Evliya Çelebi’nin izinde tıngır mıngır bir hikaye

Evliya Çelebi’nin Hac Yolu nasıl kitaplaştırıldı? Evliya Çelebi’nin geçtiği yolların adım adım izini sürerken bakalım bizimki de onunki kadar renkli bir serüvene dönüşecek mi? Dr. Caroline Finkel bu serüveni Derin Tarih okurları için kaleme aldı.

Derler ki bir kez bisiklet sürmeyi öğrendiniz mi asla unutmazsınız. Aynı şey atlar için de geçerli bence. Çocukken bir atım vardı. Sonra, çocukluğumla birlikte atlara da veda ettim ansızın. Onu takip eden 40 yıl boyunca yürüdüm, bisiklet sürdüm, araba kullandım ama hiç ata binmedim. Ta ki 2009'da o zevki tekrar yaşayıncaya dek… Evliya Çelebi'nin geçtiği yolları takip ederek ilerleyen gezimizin ikinci gününde yeniden ata binme şansına eriştim. Tüm Osmanlıların en büyüğü Evliya Çelebi'nin eşliğinde, at üstünde yapılan bir yolculuğun sınırsız zevkini ve tahmin edilemez sevincini tüm benliğimde hissettim.

Evliya Çelebi, eserlerinde atlarından sevgiyle bahseder. 1671'de Hac yolculuğuna 15 küheylanla çıkan bu büyük gezginin yanında 3 arkadaşı ve 8 hizmetçisi bulunuyordu. Biz ise 6 arkadaş, düşmüştük yola. Bakalım yolculuğumuz, onunki kadar renkli bir serüvene dönüşecek miydi?

Türkiye'nin kırsal kesiminde yaşayanlar bilir, Anadolu'da ata binmek hayatın sunduğu en büyük zevklerden biridir. Geniş, sınırsız düzlükler uzanır boylu boyunca. Avrupa'da ve Kuzey Amerika'da alışık olduğumuz, ilerlemeyi zorlaştıran engeller neredeyse hiç yoktur. Hiçbir kapıyı açmak veya bir çitten atlamak zorunda kalmadan Kütahya'ya kadar tüm yolu at sırtında katedebilirsiniz.

Yolculuğumuzda, Kapadokya'dan gelen atlarımızın sahibi, usta binici Ercihan Dilari de bize eşlik ediyordu. Saf kan Arap olmasa da yerli Anadolu atlarının soyundan gelen melez Arap atlarının üstündeydik. Kapadokya atları, Romalılar zamanında yaşayan süvari atları olarak ün kazanmışlar. Bu asil atlar her sabah yola çıkmak için ilk günkü kadar istekli, etrafta gördüklerine ve binicinin emirlerine karşı hassas ve her durumda sakindiler.

Evliya Çelebi nerelerden geçti: Evliya Çelebi'nin İzmit'ten Uşak'a yolculuğunun duraklarını gösteren harita.(Harita: Evliya Çelebi Yolu. Kolaj: Seda Ertürkoğlu)
Evliya Çelebi'nin silinmeyen izleri

Rehberimiz, elbette Evliya Çelebi'ydi. Yola çıkmadan önce Seyahatname'sinde yazdığı Hac yolu hakkında bilgi edindik. Onun ziyaret ettiği yerlerin adım adım izini sürmeliydik. Hudutları genişlemiş şehirler ve modern caddeler bizi yolumuzdan alıkoyamazdı. Çelebi'ye, İzmit Körfezi'nin güney kıyısındaki Hersek Köyü'nde katıldık. 6 hafta sonra ise Simav'a varmıştık. Burası Evliya Çelebi Yolu'nun şimdilik bittiği yerdi. Atlarımızla İznik, Yenişehir ve Kütahya'nın içinden; Bursa, İnegöl, Afyonkarahisar ve Uşak'ın yakınlarından geçtik. Dağları, ormanları, tarlaları ve düzlükleri aşarak şahane mimarî eserleri ve büyük zatların mütevazı türbelerini ziyaret ettik. Osmanlı hamamlarına ve kaplıcalara gittik. Rahvan yarışı ve cirit müsabakaları gibi heyecan verici geleneksel at oyunlarını izledik. Aksine gönlümüz el verir miydi? Evliya Çelebi bu oyunlara katıldığını ve cirit oynarken birkaç dişini kaybettiğini anlatıyordu zira.

