Sezai Karakoç'un son 30 yıllık konuşma kayıtları hakkında bazı veriler

​Sezai Karakoç
​Sezai Karakoç

Video kaydı yayınlanmış son konuşması 12 Ağustos 2019 tarihlidir. Karakoç son konuşmasında Rusya'nın esareti altında bulunan ve Komünizmin çöküşüyle birlikte (1990) doğan fırsattan yararlanarak bağımsızlıklarını ilan eden Türk devletlerinin yeniden Çin'in veya Rusya'nın istilasına uğramamak için "bir gün bile kaybetmeden birleşmeleri" gerektiğini vurgulamıştır.

Fikir, sanat ve siyasette "Diriliş" akımının kurucu öncüsü Sezai Karakoç, hem modern Türk şiirinin en büyük şairi hem de çağdaş İslâm siyasî düşüncesinin en önemli düşünürü idi. Çağdaşı birçok yazar ve eleştirmenin de belirttiği gibi O'nun bu büyük şair ve büyük düşünür kimliğine yüksek İslâm ahlâk ve faziletiyle donanmış; feragat ve fedakârlık timsali kişiliği eşlik ediyordu. Bütün toplum kesimlerince adına ve eserine saygı duyulmasının sırrı da bu eşsiz bileşimdedir. Bu yazıda Sezai Karakoç'un henüz kapağı bile açılmamış bir hazinesinden; O'nun son 30 yılda yaptığı ve henüz basılmamış; ancak ulaşılabilir durumdaki "Konuşmalar" külliyatından "internet kuşağı"nın genç ve yetenekli okurlarını haberdar etmek isterim. 1990'da Diriliş Partisi'nin kuruluşuyla, Genel Başkanlığa seçilen Sezai Karakoç'un yaklaşık 30 yıl kesintisiz sürecek haftalık konuşmaları da başlamış oldu. Karakoç'un hâlka ve basına açık bu konuşmaları İstanbul'da; Diriliş Partisi ve (sonradan) Yüce Diriliş Partisi il başkanlığının önce Şehzadebaşı, sonra Fındıkzade'deki adresinde ve cumartesi akşamları saat 20.00-23.00 aralığında yapılmıştır.

1991-1997 arası teyp kaset kayıt listesinde 200'den fazla konuşma kaydı görülüyor. Aynı dönemde Karakoç, iki gazeteye röportaj vermiş, ayrıca çeşitli şehirlerde 6 konferans ve 4 meydan konuşması (miting) yapmıştır. İki röportaj sonraki yıllarda Tarihin Yol Ağzında adıyla kitaplaşmıştır. 1991-97 döneminin konuşmaları 60 dakikalık teyp kasetlerine kaydedilmekteydi. Çok büyük çoğunluğunu takip ettiğim bu toplantılar soru cevap bölümleriyle birlikte yaklaşık iki buçuk- üç saat sürmekteydi. O dönemde bu toplantılar dönüşümlü olarak bir hafta İstanbul'da Şehzadebaşı semtinde, ertesi hafta Ankara Kızılay'da Menekşe Sokak'taki parti merkezinde yapılmıştır. Diriliş'in arşivinde hâlen 500'ün üzerinde teyp kaseti kaydı bulunmaktadır. Konferanslar ve açık hava toplantılarında yaptığı "meydan konuşmaları", Çıkış Yolu adıyla üç ciltte toplanarak basılmıştır. Kitapların kısa tanıtım metninde de belirtildiği üzere "çok zaruri düzeltmeler dışında konuşmalar olduğu gibi alınmıştır".

Bursa ve Ankara'daki iki konferans Çıkış Yolu I-Ülkemizin Geleceği, ikisi Eskişehir, biri Pendik ve diğeri Adapazarı'ndaki dört konferans ise Çıkış Yolu II-Medeniyetimizin Dirilişi adıyla kitaplaşmıştır. İlki Temmuz 1991'de Bursa Fomara Meydanı'nda, ikincisi bundan bir ay sonra Adapazarı Gar Meydanı'nda, üçüncüsü 1995'te Pendik'te İskele Meydanı'nda ve sonuncusu Eskişehir Odunpazarı'nda yapılmış dört meydan konuşması da bu serinin üçüncü kitabı olarak ve Çıkış Yolu III-Kutlu Millet Gerçeği adıyla kitaplaşmıştır. Kitaplara, konuşmalarda geçen kimi olaylarla ilgili dipnotlar da eklenmiştir. Karakoç'un 1993'te parti yöneticileri ve yakın çevresinden 10 kişiyle birlikte çıktığı yurt gezisinde, Diriliş Partisi'nin il veya ilçe teşkilatlarında yaptığı konuşmaları da burada anmak isterim. 1 Haziran 1993 günü (Kurban Bayramının da birinci günü) sabah bayram namazını kıldıktan sonra yola çıkan Sezai Karakoç, Sakarya, Zonguldak, Karabük, Kastamonu yoluyla Sinop'un Boyabat ilçesine gitmiş ve burada Belediye Parkında bir açıkhava toplantısında konuşma yapmıştır.

