İzzetle biten bir ömür: Ahmed Yasin

Ahmed Yasin.
Ahmed Yasin.

İzzet ve onurla yaşanan, şehadetle anlamların mükemmeline erişen bir hayat: Ahmed Yasin. Zulme karşı nasıl bir duruş sergilenir ve cihad nedir sorularının cevabı bütünüyle. Filistin’in şanlı direnişinin lideri. Sadece bu değil, Filistin’de 1917’den beridir dur durak bilmeden devam eden mezalimi dünyaya duyuran kahraman Şeyh Ahmed Yasin 28 Haziran 1936 tarihinde Filistin’in Askalan şehrinin El-Cevre köyünde dünyaya geldi.

Filistin’in nehirden denize, Mescid-i Aksa’nın kuşları ve çocuklarıyla hür olduğu günlerin düşünü görüyordu şehit edildiği güne kadar. Yüz yıllar boyunca Müslümanların hakimiyetinde olan Filistin toprakları o makûs tarih 1917’de hürriyetini kaybetmiş ve bunun ıstırabı Ahmed Yasin için henüz gençken arkadaşlarıyla yaptığı güreş müsabakasında kaybettiği bedenindeki ferin ıstırabından daha büyüktü; şartlar ne olursa olsun mücahede vazgeçilebilecek bir sevda değildi.

Şeyh Ahmed Yasin’in de sayısız Filistinli gibi çocukluk hatıraları Gazze’deki bir mülteci kampında, yokluk içerisinde şekillenmişti. Yahudilerin 1948’de Filistin’i işgal etmesiyle başlayan büyük felaketten sonra Ahmet Yasin’in ailesi Gazze’ye göç edip bir muhacir kampına yerleşmişti. Öz vatanda garipliğin nasıl bir gerçeklik olduğunu henüz çocuk yaştayken hissetmişti.

Ahmet Yasin 1958 yılında ölümün kol gezdiği bir ülkede lise öğrenimini tamamladı. Aynı yıl Arap dili ve İslam eğitimi alanlarında öğretmenlik yaptı. Bu sırada eğitimine devam eden Ahmet Yasin, büyük âlimlerinden özel dersler alarak İslam’ın şer’i ilimleri alanında kendisini yetiştirdi. Daha sonra ilmî seviyesini artırmak için Mısır’ın başkenti Kahire’ye giderek El-Ezher Üniversitesi’ne kaydoldu. Buradaki eğitimini de başarıyla tamamladı.

Hayatının her anını yakîn bir imanla, Allah’ın hoşnut olduğu bir ahlâkla süsledi. Allah’ı hoşnut etmeye ve itaat etmeye niyet edildiğinde her hareketin, diğer tüm ibadetler gibi ibadet mesabesine eriştiğini her fırsatta dile getirdi. Tüm meselesi Allah’ın rızasıydı ve bu rızaya talip olmanın yolu var gücüyle mücahedeydi. Her işinde sünnete uygun bir şekilde çok ilkeli bir şahsiyetti.

Kahire’den Gazze’ye döndükten sonra burada Müslüman Kardeşlerin bir şubesinin açılmasına ön ayak oldu. Meselesi şuurdu. Ümmetin dağınıklığının, Filistin’de olup bitenler karşısındaki suskunluğunun bir şekilde çözülmesi gerekirdi. Müslüman Kardeşler hareketinin buradaki çalışmaları 1970’lere kadar ilim, eğitim ve örgütlenme faaliyetleri şeklinde devam etti. Müslüman Kardeşler hareketinin biricik amacı, Filistinli diğer örgütlerin aksine silahlı bir direniş başlatmak yerine öncelikli olarak sosyal ve dinî alanlarda halkı bilinçlendirme yöntemiyle bağımsız bir İslami Filistin Devleti kurmaktı.

Ömrü boyunca birçok kez hapis cezasına çarptırılsa da tavizler karşılığında hürriyet vaatlerini istihza ile karşıladı. İzzettin El-Kassam tugaylarını, Hamas’ı tam da bu şuurla temellendirmişti. Onun ve yanındakilerin mücahedesine karşı İslam ülkeleri hep suskun kalmıştı, bugün olduğu gibi. Şeyh Ahmed Yasin ümmetin suskunluğunu Allah’a şikâyet etmişti. İsrail terörü 22 Mart 2004 tarihinde havadan füzeler fırlatarak Şeyh Yasin’i sabah namazından çıktığı sırada şehit etti.