Mantıku't-Tayr / Kuşların Diliyle

Türk edebiyatında değil; Arap, Fars ve Urdu edebiyatlarında da her daim ilgi odağı olagelmiş bir klasiktir Mantıku’t- Tayr.
Türk edebiyatında değil; Arap, Fars ve Urdu edebiyatlarında da her daim ilgi odağı olagelmiş bir klasiktir Mantıku’t- Tayr.

İslâm düşünce ve edebiyat birikiminin özünü teşkil eden “hikmet” ve “hakikat” kavramlarını odağa alarak; genişleyen halkalar şeklinde tasavvuf, ahlâk, adalet ve marifete erişme temaları ile örülmüş; Yaradan’a ulaşma macerasının “kuşların yolculuğu” sembolizasyonu ile özlü bir biçimde hikâye edilmesidir bu eser.

Mantıku't-Tayr/Kuşların Diliyle- Ferîdüddin Attâr

Yaradan’a ulaşma macerasının “kuşların yolculuğu” sembolizasyonu ile özlü bir biçimde hikâye edilmesidir bu eser.
Yaradan’a ulaşma macerasının “kuşların yolculuğu” sembolizasyonu ile özlü bir biçimde hikâye edilmesidir bu eser.

Yazılışının üzerinden geçen yedi yüz yıla rağmen eskimeyen, her devirde, yalnız Türk edebiyatında değil; Arap, Fars ve Urdu edebiyatlarında da her daim ilgi odağı olagelmiş bir klasiktir Mantıku’t- Tayr. İslâm düşünce ve edebiyat birikiminin özünü teşkil eden “hikmet” ve “hakikat” kavramlarını odağa alarak; genişleyen halkalar şeklinde tasavvuf, ahlâk, adalet ve marifete erişme temaları ile örülmüş; Yaradan’a ulaşma macerasının “kuşların yolculuğu” sembolizasyonu ile özlü bir biçimde hikâye edilmesidir bu eser.

  • Edebiyata Övgü- Zygmunt Bauman& Ricardo Mazzeo
  • Edebiyata Övgü; edebiyatın ve sosyolojinin genel sorunlarını, herkesin aklında olan soru işaretlerini yanıtlamaya çalışıyor. “İki kız kardeş” olarak ele alınan edebiyat ve sosyoloji arasında okuru bir keşfe çıkaran bu çalışmada; bu iki önemli alana dair bilinen ezberler, kurallar yeniden yazılıyor. Edebiyat ve sosyolojinin ayrı düştükleri noktalara değinirlerken, tartışmaya açık bıraktıkları noktalar sayesinde kitabın yazarları, okuyucuya yorum imkânı da tanımış oluyor.

Meyhane- Émile Zola

Meyhane’de Paris’in kenar mahallelerinden birinde yaşayan işçi bir aileyi konu edinmiştir yazar.
Meyhane’de Paris’in kenar mahallelerinden birinde yaşayan işçi bir aileyi konu edinmiştir yazar.

Natüralizmin kurucusu ve dünya edebiyatının en büyük romancılarından biri olarak kabul edilen Émile Zola, romanlarında dönemin Fransa’sının yozlaşan toplumunu bütün gerçekliğiyle gözler önüne serer. Meyhane adlı bu romanında da, Paris’in sokaklarını, halkın yaşadığı sefaleti, düzenin adaletsizliklerini çok iyi gözlemlemiş ve bunları âdeta cımbızla seçip romana yerleştirmiştir. Romanı bir deney sahası olarak gören yazar, Meyhane’de Paris’in kenar mahallelerinden birinde yaşayan işçi bir aile üyelerinin yaşadıkları alkol bağımlılığı sonucunda, ailede meydana gelen çöküşü, yine kendine has üslubuyla ortaya koyuyor.