Mayakovski’nin revolveri

Yalnız, buz makinesiyle beraber ağlıyordu.
Yalnız, buz makinesiyle beraber ağlıyordu.

Matthew Dickman

Sekiz yaşında bir çocuğun ağzını

böğürtlenlerin nasıl hissettirdiğini

düşündükçe aklımda yüzünden vurulmuş

bir hayalet beliriyordu. Karanlıkta

Ay yerine banyo duvarına fişini taktığım plastik kabuktan süzülen ayışığına teşne oldum.


büyük ağabeyim beyninin yüksek

çalılığında yürüyordu. Otel lobisinde

ayakta duruyorken görebiliyordum onu,

yalnız, buz makinesiyle beraber ağlıyordu.

Ay yerine

banyo duvarına fişini taktığım

plastik kabuktan süzülen ayışığına teşne oldum. İnternette

biri Mayavokski’nin revolverine sahip olduğunu iddia ediyordu,

 İnternette biri Mayavokski’nin revolverine sahip olduğunu iddia ediyordu.
İnternette biri Mayavokski’nin revolverine sahip olduğunu iddia ediyordu.

elli bin dolara satışa koymuş. Bu niye benim

aklıma gelmedi ki? Ölü ağabeyimin ayaklarındaki çorapları çıkarıp

  • takasa koyabilirdim biraz
  • para, bir sinema bileti, fişle satılan
  • bir şey için, yaşamakla meşgul olduğumun,

gece boyu durup ağlamadığımın

peş peşe siyah bir kalemle

tabanca çizmediğimin, en iyisini

kesmediğimin, yahut

ayna önünde durmadığımın, yırtılana kadar kâğıt tetiği çekmediğimin ispatı.

Çeviri: Ahmet Ölmez