Dünyakadar

The New Yorker
The New Yorker

Margaret Talbot, "Konuşma ve Sevme Özgürlüğünün Yolunu Açan Radikal Kadınlar" yazısıyla dikkat çeken bir isim. Bu sayının edebiyat kısmına görece daha az yer ayrılmış; yalnızca bir öykü, iki de şiir bulunuyor.

THE NEW YORKER

Aylık kültür, sanat ve haber dergisinin temmuz ayında yayımladığı üçüncü sayı, iç açıcı bir ağaç illüstrasyonu ile kapağında Cristoph Neimann'ı konuk ediyor. Çocukluğundan beri durmadan ağaç çizdiğini söyleyen sanatçı, kendisiyle yapılan söyleşide ağaç çizmenin sırlarından ve bu yolda ilerlerken ilham aldığı kişilerden söz ediyor. Ne var ki okumaya başlayınca karşımıza ilk çıkan yazı, bu güzel konunun keyfini tümüyle kaçıran türden: Rachel Aviv'in haber metni, Alman Psikolog Helmut Kentler'in deneyi doğrultusunda Berlin'deki kimsesiz çocukların pedofili yetişkinlere evlatlık verilmesini konu alıyor. Bu eylem pedofililerin daha sevgi dolu ebeveynler olacağı düşünülerek otuz yıl boyunca sürdürülmüş üstelik. Julian Lucas, "Amerika'nın en korkusuz hiciv yazarı" olarak tanımladığı Ishmael Reed üzerine yazdığı portre yazısında, yazarın, tasarladığı en uç kurguların dahi gerçek hayatta nasıl gerçekleştiğini yazarın dilinden aktarıyor. Idrees Kahloon, "Amerikalılar Göründüklerinden Daha mı Güvenilir?" diye sorarken Peter Schjeldahl, Edward Munch'ın çağdaşı olmasına rağmen pek tanınmayan Norveçli ressam Nikolai Astrup'ın hayat hikâyesini anlatıyor. Margaret Talbot, "Konuşma ve Sevme Özgürlüğünün Yolunu Açan Radikal Kadınlar" yazısıyla dikkat çeken bir isim. Bu sayının edebiyat kısmına görece daha az yer ayrılmış; yalnızca bir öykü, iki de şiir bulunuyor.

  • HARPER'S
  • Harper's dergisi, haziran ayında olduğu gibi temmuz sayısında da kapak görselinde politik bir başlık tercih etmiş. Matthew Karp'ın kaleme aldığı, ismi derginin kapağına taşınan deneme yazısında Amerika'nın kuruluş sürecine ve geçmişteki politikalarına değiniliyor. Derginin "Okumalar" köşesinde Chris Howden ile Carol Off'un besteci Timothy Jones ile yaptığı bir söyleşi var; Mozart'ın yarım kalan bestelerini kendisi tamamlayarak bu parçalardan bir albüm oluşturan Jones, "Mozart hayatta olsaydı sizce bu icraatınızdan hoşnut olur muydu?" sorusuna, "Eminim olmazdı." yanıtını veriyor. İlerleyen sayfalarda Farrar, Straus and Giroux Yayınlarının henüz iki ay önce yayımladığı, Pablo Neruda'nın The Complete Memoirs adındaki hatıratından bir alıntı görüyoruz. Devamında biri Alaa Al Aswany, bir diğeri de Gillian Osborne'a ait olan, bir kitapta yayımlanmış yahut yayımlanacak olduğu bildirilen kurgu türünde iki yazı daha yer alıyor. Bu öyküler işçi yaşantısını ve dolaylı yoldan emek kavramını işliyor. Elisa Gabbert, şehirde çektiği insan fotoğraflarını da yazısına ekleyerek yabancılar olmadan New York'ta bir yılın nasıl geçtiğine dair hislerini yazmış; Daniel Brook ise Amazon şirketinin koca bir nesli nasıl emek karşıtlığına sürüklediğini aktarmış. Açıkça belirtilmese de bu sayıda bir "işçi sınıfı" vurgusunun olduğunu söylemek mümkün.

