Dijital dergiler basılı dergilere karşı

Zeki Müren'de dijital dergi okur mu?
Zeki Müren'de dijital dergi okur mu?

Pandemide dijitalleşmeye hazırlıksız yakalandık. Peyderpey dijitalleşmeyi yaşıyorduk. Lokma büyük olunca bir tıkandı boğazımız, gözlerimiz yaşardı. Sırtımızda sert bir yumruk ve alelacele bir bardak su eşliğinde lokmamızı midemize göndermeye çalışıyoruz.

Dergiler yeni bir dönemecin daha doğrusu dönemin içindedir. Dijitalleşen dünyanın bir parçası olarak ortaya çıkan dergiler, tek başına ortaya çıkmış bir yayıncılık türü değil; geleneksel medyanın geçirdiği dönüşümün bir uzantısıdırlar. Her türlü yayıncılık ve medya büyük bir değişimin içindedir. Bu süreç biraz hızlı olmaktadır. Şaşkınlığımız, başımızın dönmesinin sebebi budur. Alışamıyoruz zira gerçekten çok hızlı oluyor her şey. Üstüne üstlük pandemi gibi bir baş belası katalizör görevi gördü ve medyanın pek çok alanı daha hazırlık yapamadan dijitalleşmenin gerçek yüzüyle tanıştı. Yani hazırlıksız yakalandık. Peyderpey dijitalleşmeyi yaşıyorduk. Lokma büyük olunca bir tıkandı boğazımız, gözlerimiz yaşardı. Sırtımızda sert bir yumruk ve alelacele bir bardak su eşliğinde lokmamızı midemize göndermeye çalışıyoruz. Televizyonun bir uzantısı olarak kabul ettiğimiz Dijital Platformlar aslında daha doğru bir ifadeyle İnternet Tabanlı Yayıncılık Türleri ya da İsteğe Bağlı Yayıncılık Türleri, teknik olarak tanımlayacak olursak OTT TV’ler (Over The Top TV) bu gelişimin/dönüşümün/değişimin en açık örneği. Dijital dergiler biraz daha sakin girdi piyasaya ama ses getirdi. Diğer görsel mecralara göre biraz daha geç açılacaklar amma velakin basılı dünyada bir telaştır gidiyor. Peki, nedir bu telaşın sebebi, dijital dergilerin avantajları, dezavantajları nedir? Gelin bu sorulara beraber cevap arayalım.

Zaman mı durmuş yoksa mekan mı yok?

hayatın sınırlandığı pandemi döneminde izleme alışkanlıkları gibi okuma alışkanlıkları da değişti. Basılı mecralara ulaşım her ne kadar çok yaygın bir kurye ağına kavuşulsa da yeteri kadar iyi değildi. Bu bağlamda yani erişilebilirlik noktasında dijital dergilerin çok büyük avantajı var. Her nerede olursanız olun internet var ise laptop, telefon, tablet, e-kitap cihazları vs. pek çok mobil cihaz ile dergilere, içeriklere ulaşabiliyorsunuz. Dahası önceden indirip, kütüphanenize yükleyip, uygulamalar vasıtasıyla kullanırsanız internete de gerek olmuyor. Pek çok çevrim içi çalışan program, uygulama var. Medya ile eş zamanlı olma, ona bağlı kalma durumunu ortadan kaldıran bu özelliğe ve güzelliğe kim hayır diyebilir ki? Ayrıca dijital ortamda dergi okurken üzerine not alabiliyor, bilmediğiniz şeyleri araştırabiliyor, önemli gördüğünüz yerlerin altını çizebiliyor, sosyal medya hesaplarınızdan istediğiniz yerleri paylaşabiliyor, yorum ve eleştiri yapabiliyorsunuz. Hem kişisel bilgi birikiminizin tasnifinde hem de sosyalleşmeniz noktasında daha işlevsel bir yapı sunuyor dijital dergiler.

Parmaklarınızı yalamaya gerek duymadan birbirine yapışmamış sayfaları bir el hareketiyle çevirebiliyorsunuz. Korkmayın o özlediğiniz sayfa sesine benzer sayfa sesi de geliyor efekt olarak. Gözleriniz ağrıdı ise okumakta zorluk çekiyorsanız ışık ayarları ile istediğiniz ortamı yapmak mümkün dijital araçlarda. Bir de büyültüp küçültmek çok kolay. Okuma rahatlığı veriyor bu özellik. Ancak yine de ekrandan uzun süreli okumalar çeşitli göz rahatsızlıklarına neden olabiliyor.

