"Dinlesene"de: Sedaa, Sema Moritz ve Mohammad Esfahani

​Sedaa - Duulal
​Sedaa - Duulal

Anadolu’nun bozkırlarından alıp Orta Asya’nın steplerine götürecek sizi Duulal. At sırtında düşleyeceksiniz kendinizi; kulağınızda alışık olmadığınız bir ses ama bildik bir tını. Üstelik bu adamlar faranjit değil sadece teknikleri farklı. Hömey deniyor bu üsluba… Hömey yani kısa boylu, kalın kıllı yaban atının dörtnala koşarken kabaran yüreği… Hayır, öyle bir şey değil ama neden olmasın. Nihayetinde hömey emektir, hömey inanç; tam 30 sene ehlîleştiriliyor ses, o kıvama gelmesi için. Adamlar 30 senesini vermiş, sen 5 dakikanı veremeyecek misin?

SEMA MORTİZ – HASRET

“Onu bir daha hiç görmedim” diye başladığınız o kederli cümlenin fonunda, sessizliğin tüm yurdu ele geçirdiği vakitlerde, bir ses olsun diye çalınan şarkı değil, Sema Moritz’in bu dünyaya ait olmadığını düşündüğümüz yorumuyla söylediği “Hasret.” Uykusuz geçeceği çok belli bir geceden sabaha varmak için bize “hadi yapabilirsin” diyen bir el, bir teselli belki de… Ruhumuzdaki sakarlığı derinleştirmeyi kendine misyon edinen o malum şarkıların birincisi, içimizdeki yarış başladığında bizimle beraber kaybedeceğine garanti veren bir şarkı. Sahi “kimsesiz karanlıklar derdimize şifa verir mi?”

MOHAMMAD ESFAHANİ – OUJE ASEMAN

Ouje Aseman, bir ayrılık şarkısı benim için. Ama o ezbere bildiğiniz hüzünlü ayrılıklardan biri değil bu ayrılık. Yanında sanki biraz da neşe taşıyan bir ayrılık. Yeni bir işe girişmenin, yeni bir serüvene başlamanın neşesi, mutluluğu. Bir diğer deyişle başlangıçların sonsuz mutluluğu… Anlayacağınız bu ayrılık da sevdaya dâhil, işte dudaklarımda öyle bir şarkı. Mohammad Esfahani’nin başkaca sesinden Ouje Aseman’ı bir dinleyin, derim.

Yorumunuzu yazın, tartışmaya katılın!

YORUMLAR
Sırala :

Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım