Dünyakadar

The New Yorker
The New Yorker

Neredeyse her sayıda olduğu gibi, Afganistan gündemini konu alanlar haricinde derginin bu sayısında da Arapça bir isim ile savaş olgusunu birleştiren bir yazı görüyoruz: "Suriyeli Savaş Suçlusu ve Çifte Ajan Avrupa'da Nasıl Kayboldu?" Ben Taub yazmış.

The New Yorker

The New Yorker'ın eylül ayında yayımlanan son sayısının kapağında Sanatçı Barry Blitt'ten oldukça manidar bir illüstrasyon çalışması görüyoruz. Britt, bittiğini, hiç değilse etkilerinin hafiflediğini varsaydığımız salgın döneminin aslında eskisinden de güçlü bir biçimde ve bu defa küçük çocuklar için de bir vehameti işaret ederek sürdüğünü vurguluyor tasarladığı bu görsel ile. Judith Thurman, "Dünya Bir Belirsizliğin İçerisindeyken Dante'nin Araf'ını Yeniden Okumak" yazısında elli yıl önce katıldığı bir vaftiz töreninin anısından hareketle Dante'nin Araf eserini Hristiyanlık düşüncesi temelinde ele alıyor. Vinson Cunningham, Broadway'de aylar sonra ilk kez oynanan oyun olan, Antoinette Chinonye Nwandu'nun kâleme aldığı "Pass Over" oyununu ve taşıdığı Beckettvâri etkileri inceliyor. Neredeyse her sayıda olduğu gibi, Afganistan gündemini konu alanlar haricinde derginin bu sayısında da Arapça bir isim ile savaş olgusunu birleştiren bir yazı görüyoruz: "Suriyeli Savaş Suçlusu ve Çifte Ajan Avrupa'da Nasıl Kayboldu?" Ben Taub yazmış. Şarkıcı Cynthia Erivo'nun "çağdaş ruhlu" şarkıları ile Caroline Polachek'in yeniden sahne alması üzerine iki müzik yazısı görülüyor. Bu sayıda birisi Jane Mead'den "Bataklığı Özleyecek Miyim Merak Ediyorum" şiiri, diğeriyse Charles Simic'in "Rüzgârlı Bir Gün" şiiri olmak üzere iki de şiir yer alıyor.

Harper's

Eylül sayısının kapağında Harper's, globalleşen dünya ve modern araçlar nedeniyle günümüzde birçoğumuzun muzdarip olduğu "yanlış bilgilendirme" konusuna dikkat çekiyor. Dergide bu meselenin altını çizen "Yanlış Bir Bilgiyi Satmak" adındaki inceleme yazısı Joseph Bernstein'a ait. Andrew Quilty, "Sher Toghi'den Mektup" üst başlığına sahip yazısında Afgan bir aileyi konu ederek bu aile özelinde "savaşın bedeli" ni ele almış. Ann Patchett, "Amerikan Sanat ve Edebiyat Akademisinin Bana Ölüm Hakkında Öğrettikleri" denemesiyle dikkat çekiyor bu sayıda. Richard Powers'ın daha önce Ways of Hearing adındaki bir antolojide yayımlanan bir yazısından alınan "Math Rock", yazarın kendi orkestrasını kurmak isteyen babasının işitsel öyküsünü aktarıyor. Vince Passaro henüz yayımlanan romanı Crazy Sorrow'dan "Sessizlik Anları" adındaki bir pasaj ile yer alırken Mark McGurl, Everything and Less romanından bir alıntı ile görülüyor. Garret Keizer "Üçüncü Güç–Aptallık ve Yücelik Üzerine" yazısında André Trocmé'den alıntı yaparak evrende iktidar savaşı yaşadığını düşündüğü iki gücü, Tanrı'yı ve şeytanı kıyaslarken, üçüncü bir güç olan aptallığın farkına varışını anlatıyor. "Bulgular" köşesinde Rafil Kroll-Zaidi, Santiago Giralda'nın Vera adındaki resminin analitik bir yakın okumasını sunuyor okura.

Poetry Magazine

Modern şiir dergimiz, her ay keyifli bir üslup ile yazılan "Editörün Notu" kısmıyla bu ay da karşımızda. Misafir Editör Su Cho, eylül ayına ve kendisi için simgelediklerine dair son derece kişisel, duygusal bir metin kâleme almış. Oradan bir alıntı: "Buradaki her şiir bana hem meydan okudu hem de soluk oldu. Umarım sizde de aynı etkiyi oluşturur. Hadi gelin, kapıyı açık tutun, dışarı çıkın ya da içeri girin." Sayıyı okumaya başlayınca göze çarpan şiirlerin ilki, Fritz Ward'dan "Love Letter from Inside Fatherhood". Ward şöyle başlıyor çocuğuna yazdığı şiirine: "durmadan değişiklikler yaparak, uğrayacağın limanda / bu kapanda haftalarımı geçiriyorum" Şair, bir bebeğin gelişini beklemenin eksik yanlarını da vurgulayan şiirinde sevgisini de sitemini de birlikte yansıtmış: "Ve seni incelikle tutuyorum ellerimde / daha önce hiç tutmadığım kadar kendimi." Jai Hamid Bashir'in "Ve Ay Işığının Adı Benim Adımdır" şiiri, âdeta "oku beni" diyen bir cümle ile başlıyor: "Bu ağız bir yaradır / nasıl sevileceğini öğrendiğim" Daye Phillippo, "Mavi Gündelik Mont" şiirine "Sevmeyi öğrendim..." diyerek başlayıp daha sonra gözüne çarpan tavukların tasviriyle annesini, annesinin tasviriyle keder duygusunu anımsıyor. En sonunda ise kederin, her gün giydiği eski, mavi gündelik montuna benzeyişini ve montun sağladığı o tanıdık, elverişli sıcaklığı...