ZOETROPE: ALL-STORY

Kurucusunun Francis Ford Coppola olduğu, dört ayda bir yayımlanan ve her sayısında bir misafir tasarımcı ağırlayan Zoetrope'nin 2021 yaz sayısının tasarımcısı: Jim Jarmusch! Yazar kadrosunu genellikle sınırlı tutan Zoetrope, bu sayıda da altı yazara yer vermiş. Jarmusch'un hemen ilk sayfada yer alan yazısının başlığı; "İki Güzel Anakronizm". Bu "iki güzel çağdışılık" ise polaroid fotoğraflar ile tüplü televizyon. Jarmusch, pek de uzun olmayan yazısında bu ikisinin kendi yaşam öyküsündeki yerinden, onlara ilişkin çocukluk anılarından, polaroid fotoğraflarını en çok beğendiği yönetmenler gibi kişisel zevklerinden söz ediyor. Derginin tasarımı da bu doğrultuda gerçekleştirilmiş, iç sayfalarında kısmen depresif bir temada günümüzde modası geçmiş objelerin görselleri görülüyor. Bu sayıda Jim Jarmusch'un hayat arkadaşı Sara Driver, Yazar Paul Bowles'a ait olan "You Are Not I" ("Sen Ben Değilsin") öyküsünün filmini geçmişte çekmeye nasıl karar verdiğini, o öyküyle tanıştığı günü, çekmeye koyulduğunda yaşadığı maddi olanaksızlıkları ve senaryoyu yazma sürecini anlatmış. 1981 yılında yayımlanan film, kendi dönemine damgasını vuran filmler listesinin başında yer alıyor. Bu yazının hemen devamında da sözü edilen efsanevi öykünün kendisi mevcut. Sayıya öyküleriyle katkıda bulunan diğer yazarlar; "Little Eye" ile Thomas Pierce, "Poplars" ile Kristina Gorcheva-Newberry ve "The Stomp" ile Ben Stroud.

  • THE POETRY MAGAZINE
  • The Poetry, aylık bir dergi olmasına rağmen uzun bir süredir yılda bir kez, yaz sayısını iki aylık çıkarıyor. İşte yılın o dönemindeyiz. Derginin temmuz/ağustos sayısı oldukça dolu bir içeriğe sahip. Okumaya Hyejung Kook'un "Spring Coronal" ("Bahar Tacı") şiiri ile başlıyoruz, şu cümleyle: "Bize gelen şakayıkları bu sene de hayal kırıklığına uğrattım." Şair, içine sıkıştığımız "hastalığın", dışarıdan, bahardan alıkonulmuş çocukların onda uyandırdığı hüznü, anneannesinin ölümünün ve taze açan, ulaşılamayan çiçeklerin imgeleriyle incelikle işlemiş. Anlaşılan o ki şiirin başlığındaki "taç" (coronal) sözcüğü, koronavirüse de bir gönderme yapıyor. Xandria Phillips, "Bir Başkasının Nostaljisini Sahiplenmemelisin" şiirinde zulüm karşısında duyulan öfkeye, bu öfkenin kabullenişine dikkat çekiyor. Şiir, "Will, öfkeli olmadığını söylüyor karısına, istem dışı hücum eden anıları olsa da." cümlesiyle başlıyor. Aliyah Cotton, Donald Trump'ın 2019'da attığı bir tweet'e tepki olarak yazdığı "Şiirin Yapamadığı" adlı şiirine: "Bir linç düzenlemektir. Şiir bir erkeğin, / kadının ya da çocuğun yolunu kesemez / evlerine doğru yürürlerken." mısralarıyla başlıyor. Charlotte Pence, "Yetim Olmaktan Korkardın, Bir Çocukken" şiiri ise şöyle sonlanmış: "İçinde her daim atan / hep aynı içgüdüydü: ye, yaz, / kıpırda, sev, savaş – onlardan olana dek."

