Türkiye'yi terketmeyen şeyler eşkina

Balık, günümüz şehir hayatında bile, beklenmedik bir rızık olma özelliğini koruyor.
Balık, günümüz şehir hayatında bile, beklenmedik bir rızık olma özelliğini koruyor.

Boğaz'da yaşayan Eşkina, Üsküdar sahilindeki beton blokların en derininde yaşamaya devam ediyor. Yüzyıllardır yaptığı gibi. Bizim gibi. Türkler gibi. Ve yine bize rağmen.

  • "Az konuşur gaziler:
  • Balıksa hiç konuşmaz
  • Bir damla kanım suda
  • Sonsuza dek dağılmaz”
  • (Süleyman Çobanoğlu / Balık)

Eşkina, çoğumuzun kulak aşinalığı olduğu fakat hakkında fazla bir şey bilmediğimiz bir canlı. Canlı diyorum çünkü balık olduğunu hatırımızda tutacak çok fazla bir bilgi yok. İçinden çıkan taşın, böbrek taşını düşürmesi gibi bir yararı var. Bunun dışında Eşkina bize çok benziyor. Nerede yaratılmışsa oranın Türkü o. Bir tür narodnik. Onun en büyük özelliği bir tür vefalı / nöbetçi balık oluşudur. Dünyaya geldiği yeri unutmayan. Bulunduğu yeri terk etmeyen bir balık türüdür. Uysal olmasına karşı avlanması kolay değildir. Bulunduğu yeri sahiplenir ve hep orada yaşar. Yahya Kemal'in İstanbul'un nüfusu için verdiği abartılı cevabı açıklarken dediği, "Biz yerin altındakilerle beraber yaşarız.” sözünü sadece vefat etmiş olan atalar için değil de börtü böcek, nebatat ve balıklar için de anlıyorum. Boğaz'da yaşayan Eşkina, Üsküdar sahilindeki beton blokların en derininde yaşamaya devam ediyor. Yüzyıllardır yaptığı gibi. Bizim gibi. Türkler gibi. Ve yine bize rağmen.

TIPKI BİZ GİBİ.

Balık, günümüz şehir hayatında bile, beklenmedik bir rızık olma özelliğini koruyor. Para harcamadan, sınıf ayrımı olmadan, sabırla elde edilebilirliğiyle de ayrı bir yerde. Adil. Bununla birlikte kültürümüzde balık, yemek yeme haricinde başka konularda da meşhurdur. Hepimizin malûmu Şanlıurfa Balıklı Göl veya Çankırı'da yer alan, halkın savaş zamanı yok olduğunu, savaş bittikten sonra havuza geri geldiğini belirttiği "Asker Balıklar” da var. Bu balıkların üzerinde de kurşun yarasına benzer çeşitli izler mevcuttur. Oradan birisinin çıkıp da "Bunlar gerçek mi acaba?” dediğini duyar gibiyim. Bu tarz benzetmeler dünyada yaratılmışların en şereflisi olan insanın, koca bir tarih içerisindeki, sıfır zararla işlettiği bir yakıştırma aslında. Bunun da en büyük sebeplerinden bir tanesi, mitolojik hayvan kültünden ziyade, Yunus (as.)'ın bir balığın karnında imtihan edilmesiyle birlikte balığın karnından peygamber olarak çıkması olduğunu düşünüyorum. Türkiye'yi Terk Etmeyen Şeyler'e, bize benzeyen ve bizim de ona benzediğimiz bir şeyden başladık: Eşkina. Vira!

  • "Gözlerim bir balığın onu tutma denizlerinde
  • Gözlerim bir balığın
  • Bir balık ellerimde
  • Balıktan bir göz ellerimde
  • Kirpiksiz, tuzlu, diri
  • Bakışları günlerce..."
  • (Edip Cansever)