Kenyon Review

Eylül/Ekim sayısının kapağında "kopuş"u temsil eden bir tasarım kullanmış Kenyon Review. Bu sayıya bir yazar ve akademisyen olan Laurie Kutchins, "Dünyadır Koğuş" adındaki bir deneme ile katkıda bulunmuş. Deneme, en az 26 numaralandırılmış paragraftan oluşuyor, ancak buçuklu rakamlar da dahil edildiği için sayısını takip etmek zor. Birçok paragraf zaman üzerine bir yorum, yargı ile açılmış; ikinci paragraf "Zaman seksek oynar," diye başlarken on ikinci paragraf, "Hastalandığında zaman çöker, demişti birisi," şeklinde devam ediyor. Derginin bu sayıda yer verdiği şiirlerin hemen hepsinin yeraltı edebiyatı çizgisine yakın olduğu söylenebilir; pek çoğu günlük bir dil ve ağır argo ifadeler ile yazılmış. Matt Hart, "Neden Hep Böyle Yapıyorum" başlığına sahip şiirini başlığa yanıt vererek başlatıyor: "Yani, bir kere, alışılmış bir şey bu." Sonu ise daha duygulu: "Unut unut unut, unutma / ‘Artık hiçbir şey bilmiyorum, yalnızca sevebiliyorum'" Sayıdaki yazıların çoğunluğu şiirden oluşuyor, bazılarının isimleri son derece uzun, Nicole Callihan'ın "bir tören olarak keder; bir dosya kadar ince olarak keder; taşınabilir bir şehir olan keder; pembe bir inci olan keder" şiiri gibi. Bu ay, diğer dergilerde olduğu gibi Kenyon'da da "Bir Şiir İçin Müzikal Notlar" adında müzik konulu bir yazı var, Jennifer R. Kellogg, George Seferis'ten çevirmiş.

Oxford American

Dört ayda bir yayımlanan ve Güney Amerika edebiyatını tanıtmayı hedefleyen Oxford American dergisinin son derece estetik bir dış kapak resmiyle yayımlanmış olan sonbahar sayısını inceleyeceğiz. Danielle A. Jackson "Editörün Mektubu" nda bu sayıda başlangıçta Güney edebiyatının katmanlı ve dinamik yapısını, çeşitliliği göstermeyi hedeflediklerini ancak ağaçlar, su, karanlık, ışık gibi tekrar eden imgelerle karşı karşıya kaldıklarını açıklıyor. Okumaya Frederik Mckindra'nın "Tezgâhın Ardında Bir Yuva Bulmak" adındaki denemesiyle başlıyoruz. Mckindra, bir kitap dükkânında çalışmaya başlamasının ardından edebiyatın ticari boyutu ile yüzleşme sürecini, neredeyse her kitap hayalperestinin başına gelen o hayal kırıklığını anlatarak üzerinde pek konuşulmayan bir konuya dikkat çekmiş. Mary Kay Mcbrayer'ın "Korkulu Oyuncak Evi" öyküsü ise pandemi döneminde evde tıkılı kalıp oyuncak evi yapma takıntısına kapılan bir karakteri işliyor. Pembe hayallerle, çizgi filmlerle yaşayan karakter, hikâyenin sonlarına doğru, "Bu bir döngü mü? Minyatür yapmak geçmişten beri hastalık nedeniyle eve kapananların bir hayata tutunma biçimi miydi?" diye soruyor. Dergideki kurgular çoğunlukla güncel bir nitelik taşıyor. Bu sayıda bir de Afrika kökenli bir Amerikalı olan şair Henry Dumas'ın dört adet "blues" şiiri yer alıyor. Bu metinler şiirden ziyade şarkı sözlerini anımsatıyor.

The Georgia Review

The Georgia Review'ın bu sayısında C. J. Bartunek'in Sanatçı Derek Fordjour ile yaptığı söyleşi yer alıyor. Toplumsal bir sanat anlayışı olan Derek Fordjour, yeteneğini toplumsal inşa aracı olarak kullanmış ve böylece sanatını Amerika'daki pek çok halka açık sanat projelerinde ulaşılabilir kılmış. Yayımlanan şiirler arasında yirmi iki şiir kitabı olan Kwame Dawes'in "Emekli Tuğgeneral" şiiri, öne çıkan metinlerden. Bu şiirde kadın bir askerin vatanperver duygularla sürdürdüğü dış/ çalışma hayatını ve bir de çocuk sahibi olduğu ev içi hayatını kıyaslıyor şair. "Her millet kendini ayakta tutacak / mitler öğretir kendine" diye başlıyor ve kadının kucağında bir bebek, kalbinde bir kabulleniş ile sonlanıyor: "Gözlerinin içine bakın ve arzunun parıltısını görün. / Vücudunu hiç terk etmiyor, / asla çıkıp gitmiyor askerin kalbinden." Dergideki şiirlerin genel tarzlarına bakıldığında tek bir biçimin değil, hem geleneksel hem de post-modern esintilerin sıklıkla kullanıldığı görülüyor. Joni Tevis, "Rüyaların Seni Korkutmuyorsa", Darby Jo ise "Eve Giden Yol" denemesiyle katkı sunmuş. Bu sayı denemelerin yanı sıra kitap değerlendirmeleri ile de renklendirilmiş: Don DeLillo'nun The Silence kitabı, Maria Stepanova'nın In Memory of Memory kitabı, Catherine Wagner'in Of Course kitabı ile Jen Bervin'in Silk Poems kitabı.