2 bin yıldır konuşan sütun

Roma İmparatorluğu'nun Daçya Savaşı'ndan elde edilen ganimetlerle zaferi sembolize etmek üzere yaptırdığı dev sütun: Traianus

Trajan (Traianus) sütunu, Roma İmparatorluğu'nun ikinci büyük imparatoru Trajan (Marcus Ulpius Nerva Traianus) tarafından MS 106 yılında, Daçya Savaşı'ndan elde edilen ganimetlerle zaferi sembolize etmek üzere Roma'da inşa ettirilmiş. Mimar Apollodorus of Damascus tarafından yapıldığı tahmin ediliyor. Peki, savaş ganimetleri sadece bu dev sütun için mi harcanmış? Tabii ki hayır! Vaktiyle etrafında pazarlar, kütüphaneler, meydanlar ve anıtlar da varmış ama ne yazık ki günümüze kadar sadece Trajan sütunu ayakta kalabilmiş.

Yunan sanatının tüm becerileri bu sütunda toplanmış denilebilir. Roma tarzı Dor düzeninde mermerden kabartma olarak işlenen Trajan sütunu, Daçyalılara karşı kazanılan zaferi anlatmazkta.
Sütuna hayran kalmamak elde değil. Bu duyguyla hareket eden Napolyon Bonapart'ın kapıldığı hayale ne dersiniz? Napolyon sütunu alıp Paris'e taşımak istemiş fakat o kadar yola dayanmasının mümkün olmadığını anlamış olsa gerek ki, bu emelinden vazgeçmiş. Trajan sütunu İtalyan diktatör Musollini için de ayrı bir önem taşıyor. 2. Dünya Savaşı sırasında sütun hasar görmesin, yıkılmasın diye özel bir kılıf hazırlatıp üzerini onunla kaplatmış Musollini. Ünlü diktatör, 'Minareyi çalan kılıfını hazırlar' atasözümüzü, 'sütunu korumayı kafaya koyan kılıfını hazırlatır' şeklinde anlamış olabilir mi?
İmparatordan diktatöre, Roma halkından günümüz turistlerine kadar her kesimden insanı büyüleyen bu sütunun üzerinde ne var biraz anlatmak gerek. Tarajan sütunu öncelikle hikâye anlatıcılığının en görkemli yapısı olarak biliniyor. Masallardaki sihirli fasulye misali göklere uzanan sütun, 35 metre yüksekliğinde. 200 metre uzunluğunda olan sarmal bir friz üzerinde helezonik bir şekilde göklere doğru yükseliyor ve her bir sarmalın arasındaki mesafe 1,2 metre. Sütunun etrafını 23 kez saran bu sarmalda Daçya Savaşı ayrıntılı bir şekilde tasvir ediliyor.

Zirvenin değişen nöbetçileri Yapıldığı dönemde sütunun tepesine, şehri adeta yukarıdan kolaçan eden bir kartal figürü yerleştirilmiş. Trajan’ın ölümünden sonra bu tunç heykel sökülüp yerine kendi heykeli dikilmiş. 1588’de ise bu defa onun heykeli indirilip Aziz Pietro’nun heykeli konmuş ve o haliyle bugüne ulaşmış.
Anıtın tamamında İmparator Trajan güçlü, yenilmez bir kahraman olarak tam 59 kez resmedilmesine rağmen, Daçya lideri Dekadanus bir hilebaz olarak betimlenmiş. 2500 figürün her birinin yüz ifadelerinden duyguları o kadar net okunuyor ki bir film izliyormuş hissine kapılıyorsunuz. Şimdiki yönetmenlerin kullandığı bazı film tekniklerinin o zamanki heykeltıraşlar tarafından kullanıldığı gözden kaçmıyor. Örneğin ağaç figürü 2 sahneyi ayırmak için kullanılırken, kalkanların altında gizlenen askerler de kuşbakışı görüntülenmiş. Hikayenin en can alıcı kısımları da bir hile ile sütunun etrafında dönmeden tek açıyla görülebiliyor. Kuzeybatı düşey bombesine yukarı doğru baktığınızda her bir friz, hikâyenin özetini veriyor. 2000 yıldır, gururla yükselen bu sütunu yapan ve koruyan eller saygıyla yâd edilmeyi hak ediyor.

İmparatorluğu ihya eden Trajan Savaşçı kimliği ile bilinen ama bilgeliği ve saygınlığı ile de anılan Trajan’ın döneminde Roma İmparatorluğu en geniş sınırlarına ulaşır. Şehirleşmede de önemli adımlar atılır; limanlar ve yollar inşa edilir. Ayrıca sosyal sorumluluk faaliyetleri görülür; fakirlere, yaşlılara ve çocuklara yardımlarda bulunulur.