Batıda Grek iken, bizde niye Yunan?

“Yunan-Rum-Grek” üçlüsünün hikayesini okumaya ne dersiniz?

Çocukluğumdan beri ül­kelerin İngilizce isimleri­ni öğrenmek istemişim­dir. Tabii ilk öğrendiğim ülkeler komşularımız oldu. Bulgaristan ‘Bulgaria’, Yunanistan ‘Greece’, Suriye ‘Syria’ idi. Ancak çocuk zihnime bir soru takılmıştı. Neredeyse bütün komşularımızın İngilizce karşılıkları Türkçeye ben­zerken, neden Yunanistan için Gre­ece diyorlardı? Ayrıca Yunanistan o yıllarda (90’ların sonunda) bilin­çaltıma, ülkemin “baş düşmanı ve ezeli rakibi” olarak işlenmişti. Kar­dak krizi, Kıbrıs ve kıta sahanlığı sorunu, Ege’de Türk-Yunan jetleri­nin it dalaşı derken sanki bin yıldır savaşıyorduk. Yunanistan’ın 400 yıl boyunca Osmanlı’nın bir vilayeti ol­duğunu ve onlarla Osmanlı çatısı al­tında birlikte yaşadığımızı çok son­raları öğrenecektim. Son yüzyılda vizyonumuz öyle daralmıştı ki, 400 yıl bir valiyle yönettiğimiz vilayeti baş düşman bellemiştik.

Kitaplarda “Grek” tabiriyle kar­şılaşınca zihnim allak bullak oldu. Bir de “Rum” kelimesiyle tanışınca evlere şenlik hale gel­dim. “Yunan-Rum-Grek” üçlüsü zihnimi uzun yıllar meşgul etti.

“Grek”den başlayarak açıkla­maya çalışalım.

MÖ 200’lerde Akdeniz coğraf­yasında önemli bir güç olarak beliren Roma İmparatorluğu, Yunanistan bölgesini ele geçi­rince bölge halkına hizmetçi ve köle manasında “Grek” adı­nı veriyor. MS 800’de Kutsal Ro­ma-Germen İmparatorluğu’nu ku­ran Charlamagne (Şarlman) “Roma İmparatoru” unvanını alıyor. Ama Roma’nın gerçek varisi olduğunu iddia eden Doğu Roma (Bizans) bu unvanın kendisine ait olduğunu bil­diriyor. Şarlman da iddiasını sürdü­rerek Doğu Roma dünyasına tarihî kökenlerini kullanarak Grek diye hitap ediyor.

Hâsılı bugünkü Avrupa medeni­yetinin zihnî altyapısını oluşturan Roma-Germen İmparatorluğu sa­yesinde bu tabir yaygınlaşıyor ve günümüzdeki birçok Batılı devletin ufak değişikliklerle literatürüne giriyor. İngilizce Greece, Almanca Griechland, İspanyolca Grecia, Fran­sızca Grèce gibi.

Gelelim Yunanistan’a. Farsça­dan dilimize geçmiş olan -istan eki “…’nın ülkesi” demek. “Yunan” ke­limesi Arapça ve Farsça kanalıyla di­limize geçmiş. MÖ 550’lerde süper güç haline gelen Pers İmparatorlu­ğu Lidya Krallığı’nı yıkarak tarihte ilk kez İranlı bir kavmin Anado­lu’da hâkimiyet kurmasını sağlıyor. Batı Anadolu kıyılarına ulaştığında siyasî birlikten yoksun ama zengin ve güçlü İon şehir devletleriyle kar­şılaşıyor. Kendilerine İon, yaşadık­ları coğrafyaya İonia (İyonya) adını veren ve antik Yunan dünyasının ancak bir kolunu oluşturan bu top­luluklar Persleri epey uğraştırıyor.

İşte Persler, İonlara nispetle bü­tün Yunan dünyasını İon olarak ad­landırıyor. Farsça çoğul eki olan -an, -en getirilerek İyonyalılar manasın­da İonan ismi, zamanla baştaki “İo” harflerinin yerini “y” harfi alınca “Yunan” tabiri ortaya çıkıyor. Bu şekilde Arapçaya geçen bu keli­me çok sonraları Türkler İran ve Anadolu coğrafyasına geldiklerinde Türkçeye de geçiyor.

Unutmadan; Günlük dile iyice yerleşen “Yunanlılar” ta­biri ‘galat-ı meşhur’dur. Doğrusu ‘Yunanlar’dır, aklınızda bulunsun.