Dünya dışı yaşam formları da okuyabilir

Belki garip gelecek ama basılı dergileri yırttığınız, yıprattığınız, üzerine bir şey döktüğünüz kadar dijital dergilere zarar vermiyorsunuz. Dolayısıyla dijital dergi okurken yediklerimize içtiklerimize de dikkat ediyoruz. O nedenle dergimiz de ıslanmıyor. Fiziksel olarak dokunmadığımız için dergi de yıpranmıyor. Basılı dergilerin organik yapılarından uzak olmaları uzun ömürlü, neredeyse sonsuz bir şekilde dijital ortamda var olmalarını sağlıyor. Okuduğunuz cihaz eskimemiş, performans olarak düşük değilse her seferinde aynı kalite ve içerikte derginizi okuyabiliyorsunuz. Belli bir standart oluşuyor. Bu dijital yapı dergilerin arşivlenmesi bağlanımında da çok kolaylık sağlıyor. Bir derginin yüzlerce sayısını hard diskinizde, USB’de, web sitelerinde, sanal ortamlarda saklamak mümkün. Bir dergi hayatına nesiller boyunca devam edebilir. İyi koşullarda saklandığında kültür dünyamızın birikimleri sonraki nesillere aktarılabilir belki de uzayın derinliklerindeki varlıklara kadar ulaştırılabilir.

Akademik deriler çoktan dijitalleşti

Akademik dergiler çok daha hızlı uyum sağladılar bu sürece. YÖK’ün desteklediği Dergi Park sistemiyle neredeyse bütün üniversitelerin akademik dergileri dijitale geçti. Bu tür dergilerin mizanpajı çok sade olduğu için yayınlanma süreci de kısaldı. Akademik dergilerde asıl sorun zaman sorunu idi. Dijitalleşme ile akademik dergiler zamanında çıkmaya başladı.

En güzel özelliği de içerik dijital olunca istediğiniz kelime, konu, yazar ve kavramı aratarak anahtar kelimelerle amacınıza kolayca ulaşabiliyorsunuz. Literatürü taramak çok kolay hale geliyor. Aynı şekilde içerik analizi gibi yöntemleri uygulamak için de dijitalleşme büyük avantaj. Sosyal bilimlerde çok işe yarıyor. Kısa sürede araştırmalar yapılabiliyor. Dergilerin indekslerini de kısa sürede çıkarabiliyorsunuz.

Güncellenebilir bir yapı oluştu

Dijitalleşme ile dergicilikte daha hızlı bir üretim yapılır oldu. Basım sürecinin de ortadan kalkmasıyla hemen mizanpaj sonrası derginin yayınlanabilmesinin de önü açıldı. Artık periyotlar aksamadan her türlü dergi zamanında çıkabiliyor. Çünkü ne matbaa ile ne de dağıtım şirketleri ile uğraşılıyor, zaman kaybediliyor. Diğer taraftan arada geçimini sağlayan insanlar ya işsiz kaldılar ya da başka işlere geçmek zorunda kaldılar. Bu da sektörel bir küçülmeyi beraberinde getirdi.

Dijital yapı aynı zamanda dergide yapılan hataların sonradan giderilebilmesinin, düzeltme yapılabilmesinin de önünü açtı. Grafiker ilgili sayfa ve içeriğe müdahale ederek dergiyi yeniden yayına sokabiliyor. Bu bir anlamda güncelleme yapılabildiği manasına da geliyor. Oysaki basılı dergide yapılan bir hatayı geri döndürmek mümkün değil. Tüm dergileri toplayıp düzeltme yaptıktan sonra yeniden basmanız lazım ve yeniden dağıtım sürecine girmeniz gerek. Bu da çok yüksek bir maliyet demek. O nedenle çok ciddi hata olmadığı sürece pek çok dergi hatalarını, yanlış ve eksik bilgilerini görmezden gelmiştir. Hiç unutmam yeni dergicilik süreçlerimizde bir bülten çıkarıyorduk. İkinci sayımızı çıkarmıştık. Bülten elimize geldi bir baktık ilk sayıdaki konu başlıklarından biri ana kapakta duruyor. Süreç o kadar zor, maliyet o kadar yüksekti ki sesimizi hiç çıkarmadık. “Nazar boncuğu” deyip sustuk. Hâlâ arşivlerde durur o hatalı sayı.

