Büyük Boşluk Oteli

Cevdet Karal​

I.

Ben nerede oturuyorum

Bilemediniz, Büyük Boşluk Oteli

Düşümde bir ineği sağıyorum

O sağılıştan elde ediyorum bütün müzikleri

Büyük bakır kaplarda süt

Bir beyaz, bir mavi

Bir menekşe, bir portakal rengi

Kapı seslerine kulak veriyorum

Her duyduğum bunlardan biri

Siyaha geçiş törenleri

Büyük Boşluk Oteli konuşuyor benimle

Bir otel ne kadar konuşabilirse öyle

Tanrısız olur mu ki bir otel, o bir boşluktur sadece

Olsa olsa bir ışığın bir karanlığa çekildiği yer

Ve silinmiş el yazıları gibidir

Vazgeçilen arzular, kendini belli eder

-O halde oteli ateşe vermeli!

Büyük Boşluk Otelinde başka kim var ki

Ben hepsi

Otel kâtibi, otel bekçisi, otelin hiç kimsesi

Bir otelin tek konuğunun değişik biçimleri

Kayıtları kendim tutuyorum

Kendim taşıyorum valizleri

-Ve yangından koruyorum

Eski bir güzellik kraliçesinin hayaletini!

Mutsuz muyum, değil miyim

Sorsam ne fark ederdi, bu soruyu ben sormam

Mutluluğa da mutsuzluğa da elverişli değildir

Büyük Boşluk Otelinde bir yaşam

Dönüp eski kayıtları okuyorum

Bir düşte tam ötecekmiş gibi duran bir kırlangıç

kuşunun

İçinin kır çiçekleriyle doldurulmuş olduğunu

Aslında anımsamak istemediğim zaman

XIV.

Ortası delik madeni paraları parmaklarına geçirmiş

bir kral

Ve yavrularının ağzından çıkmış ilk baba kelimesini

Kulaklarına takmış zevceleri

Zümrütler, hüthüt kuşları, tavuslar

Ve hafif eğik boyunlarının gölgesinden

Dünyanın ilk parşömenini icat etmiş kâtipleri

Yazıyor şimdi benim

Bir Çin bürokrasisine konu olmuş ürpermelerimi

Doğrudan doğruya ölmek yerine kişi

Geriye doğru giderek yok edebilir mi kendini

-Tanrı size karşılıksız bir çek verdi

-Tanrı bize karşılıksız bir çek verdi

Otelin ruhani otoritesi

Nöbet tutan ölü bir askeri anımsatıyor

Ve uzlaşılmaz buluyor

Bir boşlukta geriye doğru giderek yok olma fikrini