Etimoloji: Gibi

Çocukken yaramazlık yaptığımızda oturma odasındaki halıdır GİBİ.
Çocukken yaramazlık yaptığımızda oturma odasındaki halıdır GİBİ.

Bir ülkenin zor zamanlarıdır Gibi. Kullanılan GİBİ'lerin haritası çıkarılırsa o ülkenin içinde bulunduğu durumu da anlayabiliriz. Mesela bazı yamyamların kısa süre sonra defolup gideceğine inanan şairin sözüdür GİBİ: Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!

Gibi kelimesini ilk kez Türkçenin atası diyebileceğimiz Kaşgarlı Mahmud'un Divan-i Lugati't-Türk adlı eserinde görüyoruz. Kaşgarî, Divan- i Lugati't-Türk, 1073] "bu er anıŋ kibi [[bu adam onun gibi- Oğuzca]] (...) yaġmur kibi, kuşlar kibi." Bir diğer örnekte ise yine "Eski Türkçe Dönemi" olarak adlandırdığımız dönemde "O kibi benzer, aynı kalıptan "anlamlarına gelir.

Gibi, canımız çok sıkılır da gözümüze görünen şey artık eski anlamını ifade etmez. Orda GİBİ kelimesi girer devreye. Yeni bir tanım ararız. Eski kavramı da güçlendirsin isteriz. Bardağı küllük olarak kullanmaktır GİBİ. Anlamın kendisini tatlı bir şekilde trollemektir. İktidar bizizdir orda. Her şeyi GİBİ'leriz. Bedavadır çünkü niye GİBİ'lemeyelim? Vergisi algısı da yok. Lisede âşık olduğumuz kişidir Gibi. Zalimi bir şeye de benzetemeyiz. Güzel bir şeydir. İyi bir şeydir. Aşkın ne olduğunu anlamaya çalışırken kullandığımızdır GİBİ. Küçük ev aletlerine benzer. Belirli bir rutinde daima bozulur ve yeni bir benzetme yaptırır aşığa: "Çocuklar ekmek yiyorlar gibidir sesin"

Çocukken yaramazlık yaptığımızda oturma odasındaki halıdır GİBİ. Şekilleri bir şeylere benzetiriz sürekli. Türklerin grafik – tasarım olayına hızlı adaptasyonunun sebebi de budur belki? İlk idmanlarını o halılarda yapmışlardır. Azar işitirken o desenler terapi GİBİ'dir. DİZİ: GİBİ, 2021 yılında ilk bölümü yayımlanmıştır. RENK: Yavruağzı. Birisi turuncuyla pembenin karışımından meydana gelen yeni renge: "Yavruağzı ağzı Gibi şu renge baksana" demiştir. Sahi kimdi o herhangi bir yavrunun ağzını ilk GİBİLEYEN?

Bir ülkenin zor zamanlarıdır Gibi. Kullanılan GİBİ'lerin haritası çıkarılırsa o ülkenin içinde bulunduğu durumu da anlayabiliriz. Mesela bazı yamyamların kısa süre sonra defolup gideceğine inanan şairin sözüdür GİBİ: Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!