Mahremiyet aslında özgürlükle ilgilidir

Lizzie O'shea
Lizzie O'shea

Teknoloji, gündemi olmayan kendi hareket alanına sahip bir şey. O sadece var olan bir fenomen ve biz onu etkileme fırsatına sahip değiliz.

SÖYLEŞİ: SILVI VANN WALL

CİNS İÇİN ÇEVİREN: HÜDANUR AKKUZU

Hukuk, dijital teknoloji, şirketlerin sorumlulukları ve insan haklarıyla ilgili çok sayıda çalışması bulunan, avukat-yazar Lizzie O'shea ile günümüz teknolojisinin perde arkasını, kişisel mahremiyete olan müdahalesini ve bunun sonuçlarıyla ilgili düşüncelerini aktardığı söyleşisini Cins için çevirdik.

Geleceği anlamak için geçmişe bakmak. Bu bir yol. Bu yolu yürümeye ne zaman başladınız?

Hukuk eğitimimin yanı sıra tarih diploması da aldım; bu yüzden geçmişi bugünle alakalı olduğu için anlamaya dair uzun süreli bir ilgim oldu. Kısa bir süre önce, katılmak için burs kazanacak kadar şanslı olduğum Columbia Üniversitesi'nde yüksek lisans yaptım. Dijital geleceğimiz hakkında çokça konuşan, özellikle şu anda yaşadığımız zamanın dijital teknoloji ile ilgili olarak çok önemli bir an olduğunu söyleyen bazı akademisyenlerle derslere katıldım. Çünkü dijital çağ canlı...

Dijital çağın kuralları oluşturulmaya devam ediyor...

Evet, teknolojinin çoğu hâlâ oldukça yeni. Çoğu zaman kendini empoze ediyor ve bunun tartışılmaz ve kaçınılmaz olduğunu topluma hissettiriyor. Teknoloji, gündemi olmayan kendi hareket alanına sahip bir şey. O sadece var olan bir fenomen ve biz onu etkileme fırsatına sahip değiliz. Fakat, dijital ve bilgi devriminin ilk aşamalarında olduğumuz düşünülürse, gücün nasıl değiştiği ve onu nasıl etkileme yeteneğine sahip olabileceğimiz hakkında konuşmaya başlamanın tam zamanı olduğu söylenebilir. Toplum aslında bir grup insandır ve dünyayı kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirmek arzusundadır. Ve insanların geçmişte bunu nasıl yaptıklarına bakarak dijital çağda da bunu yapma şansına sahibiz.

Bu sizin kitabınızın da motivasyonu aslında.

Evet, Geleceğin Tarihleri, büyük oranda bunu konuşuyor.

Peki, neden dijital teknolojinin büyüyen ve durmadan kendi kendine gelişen bir şey olduğu fikrine sahip olduğumuzu söylüyorsunuz?

Bence dijital teknolojinin önemli bir kısmı son derece kârlı bir endüstri, bu yüzden teknoloji şirketlerine liderlik eden insanlar genellikle yaptıklarının dünyayı iyileştirmek olduğu düşüncesindeler. Facebook ve benzeri şirketlerin bazı söylemlerine baktığınızda, bunun genellikle çok iyi bir şey olduğundan, eleştirilmesinin mümkün olmadığında bahsediyorlar. Yeni, emsalsiz, hepsi iyi niyetli ve iyilik için. İnsanlar, teknolojiyle ilişki kurmamızın yollarından bazılarının nasıl son derece bölücü olduğunu ve aynı zamanda web'den nasıl para kazanıldığının ve teknolojinin karar alma süreçlerine halkın katılımı için insanları birleştirmek veya bilgiye erişimi geliştirmek ve metinleri okuyabilen ve bilgi paylaşabilen insanların sınırlarını azaltmak gibi kamu yararı odaklı faaliyetlerin daha fazlasını yapmak için değil de para kazanmak için nasıl kullanıldığını görmeye başlıyorlar.