Hedef kitle hakkında daha fazla veri

Dijital ortamdan dergilere ulaşılıp yazı göndermenin kolaylaşması, farklı, kıyıda köşede kalmış cevherlerle yazarlarla buluşma imkânı sağladı. Dergilerin yayınlandıkları bölge, şehir ve yerle bağlantılarının koparak daha evrensel hale gelmeleri okuyucu kitlelerini de genişletti ve potansiyel hedef kitle kümesini maksimum seviyeye ulaştırdı. Dergilerin temel derdi nedir? Okunmak. Dolayısıyla dijital dergiler (en azından teorik anlamda) daha fazla okunma imkânı sunmaktadır. Tabii bu süreçte tanıtım, reklam ve pazarlama çalışmalarının da iyi yapılması gerekmektedir. Dijital ortamdaki okunma sayesinde bir dergiyi kaç kişinin okuduğu, hangi ülke ve şehirden, ne zaman okunduğu, kaç dakika okunduğu, hangi sayfaların çok okunduğu ve benzeri pek çok dataya ulaşmak mümkündür. Bu da hedef kitlenin beğenilerine ulaşmak anlamına gelmektedir. Basılı dergilerdeki geri bildirim süreçlerine göre çok daha etkin bir veri toplama sistemi mevcuttur ve doğruluk oranı çok daha yüksektir. Benzer algoritmaları dijital platformlarda kullanmaktadır. Yapay zeka teknolojisiyle çok daha nokta atışı analizler yapmak mümkün hale gelecektir. Elde edilen detaylı verilerle hedef kitlenin ilgisini çekecek yazı içerikler hazırlanabilecek hale gelecektir.

Uzaktan üretim

Dijital dergiler maliyetleri çok düşürdüğü ve çok az kişiyle çıkarılabildiği için de avantajlı gruplar, küçük kitleler, bağımsız yayıncılar hatta bireysel yayıncılar için bir kurtuluş yolu oldu. Tek başına dijital bir dergi çıkarmak mümkün. Bu anlamda dijital dergilerin bir özgürleşme ortamı sağladığını söyleyebiliriz. Farklı görüş ve düşünceler, kendilerini ifade edecek mecralar bulmuş oldular. Çok sesli dünya için önemli bir gelişme.

Dijital dergi üretim sürecinde uzaktan çalışma imkânı da sağlıyor. Farklı mekânlarda olan insanlar, uzaktan, bir araya gelmeden sağlıklı içerikler üretebiliyor. Pandemide de bunu sınadık. Güzel içerikler üretildi. Farklı ülkelerden insanlar, çeşitli uygulamalarla, aynı dergi üzerinde çalışıp özgün eserler ortaya koyabilirler. Dijitalleşme bunun da önünü açıyor.

Zenginleştirilmiş metinler ve ötesi

Dijital dergiler, içerik olarak daha renkli ve daha zengin olabilmektedir. Dergilerdeki yazılar, başka sitelere, sayfalara köprülerle, kare kodlarla, hipertextler (zenginleştirilmiş metinler) haline gelebilmektedir. Benzer şekilde metin içlerine video ve sesler eklenebilmekte; yazı, ses ve görüntüyle daha güçlü bir anlatıma kavuşturulabilmektedir. Bununla birlikte günümüzün vazgeçilmez araçları olan sosyal medyalarla entegre yapılarının olması, ilgili içeriklerin sosyal medya hesaplarında paylaşılmasını kolaylaştırırken okuma eylemi süresince sosyal medyanın da takip edilmesini kolaylaştırmaktadır. Bu da dijital dergileri cazip hale getirmektedir.

