Dünyadan çıkış yolları: Türbeler

​DÜNYADAN ÇIKIŞ YOLLARI: TÜRBELER
​DÜNYADAN ÇIKIŞ YOLLARI: TÜRBELER

Türbeler ne işe yarar peki? Onca kitap varken, onca ayet inmişken nedir bu türbe sevdası? Türbe, bir tür yetkili bir tanıdığı araya sokmaya benzer. Bir mekâna giderseniz ve gittiğiniz mekândaki kişinin referansı âdeta Allah’tır. Bilirsiniz ki gittiğiniz yerde medfun olan zat, Allah’ı ve Resulünü herkesten çok sevmiş ve hayatıyla da bunu delillendirmiştir.

İnsan verili olana güvenini yitirince kendini biraz öldürerek, biraz da doğurarak hayata devam etmek ister. Bu ontolojik süreç şiirin, mimarinin, en genel kapsamda da dinin içerisinde bir kategori olarak sanatla devam eder.

Var oluş sancıları, ontoloji kelimesi, bu seansta psikologla şu konuyu konuşmalıyım hamlesi, olmadı namaza başlarım müdahalesi… İnsanın trajik hayat hikayesinin iki binli yıllara özgü bir şey olduğunu düşünüyoruz. Hadi okurlar nezdinde tarihi biraz daha geriye saralım; İkinci Yeni ile başlamıştır bunalım diyelim oradan da İkinci Dünya Savaşı’na ve tasarlanmış modern anlatıya gidelim. Her şey biz yaşarken başladı hissi de insanın acemiliğine dahil.

Oysa kısa bir Sur içi gezisiyle insanın ontoloji meselesinin, psikolojik sorunların, verili olanla yetinmeme hissinin daha önce başladığını kavrayabiliriz. Neden Fatih’te onlarca türbe ve kabir var sorusu bizi doğrudan bu konuyla buluşturuyor.

  • Hazreti bulmak isteyenler, Google üzerinden “para kazandıran türbe” yahut “bolluk bereket için türbe” gibi kelime grupları ile hazretin adresini bulmaya çalışıyorlar.

Türbeler ne işe yarar peki? Onca kitap varken, onca ayet inmişken nedir bu türbe sevdası? Türbe, bir tür yetkili bir tanıdığı araya sokmaya benzer. Bir mekâna giderseniz ve gittiğiniz mekândaki kişinin referansı âdeta Allah’tır. Bilirsiniz ki gittiğiniz yerde medfun olan zat, Allah’ı ve Resulünü herkesten çok sevmiş ve hayatıyla da bunu delillendirmiştir. Ve bunun karşılığında da “dünya hayatında iyi anılanlardan olmuştur”. Camii nasıl cemaatin mekânıysa türbe de bir o kadar bireysel ve şahsidir. Kulun cemiyet dışı isteklerini dertlerini Allah’a yalvararak, orada medfun olan zatın hatrına (çünkü o Allah’ın salih kullarındandır) kabul edilme umudunun yeridir.

“Düşman olan kavmi takipte gevşek davranmayın. Siz acı duyuyorsanız şüphe yok ki onlar da sizin duyduğunuz acıyı duyuyorlar ve siz Allah'tan, onların ummadığı şeyleri umuyorsunuz.” (Nisa 104)

Bu ayette, “ve siz Allah’tan onların ummadığı şeyleri umuyorsunuz” kısmı önemli. Çünkü türbe, dünyadaki genel idrak ve anlayışın üzerine çıkıp, normalde idrakimizle zor olan bir meseleyi Allah’tan ummamızı sağlar. Bu yüzden türbeler, dua eden kulun idraki için bir tür “aşma” mekânıdır. Dünyayı aşarız, Tanrı’nın bütün esmalarından istifade etmek isteriz orada. Her şeyi dileyebiliriz. Sınırsızızdır. Yalnızızdır. Dertliyizdir. Dünyadan çıkmak istiyoruzdur. Dua, bizi dünyanın verili gerçekliğini aşmamızı sağlar. Türbe bizim modern anlamıyla “ilk postmodern” mekânlarımızdandır. Sınır yoktur, herkes değerli ve şahsidir. Herkes dikkate alınıyordur orada.

Fatih’te medfun olan Tokadî hazretleri bu konu için en iyi örneklerdendir sanırım. Hazreti bulmak isteyenler, Google üzerinden “para kazandıran türbe” yahut “bolluk bereket için türbe” gibi kelime grupları ile hazretin adresini bulmaya çalışıyorlar. Bu arama sonuçlarıyla da nefsimizin isteklerini tüm çıplaklığıyla görmüş oluyoruz. Hazretin Zeyrek’teki kabri ne zaman gitseniz dolu. Evlenmek isteyenler, zengin olmak isteyenler, borçlarını ödemek isteyenler…

Abdest almadan önce güneş gözlüğü alıp oraya gelen insanları orada görebilirsiniz. Bu bir kınama cümlesi değil tam tersine manevi olaylardan yahut düsturlardan hiç haberi olmayan birisinin bile kendine çeki düzen verme ihtiyacındaki samimiyetin güzelliği. Birkaç defa ziyarete gelince insanlar, abdest almaları gerektiğini etraftaki insanlardan öğreniyorlar. Norm dışı tekâmül mekânı sanki. Tokadî hazretleri irşadına devem ediyor anlayacağınız. Dualar kabul olmuyor, tekrar gidiliyor, tekrar, tekrar ve tekrar… Orada, orayı ziyaret edenden beklenilen bir murad var sanki. O murad hasıl olunca, kişi o küçük, sessiz ve kendince büyüleyici tekamülünü tamamlamış isteğine de kavuşmuş oluyor. Türbeler, ölenin insan değil hayvan olduğunu, insanın ölmeyeceğini anlatıyor bizlere. “Evliya Tezkireleri”ni, icat edilmiş kıssalar gibi okuyan herkesin bir türbe tekamülüne ihtiyacı var. Kimseye anlatmayacağı, kendine kendine yaşamış olmanın güzelliğiyle bir ömür saklayacağı o tecrübeyi yaşamalı. Yahut da tersinden söyleyelim, Tokadî hazretlerinin davetini beklemeli…

Yorumunuzu yazın, tartışmaya katılın!

YORUMLAR
Sırala :

Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım