Sultan Abdülaziz ve Abdullah Gül Londra'da aynı kasideyi dinledi

Inno Turco(Türk Kasidesi) gerçekten de klişeleşmiş bütün ön yargıları temelden sarsan son derece eklektik, özgün ve pozitif anlamda insanları hoşgörüye davet eden bir eserdi. 144 yıl sonra yeniden: Abdullah Gül ve eşi Hayrünisa Gül’ün 2011’in Kasım ayındaki Londra gezisi tarihî spekülasyonların da canlanmasına sebep oldu. Londra’da 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül huzurunda verilen konseri yöneten Dr. Emre Aracı yazdı

Sultan Abdülaziz 1867 yazında Kraliçe Victoria'nın davetlisi olarak Londra'yı teşrif ettiği zaman ziyareti şerefine pek çok görkemli etkinlik düzenlenmişti. Devrin gazeteleri ve tarih kitaplarında saklı kalan bu etkinliklerden belki de en enteresanı, 16 Temmuz 1867 akşamı tarihî Crystal Palace'ta 1.600 kişilik dev bir İngiliz korosunun, Sultan'ın huzurunda Türkçe okuduğu kasideydi. İtalyan kompozitör ve orkestra şefi Luigi Arditi'nin bestelediği, sözlerini Zafiraki Efendi'nin kaleme aldığı Inno Turco (Türk Kasidesi) Londra'da 30 bin kişinin katıldığı muhteşem bir konserle seslendirmişti. O gece davetliler arasında bulunan İstanbul şehremini Ömer Faiz Efendi anılarında; “2.000 şantöz, Zat-ı Şahane'nin nam-ı hümayunlarına tertip edilmiş manzumeyi bir ağızdan söylüyorlardı. Bu ahenk harikulade bir coşkunlukla saatlerce devam etti. Bu nezaket tezahürü belki dünyada görülmemiş bir şeydi” şeklinde bahsedecekti bu konserden.

Namık Kemal’i hayran bırakmıştı. Crystal Palace (Kristal Saray) 1934 yılında çıkan bir yangınla kül olmadan önceki ihtişamlı günlerinde.
Zıt kültürlerin ortak estetiği
Inno Turco gerçekten de klişeleşmiş bütün ön yargıları temelden sarsan, evrensel değerleri zıt kültürlerin ortak estetiğinde birleştirme gayretini benimseyen, aynı zamanda eşi benzeri görülmemiş, son derece eklektik, özgün ve insanları hoşgörüye davet eden bir eserdi. Farklılıklardan bir bütünlük çıkartma gayreti, eserin yaratıcı kadrosunda dahi ilk anda göze çarpıyordu. Müziğini bir İtalyan, oryantal temalara da gönderme yaparak ama esasta kendi ülkesinin operatik stiline sadık kalarak bestelemişti. Sözlerini bir Rum, Türkçe olarak kaleme almış, tamamen İngilizlerden oluşan bir koro okumuş ve eser ilk defa bu haliyle bir padişahın huzurunda, Londra'da icra edilmişti. Zira Arditi bu bestesini Sultan Abdülaziz'den önce tahtta bulunan Sultan Abdülmecid'e ithafen İstanbul'un İtalyan Operası, Naum Tiyatrosu'nun direktörlüğünü yaptığı sırada bestelemiş ve ilk olarak 1857 baharında Dolmabahçe Sarayı'nda seslendirmişti. Eserin Londra versiyonu için ise 10 sene sonra ayrı bir resitatif eklenmişti: “Teşrifi, teşrifi, Abdülaziz Han, Abdülaziz Han, şadumânedir sebep!”

Londra versiyonunun Osmanlıca metni -ne yazık ki- kısmen kayıp olan “Türk Kasidesi”nin insanlığın kardeşlik değerlerini öven içeriği, The Times gazetesinin konserden hemen sonra yayımladığı İngilizce tercümesinden anlaşılmakta:

“Bütün Batı ışık içinde parlıyor, bütün Doğu ışık ile yanıyor,
Doğu'nun gecesi Batı'nın karanlığı, Doğu güneşleri Batı gündüzleri,
Doğu ile Batı kardeş olmalı, yan yana seslerini yükseltmeli,
Mutluluk günlerinde söylemeli, dostluk, hoşgörü şarkılarını.

