan da onayını almıştı bir bakıma Gary. Artık geri dönemezdi. Dönemedi de. Hayatı kalemiyle akacaktı. Öyle ki yalnızlığını kalabalıklaştıracaktı. Bu kalabalıklaşmayı her şeye rağmen annesini düşünerek girdiği Hukuk bölümünden pilot olarak başlatacaktı. Savaşta ölmeyen beş pilottan birisi olarak ödül de alacaktı.

5

Savaştan sonra diplomat olarak hayatını sürdürüyordu. Bunca değişik tecrübe ve acılar onu çok sayıda insana bölmüştü. Ne zaman hangisi olacağını düşünen bir adamdı Romain Gary. 31 yaşına geldiğinde ilk romanını yayınladı. Eserlerini yayınlarken birden fazla isim kullandı. Birden fazla şüphesi, korkuları, acıları ve sıkılganlığı vardı. Eserlerini: Romain Gary, Emile Ajar, Fosco Sinibaldi ve Shatan Bogat isimleriyle yayınladı. Hikâyesi de burada gelişecekti. Kural gereği herkesin ömründe bir defa alabildiği Goncourt Ödülü'nü, o iki sefer alacaktı. Farklı isim ve farklı sıkılganlıklarıyla. Bu öyle bir durumdu ki bunu açıklayabilmesi için ölmesi bile gerecekti Romain Gary'nin...

  • 6
  • İlk ödülünü Romain Gary adıyla yayınladığı Cennetin Kökleri romanıyla alacaktı. Tarih 1956 yılını gösteriyordu. Romain Gary'i ismini Fransa'da iyice belirginleştirmeye başladı. Cennetin Kökleri, onun hayatıyla mutabık bir kitaptı. Hem bir zekâ gösterisi hem de bir duygular korosuydu. Bununla birlikte daha sonra yayınladığı kitaplarda da aynı başarıyı yakalamıştı. Ünlü yazarlar, Gary hakkında yorumlar yapıyordu. Emile Ajar ismini kullanıp yayınladığı kitapları da çıkmaya başlayınca, eleştirmenler Romain Gary'nin, Emile Ajar'a göre daha olgun ve aynılaşmaya başlayan bir yazar prototipi olarak görmeye başlamıştı. Oysa Emile Ajar da Romain Gary de aynı adamdı. İnsan ne kadar aynı kalabilirse dünyanın karşısında.

7

Emile Ajar ismiyle Onca Yoksulluk Varken eseriyle ikinci defa Goncourt ödülünü alacaktı. Fransa hem eseri hem de yazar Emile Ajar'ı konuşuyordu. Onu gören yoktu yalnızlığından başka. Durum öyle bir noktaya geldi ki Romain Gary, yeğeninden Emile Ajar olduğunu itiraf etmesini isteyecek ve bunu yaptıracaktı. Ama gerçek bir gün ortaya çıkacaktı. Romain Gary çok sevdiği eşinin ayrılığından sonra bunalıma girdi. Aslında bunalım ve sıkılganlık hobisiydi onun. Ama bu sefer aşk vardı ortada. Aşkı aşamıyordu Romain Gary. Bütün isimlerini toplayıp da bir vücutta, bu acıya dayanmaya çalışıyordu. 1980 yılında Paris'te silahla son verdi hayatına... İntihar mektubunda ise Emile Ajar olduğunu itiraf ederek gidiyordu dünyadan... Geride ise şu sözleri yankılandı: "Çok eğlendim. Teşekkür ederim. Hoşça kalın"