Takip eden günlerde sırasıyla Giresun'un Görele ilçesinde, dönüşte Kırıkkale, Ankara, Eskişehir ve Bursa'da parti teşkilatlarında bayramlaşma konuşmaları yapmış ve 5 Haziran tarihinde İstanbul'a dönmüştür. Benim de katıldığım bu bayramlaşma gezisinde özellikle Eskişehir ve Bursa bayramlaşmalarının çok hareketli ve geniş katılımlı geçtiğini, seyahat boyunca hâlkın ve aydınların Sezai Karakoç'a büyük ilgi gösterdiğini belirtmek isterim. Diriliş Partisi, 1997 yılında kapanınca Karakoç, konuşmalarını sohbetler biçiminde sürdürdü. Bu sohbetler önceleri Cağaloğlu'ndaki Derin Han'da bulunan, sonradan Fındıkzade'deki Molla Gürani Caddesi'ne taşınan Diriliş Dergisi ve Yayınlarının ofis dairesinde yapılıyordu. Diriliş Partisi, üst üste iki genel seçime katılmadığı gerekçesiyle 1997 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı. 2007 yılında bu kez Yüce Diriliş Partisi adıyla yeniden kuruldu. Genel Başkan Sezai Karakoç, yeniden başladığı haftalık konuşma toplantılarını 2017'ye kadar sürdürdü.

Kendi el yazısı veya daktilosuyla yazdığı bu yazı, yardımcıları tarafından bilgisayar ortamına aktarıldıktan sonra parti antetli kâğıtlara çıkış alınıp fotokopiyle çoğaltılıyor ve konuşma toplantısını dinlemeye gelenlere girişte takdim ediliyordu.

İstanbul'da Fındıkzade'de yine her cumartesi yapılan bu toplantılarda önceki yıllardan farklı olarak Karakoç, yapacağı konuşmayı önceden yazmış olarak partiye geliyordu. Hatta kendi el yazısı veya daktilosuyla yazdığı bu yazı, yardımcıları tarafından bilgisayar ortamına aktarıldıktan sonra parti antetli kâğıtlara çıkış alınıp fotokopiyle çoğaltılıyor ve konuşma toplantısını dinlemeye gelenlere girişte takdim ediliyordu. İki-üç sayfa uzunluğunda, bir dergi başyazısı formundaki bu yazısını Karakoç, o akşam yapacağı konuşmada açarak genişletiyor; detaylı ve kapsamlı hâle getiriyordu. Sezai Karakoç, 2009-2017 döneminde soru cevapsız, belirli bir konuda ve 1 saat civarı süren konuşmalar yapmıştır. Bu konuşmaların tümü özenle kayda alınmış ancak henüz hiçbiri kitaplaşmamıştır. Bu dönemdeki konuşmalar sadece ses olarak değil; video kamerayla da kaydedilmiştir. Önemli bir kısmı Yüce Diriliş Partisi ana sayfasında genel ağ üzerinden yayına verilmiştir.

2016'dan vefat ettiği 2021 Kasımı'na kadar geçen dönemde ise sadece bayramlar münasebetiyle bayramlaşma toplantılarında konuşma yapmış ve kayda alınmıştır. Video kaydı yayınlanmış son konuşması 12 Ağustos 2019 tarihlidir. Karakoç bu son konuşmasının bir yerinde Rusya'nın esareti altında bulunan ve Komünizmin çöküşüyle birlikte (1990) doğan fırsattan yararlanarak bağımsızlıklarını ilan eden Türkistan coğrafyasındaki Türk devletlerinin yeniden Çin'in veya Rusya'nın istilasına uğramamak için "bir gün bile kaybetmeden birleşmeleri" gerektiğini vurgulaması dikkat çekicidir. Bu konuşmadan yaklaşık 2 yıl sonra, Sezai Karakoç'un vefat ettiği 16 Kasım tarihinden 4 gün önce; 12 Kasım 2021 tarihinde İstanbul'da Türkiye, Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan devlet başkanları düzeyinde yapılan bir toplantıda, "Türk Devletleri Teşkilatı"nın kuruluşu ilan edilmiştir. Karakoç'un bu gelişmeye çok sevindiğini, özellikle Türkmenistan'ın da topluluğa katılmasını çok olumlu bulduğunu ve konuyla ilgili yazı yazacağını vefatından hemen önceki günlerde kendisini ziyarete gidenlere söylediği basında yer almıştır.

Sezai Karakoç'un 1990-97 ve 2007- 2019 dönemlerinde toplam 19 yıl boyunca yapılmış konuşmalarının çözülüp metne dönüştürülmemiş olanlarının da bir an önce çözülmesi ve kitaplaşarak Türk düşünce hayatına kazandırılması büyük önem arz etmektedir. Kendisi, benim de bulunduğum bir sohbetinde 1990'dan itibaren konuşmalarında dile getirdiği konuların; kitaplarından daha hacimli ve daha önemli olduğunu ifade etmiştir. Hâlen Yüce Diriliş Partisi'nin resmî sitesi http://yucedirilis.org.tr üzerinde "Konuşmalar" bölümünde üstad Sezai Karakoç'un 2007 yılından beri yaptığı konuşmaların ses ve video kayıtları izlenebilmekte ve indirilebilmektedir. Bu konuşmalarının tamamını indirip sırayla dinlemelerini ve elbet ardından Karakoç'un henüz okumadıkları kaç kitabı varsa tümünü özenle okumalarını Cins dergisinin genç ve yetenekli okurlarına önemle tavsiye ederim.

Hiç kimseden hiçbir şey almadan onurla ve izzetle yaşamış, yüce İslâm ahlâkıyla donanmış, emeğini, birikimini, enerjisini, büsbütün ömrünü kendi ifadesiyle "İslâm Milletinin ve İslâm Medeniyetinin Dirilişi Davası"na adamış dâhi bir şairin anıt eseriyle karşı karşıyayız. Milletimize ve insanlığa Karakoç'un büyük armağanı olan bu Diriliş külliyatını, gençlik, geleceğin ufuklarını aydınlatan bir meşale gibi elden ele taşıyacaktır.