Aynı ziyarette Sultan Abdülaziz şerefine Londra Belediye Sarayı Guildhall'da da büyük bir ziyafet verilmiş, Kraliçe Victoria'nın oğlu Galler Prensi'nin davetinde İngiliz bandosu, Padişahın kendi bestesi olan La Gondole Barcarolle'ü çalmıştır. Avrupa basını da Batı tekniğinde kaleme alınan bu besteyi hayretle yorumlarken bir Osmanlı Padişahının İngiliz başkentinde Avrupa müziği bestekârı olarak debut yaptığına (sahne aldığına) dikkat çekmiştir. Sultan Abdülaziz, aynı zamanda Alman besteci Richard Wagner'in Almanya'nın Bayreuth kentinde inşa ettirdiği opera binasına maddi bağışta bulunmuş, Alman prenslerinin ilgisizliğinden yakınan meşhur Macar piyanist Franz Liszt ise bir mektubunda Padişahın bu örnek davranışını övmüştür.

Notalar Sultan'ın kalbine ulaştı mı?
1867'de Türk Kasidesi'nin İngiliz bandosu tarafından seslendirilmesi olayına geniş yer veren İngiliz basını, ilk defa Londra'da gerçekleştirilen böylesi bir konserin iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler açısından önemine dikkat çekiyordu. Hatta The Musical Times şu yorumda bulunmuştu: “Sultan'a kaside Türkçe söylendi; daha doğrusu koristlerin çıkarabildikleri en yakın telaffuzla… Çünkü eseri ancak İngiliz (Latin) alfabesi yardımı ile okuyabildiler. Acaba Sultan'ın kulaklarına ulaşan kelimeler kendisine gerçekten Türkçe olarak mı geldi? Bunu bilemiyoruz; ancak müziğin evrensel dilinden yola çıkarsak, şüphesiz hiç olmazsa işittiği notalar kalbine ulaşmış ve bu ülkenin kendisine gösterdiği misafirperverliğin hiç de sıradan olmadığını anlamıştır.”


Zaman değişse de protokol ve seremoni geleneği değişmeyen İngiltere'ye geçtiğimiz yılın Kasım ayında resmi bir ziyarette bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Londra'da ağırlanması sırasında, tarih ve bağlara gönderme yapılarak bazı etkinliklerin yeniden canlandırılması gündeme geldiği ve Sultan Abdulaziz'in yaklaşık 1.5 asır önceki teşrifinde dinlediği Türk Kasidesi'nin de Guildhall'da verilen akşam yemeği öncesinde seslendirilmesine karar verildi. Çok daha mütevazı bir sanatçı kadrosuyla şahsım tarafından takdim edilen bu tarihi kasidenin 144 sene sonra böylesine bir vesileyle Lord Mayor, Cumhurbaşkanı ve Kraliçe'yi temsilen Prens ve Prenses Michael of Kent'in huzurlarında, Peter Foggitt idaresindeki 15 kişilik “Guildhall School of Music and Drama” öğrenci korosunun katılımıyla Guildhall'da seslendiriliyor oluşu gerçekten de son derece heyecan vericiydi. Böyle anlar şüphesiz yaratıcı bir sanatçıya, tarihin yapıcı sayfalarında keşfettiği olumlu değerlere yeni sayfalar eklediği hissini veriyor.

Müzikolog  Emre Aracı 1968 yılında Ankara’da doğdu.Orkestra şefi ve besteci kimliği ile tanınır. İlk müzik derslerne 7 yaşında, Rana Erksan’ın piyano öğrencisi olarak başlayan Aracı, 1994 yılında Edinburgh Üniversitesi Müzik Fakültesi’nden mezun oldu. Osmanlı İmparatorluğu’ndaki alafranga müzik geleneği üzerine yoğunlaştırdığı çalışmalarını 1999-2001 yıllarında Cambridge Üniverstesi’ne bağlı Skilliter Osmanlı Araştırmaları Merkezi’nde sürdürdü. Türkye’de Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, İstanbul Devlet Senfoni  Orkestrası, İstanbul Oda Orkestrası, Borusan ve Aşkın Ensemble gibi müzik topluluklarını yöneten Dr. Emre Aracı, İngltere’nin Kent bölgesinde yaşıyor.
  • Sultan için bestelenen “kaside'yi dinleme fırsatı: Sultan Abdülaziz'in kendi bestesi La Gondole Barcarolle'ün ve Luigi Arditi'nin Türk Kasidesi'nin dünya prömiyer kayıtlarını, Emre Aracı'nın Kalan Müzik'ten çıkan Osmanlı Sarayı'ndan Avrupa Müziği ve İstanbul'dan Londra'ya adlı albümlerinden dinleyebilirsiniz.