Şair neye yarar hatırlamazsa Ercümend Behzad Lâv

Lâv da birçok Marksist şair gibi, dünyanın çeşitli yerlerindeki ezilmiş halkları konu edinir kendine.
Lâv da birçok Marksist şair gibi, dünyanın çeşitli yerlerindeki ezilmiş halkları konu edinir kendine.

Bazen alay, bazen istihza, bazen ironi; ama en çok öfke ve başkaldırıdır Ercümend Behzad şiiri. Geleneksel olana, taşlaşmış olana bir başkaldırı... Hiçbir poetik ve politik fikir ile sınırlamaz kendini. Geleneğin de, yenilikçiliğin de bağnazlığına gelemez!

Türk şiirindeki en sistemli, en "biricik" tepkilerdendir Ercümend Behzad'ın şiiri. Bu yüzden hemen her zaman yanlış zamanların, yanlış anlaşılmış şairidir. Hem S.O.S hem de Kaos için aynı suçlamalarda bulunmuştur edebiyat kamuoyu: Cambazlık, sayıklama, tesadüfi... Hâlbuki matematiksel bir şiirdir Lâv'ınki. Tesadüfe hatta ilhama hiç yer yoktur neredeyse. Sözcükler arası sessel ve anlamsal uyum, kelimelerin ağızdan çıkışı, kalın ince veya açık kapalı harflerin kullanımı hep bile isteye tercih edilmiş üzerinde durulmuştur. Çağrışımlar ve kopmalara dayalıdır şiiri. Okuru yorar daha doğrusu okurun çaba sarf etmesini sağlar böylelikle. Çoğu kez yarım bırakılmış hissi verir şiirleri. Bu, Lâv'ın, şiiri okurun kendi muhayyilesinde tamamlamasını istemesinden kaynaklanır. Okuyucu ile kısa ve seri paslar hâlindedir sürekli. Bu pasların membaı ise hiç şüphesiz materyalizmdir. ("Ben diyalektik materyalizm açısından şiire başladım, aynı doğrultuda yürümekteyim. Yalnız, yaşamın yürüyüşü içinde bazı doğruları geliştirdiğimi sanıyorum.")

***

Lâv, Materyalisttir, evet. Fakat anladığımız anlamda, sınırları/çizgileri belli, "klişe" bir solcu diyemeyiz ona. Kanımca 40 kuşağı toplumcularından bunca uzak olmasının nedeni de budur şiirinin. Slogan atmamasının nedeni yani. Ve büyük ihtimal "taraftar" bulamamasının nedeni de budur. Çünkü Lâv'a göre, Türkiye'de solun da sağın da derdi tek derdi "kadro" dur. Zaten bu yüzden parlamentodakiler, "manevrası hoş" birer "manken"dir. Ve eşittir sol ile sağ: "sol-sağ"

***

Bazen alay, bazen istihza, bazen ironi; ama en çok öfke ve başkaldırıdır Ercümend Behzad şiiri. Geleneksel olana, taşlaşmış olana bir başkaldırı... Lâv'dan bahsederken Fütürizm, Dadaizm ve Gerçeküstücülük gibi akımları sıkça anmamıza rağmen onu hiçbirine yerleştiremememizin nedeni işte bu başkaldırıdır. Hiçbir poetik ve politik fikir ile sınırlamaz kendini. Geleneğin de, yenilikçiliğin de bağnazlığına gelemez!

***

Sürrealizmin bilinçli bir şekilde Lâv ile beraber girdiğini söyleyebiliriz şiirimize. Lâv, sanki Türk şiiri içinde değil de, evrensel bir şiir tarihinde yer edinmeye çalışmış bir şairdir. Bu evrensel olma arzusu sebebiyle bizde Dadaizm, gerçeküstücülük gibi akımları ilk tanıyan isimler olduğunu söyleyebiliriz. Tabii bu akımları kendi şiir iklimine, Türk şiirinin iklimine uyarlamaya çalışır. Ne ki vakitsiz bir öncüdür...

