Bir Siyonist adeti olarak başkasının olana göz dikmek: Şiloah Yazıtı gerçeği

1880'lerde Osmanlı toprağı Kudüs'ten Osmanlı başkenti İstanbul'a getirilen Şiloah yazıtı üzerinde Siyonistler nasıl hak iddia edebiliyor?
İstanbul Arkeoloji Müzesi'ndeki Şiloah/Silvan Yazıtı, geçtiğimiz günlerde işgalci İsrail tarafından Türkiye'den istendi.
Soykırımcı Netanyahu, Kudüs'te düzenlenen bir toplantıda yaptığı konuşmada, 1998 yılında Türkiye Başbakanı Mesut Yılmaz'a:
"Müzelerinizde binlerce Osmanlı eseri var, istediğinizi seçin Silvan Yazıtı ile değişelim" dediğini ancak ret cevabı aldığını söyledi.
2022'de ise The Times of Israel gazetesi Türkiye'nin yazıtı İsrail'e iade edeceğini öne sürmüş, bu iddia Türkiye Dışişleri Bakanlığı tarafından yalanlanmıştı.
Şiloah Yazıtı'nın tarihi önemi ne?
2 bin 700 yıllık bir taş kitabe olan bu eser, Yahuda Kralı Hezekiya dönemine aitti ve Fenike alfabesi kaynaklı Paleo-İbranice dilinde yazılmıştı.
1880'de, o dönem Osmanlı İmparatorluğu'nun kontrolündeki Kudüs'te, Şiloah Tüneli'nde bulunan altı satırlık yazıtta, tünelin iki uçtan kazılması ve ortada birleşmesini anlatılıyordu.
Tünelin duvarlarında bulunan tablet, işçilerin kazma sesleriyle birbirlerine yaklaşmalarını tasvir ederek aktarıyordu.
Metin, Eski Ahit'te Kral Hezekiya döneminde anlatılan Asur kuşatması tehlikesine karşı inşa edilen su kanalıyla ilişkilendiriliyordu.
İstanbul'a nasıl geldi?
Yazıt çıkarılırken kırıldı ve korunması için 1882'de İstanbul'daki Müze-i Hümayun'a (Arkeoloji Müzesi) gönderildi. 1883'te ise Müze-i Hümayun Koleksiyonu envanterine resmi olarak kaydedildi.
Yani Şiloah Yazıtı, 1883'te Osmanlı toprağı olan Kudüs'ten, yine Osmanlı toprağı olan İstanbul'a getirilip envantere kaydedilmişti.
İşgalci İsrail'in 6 Şubat depremlerinde yaptığı gibi, başka bir ülkeye ait olan eserleri kaçırıp kendi topraklarımıza getirmeye çalışmamış, zaten bizim olanı, kendi müzemizde korumaya almıştık.
Ancak çalmayı ve başkasının malı üzerine çökmeyi adet edinmiş olan Siyonistler, 1998'de ve 2022'de aldıkları ret cevabını görmezden gelerek eseri bizden istemeye devam ediyorlar.
Kültürel miras, yalnızca estetik ya da turistik bir değer olarak değil, aynı zamanda devletlerin siyasi egemenliklerini pekiştiren ve meşruiyetlerini tarihsel temellere dayandırmalarını sağlayan stratejik bir unsur olarak da önem taşır.
Arkeolojik eserler ve yazıtlar, ulusların kolektif hafızasında yer alan geçmişin maddi kanıtları olmalarının yanı sıra, güncel siyasi pozisyonların da bir tür dayanak noktası haline gelir.
Bu bağlamda, İsrail’in Türkiye’den Şiloah Yazıtı'nı talep etmesi, Filistin topraklarında gerçekleştirdiği soykırıma, sözde tarihi bir dayanak aramasının göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.
Soykırımcı Netanyahu da 15 Eylül'de yaptığı konuşma ile 2 bin 700 yıllık bir eser üzerinden Filistin topraklarında gerçekleştirdikleri katliamlar dizisine 'meşruiyet' üretmeye çalışıyor
Siyonistlerin insanlık dışı uygulamaları artık dünyanın dört bir yanından insanları ayaklandırırken, bir adet tabletin arkasına sığınarak tarihi Filistin topraklarının hakimi olduklarını söylemeleri son derece zavallı bir hareket değil mi?
İşgal üzerine kurdukları devletleri henüz ortada bile yokken Osmanlı toprağından Osmanlı başkentine gelen yazıt, bizim müzemizde kalmaya devam edecek...