Tarihin en büyük yalanlarından biri: İskenderiye'yi kim yaktı?

İskenderiye Kütüphanesi
İskenderiye Kütüphanesi

İskenderiye Kütüphanesi'ni Müslümanların yaktığına dair anlatı yıllardır konuşulup durdu. Peki gerçek neydi?

Batılı kaynaklara göre Müslümanlar 642 yılında Mısır’ı fethettiklerinde, Amr bin As, Halife Hz. Ömer’in emriyle İskenderiye Kütüphanesi’ndeki kitapları yaktırmıştı.

Her ne kadar aksi yöndeki deliller son derece kuvvetli de olsa, bazı yazarlar bu iddiayı dillendirmekte yıllarca ısrar ettiler.

Öncelikle 7. yüzyılda gerçekleştiği söylenen olay, ilk kez 13. yüzyıl kaynaklarında yer aldı.

Bu durum başlı başına bir soru işaretiyken ne İslam kaynaklarında, ne de Bizans kaynaklarında konuya dair tek bir anlatı bulunamadı.

Ayrıca haberin kaynağı olduğu iddia edilen Yohanna Nehâvî, Mısır’ın Müslümanlar tarafından fethinen yaklaşık 40 önce ölmüştü.

Dolayısıyla böyle bir bilgi vermesi imkansızdı.

Saklanan gerçek

İslâm’ın gelişinden yüzlerce yıl önce, İskenderiye Kütüphanesi iki defa yakılmıştı. M.S. 5. yüzyılda ortada zaten bir kütüphane kalmamıştı.

Nitekim bu kütüphanenin adına İslâmiyet’in ortaya çıkışından önceki 5. ve 6. yüzyıllara ait eserlerde dahi rastlanmıyordu.

Kütüphanenin Müslümanlar tarafından yakıldığı efsanesini ilk kez Mısır’ın fethinden altı asır sonra, Abdüllatîf el-Bağdâdî ortaya attı.

Ardından İbnü’l-Kıftî ile Süryânî müellif Ebu’l-Ferec İbnü’l-İbrî de bu uydurma anlatıyı tekrar edip durdular.

Şiblî Nu’mânî veya Murtazâ Mutahharî gibi yakın dönem Müslüman ilim insanları; bu kişilerin İslam'a olan düşmanlıkları sebebiyle böyle bir efsane uydurduklarını kaydettiler.


Avrupalılar ise Bağdadi'den aldıkları bu efsaneyi, yazdıkları tarih kitaplarında, roman ve hikâyelerde, şiirlerde, masallarda sürekli vurguladılar.

İskenderiye Kütüphanesi’nin yakılması hadisesini kabul etmeyen pek çok Batılı araştırmacı da vardı.

Örneğin Bernard Lewis (ö. 2018) de efsaneyi reddederek:

"İskenderiye Kütüphanesi’nin Araplar tarafından yok edildiği efsanesi uydurma bir belgeyle bile desteklenmiyor" dedi.

Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’in "Oku!" emri gereğince kitabî bir medeniyet inşa eden Müslümanları böyle büyük bir suçla itham etmek, ancak İslam düşmanlığı ile açıklanabilirdi.