***

S.O.S adlı kitabının ikinci baskısı (1964) dini ve kutsal inançları aşağılama suçlamasıyla toplatılır. 1967'de dava düşer. Peki, nelerden bahsetmiştir bu kitapta Lâv? Maden işçilerinden, uzay çağının karmaşasına ve insan doğa ilişkilerine (insanın tahribatı) kadar, dönemin toplumcu anlayışı içinde değinmediği konu yoktur neredeyse. Ancak "uzay"a onun kadar ilgi gösteren de yoktur akranları arasında ("Çekiyor mıknatıs bazalt kayalar / ve mıknatıslı ay kabaran ummanları /// Ka-os/ Köpüren evren/ gaz buhar miyasmos")

***

Ya bitmek bilmeyen iğnelemelerden ya da şiirine yeni bir kapı aralamak istemesinden olsa gerek Açıl Kilidim Açıl'da bir nebze olsun durulur Lâv. Uzun, maddeci ve zaman zaman soğuk şiirlerden, nispeten daha kısa, lirik ve masalsı bir dünyaya açılır şair. Masalsı bir dünyaya açıldığı için bilinçaltına yönelik ifadeler de bolca yer bulur kendine. Bu kitaptan sonra hiç bu kadar aşktan bahsetmemiş, hiç bu kadar balad ya da serenad yazmamıştır.

***

Lâv da birçok Marksist şair gibi, dünyanın çeşitli yerlerindeki ezilmiş halkları konu edinir kendine. Fakat 40'lardan 70'lere kadar Marksist şiir, genellikle, Latin Amerika'yı veya Uzak Doğu'yu konu edinmiştir. Lâv, planlı-programlı olarak Afrika'daki sömürü düzenini ele alan ve bununla ilgili kitap yayımlayan ilk Marksist şairdir: "Mau Mau"

***

Mau Mau evrenselin peşinde olan bir şairin ürünüdür. Daha ilk şiirlerinden beri buraya varmak istiyordu belki de Lâv, bilemiyorum. Ancak Mau Mau'dan sonra yönünü bir kez daha Anadolu'ya çevirir. Şair için gayet yerinde bir karardır bu, çünkü Üç Anadolu'daki şiir dili, önceki kitaplarının aksine daha duru ve organiktir. Bu son kitapla şiir serüvenini kemale erdirerek kişisel şiir tarihine noktayı koyar şair...

***

Hep Nâzım Hikmet ile kıyaslanmıştır Lâv. Sanırım bu yüzden tam olarak anlayamadık Lâv'ın ne yapmaya çalıştığını. Anlayabilseydik serbest şiiri aynı zamanda başlatmalarına rağmen neden daha yolun başında ayrıldıklarını da anlayabilirdik. Kendisi ise Nâzım Hikmet ile ayrılıklarını şöyle anlatır: "İki ayrı dünyalardan gelmiş iki yaratık gibi her akılcı insanın doğaya, çağdaşlığa ve evrensele dönük iki insanın karşılaşmasıydı bu; dünya görüşlerimiz birdi, fakat şiirde tuttuğumuz yöntem apayrıydı"

***

Tiyatro ile iç içedir, sinema ile iç içedir Ercümend Behzad şiiri...

***

İronik şiirin Türkçedeki ilk önemli örneklerindendir Ercümend Behzad şiiri...

***

Biçim ve dilsel çalışmalarıyla İkinci Yeni'nin öncülüdür Ercümend Behzad şiiri...

  • Rûhul Kudüs
  • Avrupalı İsa sırasına göre ihtilalcidir
  • İçlidir sofudur sırasına göre
  • Affeder geldi mi işine
  • Kin güder gelmedi mi de
  • Zulmü sevmez çekinmez zulümden de
  • Dostluğu da düşmanlığı da açıktır
  • Ara sıra haksızlığa başkaldırır
  • Her şeyi bağlamaz oluruna
  • Ama iş Afrika’ya geldi mi Han-ı Yağma
  • Ne devrimcidir ne de ihtilalci Amerikalı İsa
  • Makine insan tipi iş adamı
  • Hasmını kündeden atmak günah mı?
  • Sandık başında oy pusulası
  • Birdir Yeni Dünya’nın Siyahıyla Beyaz’ı
  • Bir yanıl da sandığa yaklaş
  • Biter ensende Beyaz’ın sopası
  • Yaşasın İnsan Hakları Beyannamesi
  • Sonsuz hürriyet içindeler
  • Karası Kızıl derilisi Melezi
  • Afrikalı İsa tam İsa’dır
  • Kin gütmez affeder unutur
  • Sabrı sonsuzdur
  • Hoş görmeli fenalığı
  • Böyle buyurmuş Beyaz Tanrı
  • Sefalet onun cilvesi
  • Lûtfu inayeti hediyesi
  • Bu çilenin mükâfatını Kara Böcekler
  • Ahrette görecekler
  • Ruhlarının akıyla çıkarlarsa bu sınavdan
  • Cennet bahçelerinden derecekler
  • Dünyada erişemedikleri nimetleri
  • Kara Böcekler
  • Hak taâlâ Hazretleri
  • Karaları sınamak için yarattı
  • Beyaz Efendileri