Yakın gelecekte video makaleler gibi video dergileri de göreceğiz. Bu tür farklı medyaları bir araya getiren yeni medyalar daha doğru bir ifadeyle melez medyalar ortaya çıkacak. Zira daha görsel özellikle hareketin hâkim olduğu görsel bir dünyaya, video dünyasına evriliyoruz. Hayatımız olmuş Tik Tok, Reels, Story dersek daha anlaşılır olur herhalde…

Yapay zekanın metin oluşturma, makale ve haber yazar hale gelmesi, görsel ve video üretebilmesi tek başına çok rahat dijital dergi çıkarabileceği manasına da geliyor. Bu açıdan bakıldığında gelecekte yayıncılık insan eli değmeden olursa şaşırmayız

Bir başka olur dergi sohbetleri

Dijital dergilerin en büyük dezavantajı sosyalleşmeyi engellemesi. Dijital dergiler, bir dergi etrafında toplanma kültürünü ortadan kaldırıyor. Yayın süreçleri de genelde dijital olduğu için yani dergi kimseyle yüz yüze görüşmeden ortaya çıktığı için ortak bir mekân olma/sağlama durumunu kaybediyor. Yüz yüze iletişimin o insansı yapısı, içtenliği, samimiyeti ortadan kalkıyor. Ne jest ve mimiklerden çıkan manâlar ne ses titreşimlerindeki imalar ne o şen kahkahalar ya da hüzünler dergi ahalisinin zihinlerinde yer edebiliyor. Sohbet kültürü kaybolurken bir arada fikir teatisinde bulunmanın oluşturduğu güç ne yazık ki yok oluyor. İnsan auralarının ruhsal birlikteliklerinden olan enerji daha açık bir ifadeyle muhabbet, yapay iletişimlerle doldurulamadığı için daha mekanik bir yapılanma ile orijinal fikirlerin, duyguların, yapılanmaların da ortaya çıkması engellenmiş oluyor. Bir nevi mektep olan dergiler sadece dergi olarak hizmet verir hale geliyorlar. Daha kısır bir döngüde fikir ocağı değil sadece yayın ocağı olarak hareket etmek zorunda kalıyorlar.

Kuşakların dijital dergilere bakışı

Dijital dergiler teknolojinin içine doğan nesil için örneğin Alfa kuşağı için nerdeyse bir zorunluluk. Zira onlar bebekliklerinden itibaren dijital cihazlarla tanışıyorlar ve çok küçük yaşlarda dijital içrekleri tüketmeye ve çok kısa bir süre sonra da üretmeye başlıyorlar. Ancak bir nebze Z kuşağı ve önceki X ve Y kuşakları hala basılı dergilere aşinalar ve basılı yayıncılığı seviyorlar. Zira dijital göçmenler olarak özellikle X ve Y kuşağının basılı yayıncılıkla uzun bir geçmişleri var. Bu yaşanmışlık bir taraftan büyük tutkulu bir alışkanlık haline gelmiş diğer taraftan duygusal bir bağlılık oluşturmuş. Onlar dergilere dokunmak, okumak, not almak, dergileri yanlarında taşımak istiyorlar. Kâğıt kokusu seviyorlar. Kendileriyle birlikte yaşlanan, buruşan, kıvrılan, yırtılmaya başlayan dergileri tercih ediyorlar. Bu yaşanmışlık hissi onları dijitale karşı ön yargılı davranmaya itiyor. Bu yüzden dijital şeyleri öğrenmekte zorlanıyor, onlardan uzak duruyor, gerekmedikçe de kullanmıyorlar. Yaşamlarını kolaylaştıran teknolojilere hâkim olup diğerlerini es geçiyorlar. O nedenle bu nesil devam ettikçe basılı yayıncılık da azalarak da olsa devam edecek. Bir nostaljik araç olarak hayatını sürdürecek.

Sonuç olarak baktığımızda dijital dergilerin avantajları ve dezavantajları var ancak insanoğlu için kanımca daha faydalı bir yayıncılık türü. Ancak bir gerçek var ki her ne olursa olsun dijitalleşmenin kaçınılmaz bir gerçek olarak önümüzde durduğu. Dünyayı yok edip distopik bir dünyaya evrilmezsek, yaşamımız tamamen dijital hale gelecek. O yüzden toplumumuzu buna hazırlamak ve daha nitelikli içerikler üretmek için çalışmalıyız.