İnovasyonu kim icat etti?

Archimedes
Archimedes

İcat desen ibdanın hatırı kalır! İbda desen, “hangi ibda?” diyen çıkabilir. Buluş desen, keşif ne olacak? En iyisi gâvurcasını söyleyelim, olsun bitsin!

D. Mehmet Doğan

___________________________________________

Arşimed’in hikâyesini bilmeyen yoktur. “Evreka evreka!/Buldum, buldum!” diyen Arşimet neyi bulmuştur? Bulduğu icat mı, ihtira mı, ibda mı, keşif midir?

Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlüğü 1945’te “icat”la “ihtira”yı aynı kelime ile karşılıyor: Bulgu. Eyepce anlam yüklenmek istenmiş o sıralar “bulgu”ya. 1935’te yayınlanan Türkçeden Osmanlıcaya Cep Kılavuzu’nda “vicdan”, 1942 baskılı Felsefe ve Gramer Terimleri’nde “keşif” karşılığı kullanılmış. Günümüzde kimse “bulgu”yu bu anlamlarda kullanmıyor. 1945 sözlüğü “ibda”yı “yaratma, türetme” olarak açıklamış. Neyse ki, üç kelimenin karşılığı aynı olmamış. Sözlükçüler “nüans”ı dikkate almışlar. Fakat acele etmemek lazım. 1955 baskısında “bulgu”dan vazgeçilmiş, “icat” ve “ihtira” kelimeleri “türetme” ile karşılanmış. Böylece “ibda”nın karşılıklarından biri, bu iki kelime için kulanılmış, “ibda”ya da “yaratma” kalmış.

1957 baskısında değişiklik yok. 1983’te tarifler devreye giriyor ve karşılıkları çeşitlendirme eğilimi hissediliyor: “İcat” yeni bir şey yaratma, bulma. “İhtira” yeni bir şey bulma, türetme. “İbda” yaratma, yoktan var etme.

İcatla ihtira, bir hayli farklılaştırılmış gibi. İcat, “yeni bir şey yaratma” diye tarif edilirken, karşılık olarak “bulma” kelimesi konuluyor. İhtira’da ise “yeni bir şey bulma” tarifinden sonra, “türetme” karşılığına yer veriliyor. Yine de tam bir farklılık ortaya konulamıyor. Yeni bir şey yaratan buluyor, yeni bir şey bulan türetiyor! 1998 baskısında da değişen bir şey yok. İki baskıda ibda kelimesinin farklılaştırıldığını, anlam karışmasının icat ve ihtira arasında kaldığını görüyoruz.

1900 tarihli Kamus-ı Türkî’de iki “ibda” var. Yazılışları da farklı. Birinci “ibda” (Elif-be-dal-elif-hemze) yoktan vücuda getirme, icad. İkinci “ibda” (Elif-be-dal-elif-ayın) 1- İcad, ihtira, halk, 2- Misli nâmesbuk bir şiir-i bediî söyleme (Örneği görülmemiş güzel şiir söyleme).

Demek ki, daha fazla bilme arzusu kafa karışıklığına yol açarmış!

Türkçe sözlükler tek ibda ile yetinirken, “Osmanlıca” sözlükler ister istemez iki ibda’yı da görüyor. Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lügat’te (Ferit Devellioğlu) iki kelimenin yazılışı aynı: “ibdâ’”. Ayınlı ibda, 1- “Örneksiz olarak bir şey meydana getirme, yaratma (bkz. ibtidâ’), 2- Ed. Yeni ve güzel bir eser meydana getirme” olarak açıklanmış. Hemzeli ibdâ’ ise “Yoktan ortaya koyma, icad” olarak karşılanmış.

Türkçe sözlüklerde bulamadığımızı Türkçeden İngilizceye sözlüklerde bulabilir miyiz acaba? Redhouse Türkçe/Osmanlıca-İngilizce Sözlük’e müracaat ediyoruz.

Birinci ibda, yani “hemze”li ibda diye geçen kelime. Burada, eski harfli yazımında da hemze konulmamış. “Producing”, yani “yapma, imâl etme” olarak açıklanmış. “Ayın”lı ibda ise “invention, innovation” olarak karşılanmış ki, bu kelimelere İngilizceden Türkçeye sözlüklere baktığımızda “icat, ihtira; yenilik, icad” karşılıkları verildiğini görüyoruz.

Türkiye’de bu işlerle uğraşan bir kurum var mı, diye düşünürken Patent Enstitüsü aklımıza geliyor. Sitesinden ilk öğrendiğimiz şey, Türkiye’de sınaî mülkiyetin 140 yılık bir geçmişi olduğu. Bu demektir ki, Patent Enstitüsü’nün ceddi olan kuruluşun temeli 140 yıl önce atılmış. Adı ne imiş, onu bilemiyoruz. 140 yıl bizi 1870’lere, dolayısıyla Sultan Aziz devrine götürüyor.

Site’yi dolaşırken, zihnimizde kurumun görevleri arasında sayılan “buluşların kullanımını takip etmek” cümlesi dikkatimizi çekiyor. Bu sitede ne ihtira, ne icat, ne ibda ve ne de keşif kelimesine rastlayamıyoruz. “Buluş” dışında, bir de “sınaî mülkiyet” kavramı dikkatimizi çekiyor. Türkiye’de sınaî mülkiyet hakları bu kurumdan soruluyor. Elimizde üç kavram kaldı gibi: Buluş, patent ve sınaî haklar. Patent, imtiyaz, ihtira beratı demekmiş. Sınaî haklar ise patent hakları...

Türkiye gibi icad fukarası bir ülkede bu kadar çok kelimeye neden ihtiyaç olsun? Yok zaten! Yok ve kafa karaşıklığını önlemek için babayiğitler kolları sıvamışlar, İnovasyon Fuarı açmışlar. Bakanların açılış yaptığı, Başbakan’ın uğradığı bir fuar.

İcat desen ibdanın hatırı kalır! İbda desen, “hangi ibda?” diyen çıkabilir. Buluş desen, keşif ne olacak? En iyisi gâvurcasını söyleyelim, olsun bitsin!