Köylere yakın yerlerde kamp kurduk, şehre varınca da otellerin kapısını çaldık. Yolda karşılaştığımız kişilerle sohbet ettik, köy kahvehanelerinde demlenen öykülere kulak verdik. Köyde hayatın nasıl olduğunu, onlardan daha iyi kim bilebilirdi? Güler yüzlü köylülerin elleri de dilleri kadar tatlıydı. Bizim için pişirdikleri yemekleri unutmak ne mümkün! Yemeğin lezzetine değişilmez ama biz de onların çocuklarını atlarımıza bindirip köy meydanında gezdirdik. Kamp ateşi etrafında hikâyeler dinledik. Yaşadığımız o mutlu anlar, Evliya Çelebi'nin seyahati boyunca yaptığı sohbetlerden izler taşıyordu adeta. Dumanı hâlâ usul usul tüten ve hiç yaşlanmayacak izler… Gezimizi bitirmek üzere Evliya Çelebi'nin memleketi Kütahya'ya döndüğümüzde öğrendik ki UNESCO, doğumunun 400. yılı olan 2011'i Evliya Çelebi yılı ilan etmiş. Ne hoş bir tevafuk! Seyahatimiz artık daha anlamlı, daha unutulmazdı.

Gezdiğimiz her köşe, iki çift laf ettiğimiz her insan, kulak verdiğimiz her hikaye ve tabii ki tıngır mıngır atlarımız… Hepsi bir olmuş, İstanbul'a bir kültür şokuyla uğurlamışlardı beni. Fakat yanımda götürdüğüm bir şey daha vardı: Hayatımın stresten uzak en huzurlu döneminin kolay kolay silinmeyecek olan etkisi…

Türkiye'de bir ilk: Türkiye'nin ilk uzun mesafe yürüyüş ve atlı gezi yolu kitabıdır. Evliya Çelebi Yolu
Kitap fikri nasıl doğdu?


İstanbul'a döndüğümüzde seyahatimiz hakkında bir kitap yazmamız gerektiğini düşündük. Fakat kırsal kesimlerde atlar artık nadiren kullanılıyordu. Evliya Çelebi'nin seyahat güzergâhı hakkındaki bu rehber kitap, binicilerin yanı sıra yürüyüş yapanlar ve bisikletçiler için de bir kılavuz olmalıydı.

2010 yılında, Evliya Çelebi'nin kat ettiği 600 kilometrelik yolun yaklaşık yarısını yürüyerek gezdik bu kez. Düzlüklere değil de yaya olarak daha heyecan verici olacağını düşündüğümüz engebeli arazilere düşürdük yolumuzu. İlk seferinde at üstünde geçtiğimiz yolları yürüyerek aşmak pek de kolay değildi. Önceki yolculuğumuz ne de konforluymuş meğer! Şimdi sırt çantalarımızı kendimiz taşımak zorundaydık, hâliyle çok çabuk yoruluyorduk. Yönümüzü şaşırıp kaybolmak da cabası! O zaman da attığımız adımları takip ederek yavaş yavaş geri dönmek zorunda kalıyorduk. Oysa ki atlarımız olsaydı geldiğimiz yolu dörtnala geri gidebilirdik. Ama Türkiye'nin uzun mesafeli seyahat güzergâhlarında yürüyüş yapanların bildiği gibi Evliya Çelebi'nin geçtiği yolları yürümenin kendine has bir tadı var. Meşakkatli belki ama at sürmek kadar rahatlatıcı...Üstelik yol boyunca kıyıda köşede kalmış güzellikleri keşfedip tadını çıkarmak için size zaman ve imkan sunuyor.

Stresten uzak, Çelebi'ye yakın bir rota

Evliya Çelebi tutkusu gerçekten çok güçlü. Aştığı yollar kadar engin ve hudutsuz. Orta yaşlı insanlar olmamıza rağmen evde oturmayı sıkıcı buluyor ve Bursa Büyükşehir Belediyesi ile ikinci bir Evliya Çelebi Yolu için planlar yapıyoruz. Böyle bir ikinci yol, Evliya Çelebi'nin 1659'da Bursa'dan Çanakkale'ye, oradan da Boğaz üzerinden Trakya ve ötesine yaptığı seyahati canlandıracak.

Osmanlı İmparatorluğu'nun en önemli figürlerinden olan Evliya Çelebi'nin geçtiği yolları canlandırarak geçmişi daha iyi anlayabileceğimize inanıyoruz. Onun izini takip ederek seyahat etmek, bir süreliğine de olsa bambaşka, daha sakin bir dünyayı ziyaret etmemize fırsat verecek.

Seyahatimizin ana güzergâhını oluşturan Evliya Çelebi Yolu, Türkiye'de Turizm Bakanlığı'nın tanıdığı kültür rotalarından sadece biri. Bu rotalar, şehirde yaşayanların ve turistlerin nadiren gördükleri kır ve taşra yaşamına bir pencere açıyor. Sizi günlük yaşamın stresinden ve kitle turizminin kaygılarından kurtarıp uzaklara götürüyor. Seyahatimizdeki rehberimiz, 2010 ve 2011'de Avustralya ile Amerika başta olmak üzere dünyanın farklı yerlerinde at üstünde seyahat etmek isteyen turistlere eşlik eden Ercihan Dilari, 2012 yılında yeni gezilerin müjdesini veriyor.