Web şu anda tamamen kâr elde etmeye yönelik bir şeye dönüştü gibi...

Tam olarak bu nedenle yaptığı her şey evrensel olarak iyi değildir. Aslında, bu durumu birçok şekilde eleştirebiliriz, bunun birçok yolu var. Özellikle, olumsuz sonuçları yaşamaya başladığımızda bunu yapabileceğimiz an oluşmaya başlamış demektir.

SADECE NE SATABİLECEKLERİNİ HESAPLAMAK İSTİYORLAR

Bu yüzden belki de şimdi ‘gözetim kapitalizmi' kavramını gündeme getirmek için iyi bir zaman. Bunu uzman olmayanlar nasıl anlamalı?

Evet, "gözetim kapitalizmi" güzel bir terim, çünkü gözetimin genellikle devletten geldiğini düşünüyoruz. Sanırım bu, teknoloji tarihinde neden özellikle önemli bir an olduğunu konuştuğumuz diğer an, dünyaya gerçekten gözetim devletinin erişiminin ne kadar büyük olduğunu Edward Snowden'in ifşaları vs... İnsanlar gözetlemeyi genellikle, devletin bunu antisosyal davranışlar, terörizm ve diğer türden suçlar açısından bizi izlemek amacıyla yaptığını düşünürler. Ancak gözetim kapitalizmi terimi, bence, bunun aynı zamanda ne kadar özel bir çaba olduğunu ortaya koyuyor. Harvard'dan Shoshana Zuboff adında bir akademisyen tarafından ortaya kondu ve bir araya getirmesi uzun yıllarını alan bu terim hakkında çok uzun bir metin yazdı. Söylediği şey, şirketlerin çevrimiçi olduğunuzda her zaman sizinle anket yaptığı ve bunu çeşitli nedenlerle yaptıkları. Bunu, verilerinizi satarak para kazanmak, ayrıca sizi bir birey olarak anlamak, yani bir tüketici olarak ne satabileceklerini anlamak için yapıyorlar. Ayrıca, çevrimiçi hayata katılan insanların haritasını çıkardıklarında, bu onlara herkesin davranışlarının haritasını çıkarma kapasitesi verir. Bu nedenle, örneğin, hizmet şartlarını kabul etmek artık bireysel bir faaliyet değildir, çünkü biri bunu yaptığında, benzer özelliklere ve benzer izleyicilere sahip kişilerin haritasını çıkarmak için veri noktası, kullanılabilecek bir şey hâline gelmeye başlar. Bu çok yaygın bir gözetleme biçimidir ve özel şirketler tarafından bir şeyleri satmak amacıyla yapılır.

TEKNOLOJİNİN SORUNLARIMIZI ÇÖZECEĞİNİ VARSAYMAK BİR HATADIR

Peki teknoloji fikri nihayetinde hayatımızı iyileştiren bir kavramken neden durum böyle olmadı? Çalışmayan şey nedir?

Burada benim iddiamın dayanağı, sorunlarımıza getirilen teknolojik cevapları eleştirmeden onların en iyisi olduğunu düşünen insanların sıklıkta olmasıdır. Günümüzün modern kahramanlarını düşündüğümüzde, genellikle bir süredir Elon Musk, Mark Zuckerberg gibi insanları aklımıza getiriyoruz. İnsanlar, bu ikiliyi günümüzde güzel tasarımın büyük mimarı olarak görüyorlar. Mühendislerin en önemli insanlar olduğunu düşünüyoruz toplum olarak. Örneğin iklim değişikliği hakkında tek gerçek cevabın bilim tarafından verileceğini düşünüyoruz. Bu teknokratlar - Barack Obama kendini büyük bir teknokrat olarak görüyordu ve bu modern siyasetin geleceğiydi - siyaset teknolojisini doğru hâle getiriyor ve bunu yapmak için de teknolojiyi kullanıyor. Bu insanlara yönelik eleştirimin bir kısmı, teknoloji hakkında ve teknokratlar hakkında nasıl düşündüğümüz konusunda çok dikkatli olmalıyız ve mühendisliğe, sosyal sorunları çözmenin bir yolu olarak değer vermeliyiz.

