Hayatın kendisine katkı sunmak

Hayatın anlamını sorgularken iyi kötüden daha mı özdeştir, kimi zamanda insanoğlunun kafasını bu meşgul etmiştir.
Hayatın anlamını sorgularken iyi kötüden daha mı özdeştir, kimi zamanda insanoğlunun kafasını bu meşgul etmiştir.

Hayatın anlamı, bilgiye en yüksek biçiminde ulaşmak mıdır? İnsanoğlunun kendinden yola çıkarak hayati ve hayata dair herşeyi anlama ve idrak etme yolunda can yakıcı sorular hep sorula gelmiştir. Esas problem bilginin kaynağına ulaşmakla alakalı, evet hayatın anlamını bilgiye yüklüyoruz ama bilginin bizatihi ne olduğu noktasında bocalıyoruz.

Hayatın anlamı nedir, hayat nedir, yaşamak nedir, yaşamın amacı nedir varlığın sebebi nedir? İşte bütün bu sorular insanoğlunun var olduğu andan itibaren sorduğu sorular.

Esas problem bilginin kaynağına ulaşmakla alakalı, evet hayatın anlamını bilgiye yüklüyoruz ama bilginin bizatihi ne olduğu noktasında bocalıyoruz.

Felsefecilerin düşünürlerin bilimsel yada dinsel araştırmaların esas konusu her zaman hayatın anlamı olmuştur. Hayatın anlamı, bilgiye en yüksek biçiminde ulaşmak mıdır? İnsanoğlunun kendinden yola çıkarak hayati ve hayata dair herşeyi anlama ve idrak etme yolunda can yakıcı sorular hep sorula gelmiştir. Esas problem bilginin kaynağına ulaşmakla alakalı, evet hayatın anlamını bilgiye yüklüyoruz ama bilginin bizatihi ne olduğu noktasında bocalıyoruz. Kimilerine göre hayatın objektif bir anlamı yok. Kaotik biçimde sonsuz tekrar edilen bir boşluktan ibaret. Kimilerine göre ise hayat bir bakıma katlanma biçimidir. Kimine göre insanoğlunun arz üzerinde durduğu felsefik yer ile alakalı olarak, acılarla dolu olması ve bu acıları en hafif şekilde atlatmaktır hayatın anlamı.

Kimi zaman hayat birileri için yabancı, saçma, anlamsız bir çabadan mı ibarettir.
Kimi zaman hayat birileri için yabancı, saçma, anlamsız bir çabadan mı ibarettir.

Hayatın anlamını sorgularken iyi kötüden daha mı özdeştir, kimi zamanda insanoğlunun kafasını bu meşgul etmiştir. Acıyı ve hazzı hayatın iki efendisi olarak görmek insanoğluna ne kazandırır ki! Mutluluğun kaynağı bizatihi iyiden mi geçer? Hayatın anlamını, mutluğu büyütmeyi prensip edinmek olarak mı göreceğiz? İstisnasız olarak herkesi mutlu etmek midir hayatın anlamı? İnsanoğlunun günümüzde ulaştığı nokta itibarı ile çözüme ulaştırılması gereken en öncelikli meselesi hayatın anlamını idrak etme yolunda bir çözüme ulaşması mıdır? Kimi zaman hayat birileri için yabancı, saçma, anlamsız bir çabadan mı ibarettir. Aslında herkes için evrensel bir sonuç var olmakla birlikte esas mesele, bu sonuca ulaşma noktasındaki engellerden kaynaklanmaktadır. Varacağımız hedef yaşama ve yaşamın problemelerine dair çözümler bulmak ve her birey için sürekli olarak bunu yerine getirme amacını var etmekten geçmektedir.

  • Belki bu sebepten insandan insana hayatın anlamı göreceli hâle gelmektedir. Bence hayatın anlamı hayatın bizatihi kendisine katkıda bulunmak. Tek bir insan için ortaya koyacağımız çözümler, bütünü kapsamayacağından dolayı hiçbirşey ifade etmeyebilir.

Köklerimize baktığımızda atalarımızdan yola çıkarak hayatın anlamını geliştirme çabamızda kapsayıcı olan, bizatihi hayatın kendisine katkı sunmaktır. Bu gayretli çabanın sonuca ulaşmasında sorular sorarken bir yol gösterici aramak kimi zaman fayda sağladığı gibi, kimi zaman dipsiz bir uçurumdan yuvarlanmak gibi sonuçlarda doğurur.

Felsefecilerin, psikologların, sanatçıların, yazarların kısacası insanoğlunun yüzyıllardır cevabını arayıpta bulamadığı bu önemli sorunun cevabı o kadar da kolay olmasa gerek. Ama en azından şunu biliyoruz insanoğlu zevki olabildiğince yüksek tuttuğunda hayatın anlamını yitiriyor, acıyı azaltacağını zannediyor oysa ki kendine yazık ediyor… İnsanoğlunun keyfinin acılarından daha yukarıda olması için acılarını yok sayması, neslinin acılarını görmezden gelmesi asla hayatın anlamını kavrama mücadelesinde ona fayda sağlamıyor.

Belkide insanoğlu kendine nasıl davranılmasını istiyorsa başkalarına öyle davranmadığı için hayatın anlamını yitirdi.
Belkide insanoğlu kendine nasıl davranılmasını istiyorsa başkalarına öyle davranmadığı için hayatın anlamını yitirdi.

Belkide hayatın anlamı, söylediklerimizden ziyade insan nesline kattığımız faydalardan geçer. Belkide insanoğlu kendine nasıl davranılmasını istiyorsa başkalarına öyle davranmadığı için hayatın anlamını yitirdi. Hayatın anlamının olmadığına, dolayısıyla herşeyin serbest olduğuna inanan varoluşsal nihilizim insanoğluna şu ana kadar ne sağladı ki! İnsanoğlu Tanrı‘yı öldüreceğine inanarak hayatı anlamlı kılacağına inandı, ama aslında silahı kendi kafasına dayadı. Aslında hayatın anlamı basit, pür, sade, insani bir yaşamdan ibaret diyenlerin sayısı ne çok artıyor. Günümüz insanı sorular sorarak buna cevaplar aramak yerine, bulunmuş cevapların peşine takılmayı ne de çabuk kabulleniyor. Bir başkasının inanarak söylediği cümlelere inanmak, hayatın anlamına bir anlam katmaktan daha kolay belki. Hayatın anlamı (iyi olmaktır). İnsanoğlu düşünebilme yetisi sayesine diğer canlılardan ayrılıyor. Diğer canlılar kendilerine kodlanan gerçeği yaşarken, insanoğlu gerçeği bizatihi kendisi kodlamak istiyor. İşte bu kodu yazmanın yolu, iyilikten geçiyor.