THE PARIS REVIEW

Geçmişte Jack Kerouac, Samuel Beckett, Italo Calvino ve Jean Genet gibi isimleri bünyesine bulundurarak edebiyat tarihinde köklü bir yer edinen The Paris Review, yılın yaz sayısı ile karşımızda. Bu sayıda Hasan Altaf, Hintli Yazar ve Aktivist Arundhati Roy ile "kurgu sanatı" üzerine bir söyleşi gerçekleştirmiş; Roy, kendini hiçbir yerde bir romanın evreninde olduğu kadar canlı hissetmediğini anlatıyor. Karikatürist Roz Chast ile yapılan diğer söyleşide ise sanatçı; "Kendi karikatür üslubumu, yolumu bulmam gerekiyordu, erkek karikatüristleri taklit etmek istemediğimin bilincindeyim." diyor. İlerleyen sayfalara geçtiğimizde, "Beyoğlu Belediyesi Atık Yönetimi Orkestrası" isimli öyküsüyle Kenan Orhan ismi hemen dikkatimizi çekiyor. Genç yazar, öyküsünde eşinin ölümü üzerine eşya istiflemeye başlayan Selim'in hikâyesini anlatıyor. İngilizce yayımlanan tüm bu dergiler ve denk geldiğimiz tüm eserler arasında Selim'i, Mehmet'i, Hamdi'yi anlatan bir öykü görmek mutlu ediyor bizi. Devamında Ünlü Rus Yazar Vladimir Nobakov'un "Bir Monolog" adındaki yazısı yer alıyor; daha önce yayımlanıp yayımlanmadığının bilgisini ise göremiyoruz. Bu sayıdaki altı öykünün yanında yaklaşık yirmi de şiir yer alıyor; bunlardan kimisi güncel şairlere, kimisi ise Charles Baudelaire gibi nüfuzlu isimlere ait.

  • VIRGINIA QUARTERLY REVIEW
  • Yaza yaraşır bir kapak görseli ile karşılıyor bizi Virginia Quarterly Review. Ancak derginin "Kapağın Hikâyesi" bölümünü okur okumaz, tasarımcıların bu fotoğrafı Miami'nin deniz seviyesinin yükselmesine ve doğal görüntüsünün bozulmasına dikkat çekmek için seçtiklerini anlıyoruz. Rachel Greenwald Smith, yazdığı makalede pandemi döneminde ayrıcalıklı sınıfa dahil oluşuyla yüzleşirken getirilen uygulamaların gerçekte ne kadar "devrimci" ve gaddarca olduğunu tartışıyor. Elias Rodriques, Amerika'ya mülteci olarak gelen Jamaikalı bir annenin ülkeye tutunma sürecine ve kendi ülkesine geri dönmeye karar verdiğinde atılan her politik adımın onun için nasıl bir hayati önem taşıdığına dair bir deneme yazısı kaleme almış. Dergide şiir ağırlıklı olmak üzere her yazı türünden örnekler bulunuyor. Ama Codjoe'un "Bathers with a Turtle" şiiri adını Henri Matisse'nin bir resminden alıyor; şiirde, bir sanat galerisinde "Çirkinliği, karşı koyamadığım. Ya da kederi mi demeli." benzeri tasvirlerle düşünürken resme dalan kişide aniden babasının onda açtığı yaralar uyanıyor. Şiirdeki persona, son dizede galeri görevlisinin onu resme fazla yaklaşmaması için uyarmasıyla düşünden uyanıyor. Aynı şairin bu sayıda iki şiiri daha var. Diğer incelediklerimizde de sık sık görülebildiği üzere yabancı dergiler, aynı şair/yazarın birden fazla eserini yayımlamakta bir mahzur görmüyor.