Bunu, sizin de bahsettiğiniz popüler teknolojik ütopyalara bakarak yapıyorum. Sanırım şimdi biraz unutuldular. Yazar Edward Bellamy, Geriye Bakmak adlı bir kitap yazdı. Kitapta bir asır sonra uyuyup uyanan bir adamdan bahsediyor. Yeni bir toplum görüyor ve teknolojiden yararlanıyordu. Teknolojinin ve teknolojik gelişmenin hızlanması ve sanayi devriminin sefaletinden kaçmak için bu yeni toplumu var etti. Ancak var edilen bu ütopyada çok ciddi sınırlamalar da vardı, en önemli şeyin sıkı çalışma olduğu; mühendislerin nasıl yapılacağını bilen insanlar olarak yüceltilmesi gerektiği duygusu vardı. Esasen, siyasetin sorunlarından kaçmanın, insanları yanınıza almanın zorluğunu aşmanın yolu ortaklaşa kararlar almak ve toplumun kaderini iş birliği ile belirlemektir. Bu söylediklerimin ana fikri, sanırım, bu olanları eleştirmek ve on dokuzuncu yüzyılda neler olup bittiğini anlamak, böylece yirmi birinci yüzyılda aynı hataları yapmamaktır. Ütopyacılığın siyasetten kaçınmanın bir yolu olabileceğini düşünmek ve teknolojinin hızlanmasının toplumsal sorunlarımızı çözeceğini varsaymak bir hatadır.

Peki, bundan sonrası için, örneğin birisi bir bilgisayarda oturum açıp çevrimiçi olduğunda o kişinin ne düşünmesini istersiniz?

Teknolojiyle olan bağlantılarının başkaları tarafından nasıl kullanılabileceğini ve çevrimiçi alanlarını tasarlayanların özel şirketler olup olmadığını düşünmelerini istiyorum. Çevrimiçi hayatımızda beklediğimiz bu tür hizmetlere personel sağlamak zorunda olanlar, gig ekonomisindeki insanlardan para kazanan özel şirketler olabilir. Bunu alıp kendi amaçları için kullanan devlet de olabilir. İnsanların mahremiyet fikrimizin nasıl daha geniş kapsamlı olması gerektiğini ve bazen politikacıların ve de şirketlerin mahremiyetin ne olduğu hakkında söylediklerini kabul etmememiz gerektiğini, bu kavramı sorgulamaya başlamamız ve gerçekten eleştirel düşünmemiz gerektiğini düşünmelerini, mahremiyetin gerçekten özgürlük, bağımsızlık ve özerklikle ilgili olduğunu anlamalarını isterim.

Bu, çevrimiçi hayatımızdan kimin kâr ettiğini anlamamıza yardımcı olacaktır...

Elbette, her zaman şunu düşünürüm, küçük ya da büyük, elimizden geleni yaptığımızda, bu herkes için geçerli değildir ama daha adil bir toplum yaratmak için üzerimize düşeni yapmış oluruz. Dijital alanda elde edilebilecek pek çok fayda olduğunu düşünüyorum ancak benim iddiam şu ki bu konular hakkında düşünmeye başlamamız gerekiyor. Çünkü teknolojiyle hiçbir ilgisi olmayan bir tür aktivist alanda çalışıyor olsak bile, hepimiz etkileniyoruz. Bu etkileri görmezden gelebileceğimizi sanmıyorum. Aslında, tüm organizasyonların bu şekilde gerçekten dijital organizasyonlar olduğunu düşünüyorum. Başka bir alanda bir aktivistseniz, bu sorulardan bazılarıyla hesaplaşmamızın, bu sorunlardan bazılarını denemek ve çözmek için propagandaya, örgütlenmeye ve birlikte çalışmaya başlamamızın zamanının geldiğini düşünüyorum.