Bir taş at

Belki de Üzülmeliyiz, Ahmet Murat, Profil Kitap.
Belki de Üzülmeliyiz, Ahmet Murat, Profil Kitap.

Birazcık olduğumuz yerde kalmalıyız. Seyretmeliyiz. En çok da seyretmeyi yitirdik ya! Seyretmeyi, seyranı, temaşayı, bakmayı ve görmeyi. ‘Belki de Üzülmeliyiz’i okurken bunların ne denli önemli olduğunu hissediyoruz. Ahmet Murat iyi bir şair, güçlü bir temaşakâr. Mısra mısra hissettiriyor bunu. Sıradan gördüğümüz, aşina olduğumuz, görmezden geldiğimiz şeyleri kalbimizin derinliklerinde hissettirerek hatırlatıyor. Kitapta kırk adet deneme var. Her bir denemede bir farkındalığı oluşmasına vesile oluyor yazar. Yer yer zamanda yolculuk yapıyorsunuz. Kudemanın dergahına varıp nasihatler alıyorsunuz ayak üstü. Kelime kelime, mısra mısra yeni şeyler öğreniyorsunuz. Belki de Üzülmeliyiz, sıkıldığınız zamanlarda herhangi bir yerini açıp ferahlayacağınız bir başucu kitabı niteliğinde. Şunu açıkça söylemeliyiz; insana insanı hatırlatıyor Ahmet Murat, şiirlerinde olduğu gibi.

Belki de Üzülmeliyiz, Ahmet Murat, Profil Kitap.

Bir kitap oku

Bilenler bilir Metin Eloğlu’nu, şiiriyle ne Garip’tir ne İkinci Yeni. Aynı mahallede yaşıyor her ikisiyle bir taraftan. Bazen Garip’in bahçesinde Orhan Veli, Oktay Rifat, Anday iledir, bazen İkinci Yeni’nin bahçesinde İlhan Berk, Cemal Süreya, Edip Cansever’ledir. Herkes dağıldığında Metin Eloğlu yalnız başına kendi şiirine, evine geçer. Her anlamda ‘eloğlu’dur. Şiiriyle, tavrıyla, eleştirileriyle bütünüyle eloğlu. Onun bu kendine has hâli elbette ki özgün şiirini ortaya çıkarmıştır. Şiirinde kavga, açlık, yoksulluk ve mücadele var. Ve tabii ki buram buram bohem. Onu İkinci Yeni’ye dahil edenlerin dayanağı bu bohemlik dolayısıyla dilindeki kapalılık. Son olarak şunu da söyleyip sizi ‘Bu Yalnızlık Benim’ ile baş başa bırakayım sizi: Metin Eloğlu şiiri için bir sıfat bulmak epey güç. Ne düşüncenin ne de hissin şiiri, sadece Eloğlu şiiri.

Bu Yalnızlık Benim, Metin Eloğlu, YKY

Bir film seyret

“The Sea Insıde” (İçimdeki Deniz) filmi, İspanyol yönetmen Alejandro Amenábar tarafından yönetilen ve Javier Bardem'in başrolünde oynadığı bir dramadır. Film, gerçek bir hikâyeden esinlenerek yapılmıştır. Bu etkileyici film, bireyin yaşama ve ölüme dair derin düşüncelerini ve bu konudaki kararlılığını ele alır. Aynı zamanda insanın kendi bedeni üzerinde sahip olduğu hakları, yaşamın değerini ve insan onurunu sorgular. Film, insanın özgür iradesi ve kendi hayatına dair karar alma hakkı üzerine düşündürücü bir atmosfer oluşturur. Ramón, genç yaşta bir dalış kazası sonucu boyundan aşağısı felç olan bir adamdır. Yıllarca yatağa mahkûm yaşar ve yaşamının geri kalanında bu durumu kabullenmez. Kendi bedeni üzerinde karar verme hakkını savunur ve ölüm hakkını elde etmeye çalışır. Film, Ramón'un içsel dünyasına ve bu zorlu süreçte karşılaştığı ahlaki, etik ve hukuki zorluklara odaklanır. Ramón'un bu kararını destekleyen ailesi ve avukatıyla olan ilişkileri, filmdeki duygusal derinliği artırır. Javier Bardem’in çarpıcı performansı, karakterin içsel çatışmalarını ve kararlılığını izleyiciye son derece etkili bir şekilde aktarır. Alejandro Amenábar'ın yönetimi ise hikâyenin dokusunu ustaca işler.

Bir albüm dinle

Sinead O'Connor. Müslüman olduktan sonraki yeni ismiyle Şüheda Davitt. 1984 yılında kendi kurduğu Ton Ton Macoute grubuyla tanınan Davitt’in 2014 yılında çıkardığı “I'm Not Bossy, I'm the Boss” albümü çıktığı günden bu yana müzik listelerinin başında. Müzikal açıdan, albümün sesi rock, pop ve geleneksel İrlanda müziğinin bir sentezi olarak öne çıkıyor ve Şüheda Davitt’in güçlü ve duygusal vokali, her şarkıda dikkat çekiyor. Albümün parçaları arasında öne çıkanlar arasında “Take Me to Church”, “James Brown” ve “8 Good Reasons” bulunuyor. Her biri kendi tarzında etkileyici ve duygusal derinliğe sahip şarkılardır.

Sinead O'Connor, I'm Not Bossy, I'm the Boss, 2014

Bir şiir oku

  • Lehime değil hiçbir şey sen olmasan
  • İçimde dışımda büyüyor tuhaf bir lehlik
  • İnsem rumda kışlarım
  • Çıksam her yer Allahın nefesi
  • Hüseyin Atlansoy

Bir pasaj oku

“Kimse bilmiyor ama sen kendin biliyorsun. Ve sen, kendin için dünyadaki en önemli insansın. Öyle olmalısın! Aksi halde yaşadığın hayat senin hayatın olmaz, -mış gibi bir hayat sürersin. Bu yüzden “benim hayatım” diyebilmen, “ Yaşadım!” diyebilmen için her zaman, bu durumda olduğu gibi kimsenin bilmediği bir koşulda dahi, sen kendin için doğru olanı, adil olanı yapmalısın.”

Doğan Cüceloğlu, Var mısın?

Parolayı unutma

“Filistin bir sınav kâğıdı, her mü'min kulun önünde.”

Hikâyeyi gör

“Sözlerin işe yaramadığı anlar vardır, keşke ben de ağlayabilseydim, her şeyi gözyaşlarımla söyleyebilseydim, anlaşılayım diye konuşmak zorunda kalmasaydım.”

Bir hayal kur

“Nehirden denize özgür Filistin.”

Bir umut ışığı gör

Mescid-i Aksa