Trabzonlu ecdadın üzerini örten zorba Atapark

Trabzon İmâret Mezarlığı.
Trabzon İmâret Mezarlığı.

Trabzon’da yaşamış Mevlevî dervişi Çedikçi Süleyman Çelebi’nin ruhuyla temasa geçtiğini iddia eden Enis Behiç Koryürek, 1734 yılında vefat eden zatın kabrine bakıp nasıl hayıflanmış: "Artık Çedikçi Süleyman Çelebi’yi bilen, anan kalmadı! (…) Mezarı bile dümdüz oldu… Kayboldu. Ve nihayet, bütün o alanda geniş bir bahçe yapıldı. Şimdi, insanlar geliyor, geziyor, dolaşıyor, oturuyorlar… Belki ben de, Trabzon’a gittiğim vakit, tam onun mezarının üstünde oturdum! Kim bilir?"

Bu buruk cümlelere konu olan kabir, Trabzon İmâret Mezarlığı’ndaydı, ta ki 1930’lu yılların ortalarına kadar. Trabzon’da pek çok tarihî eseri hâk ile yeksan eden Vali Tahsin Uzer’in talimatıyla İmaret Mezarlığı yok edilip yerine şimdiki Atapark kondurulmuş. Yapılış şekli kadar ismi de manidar.

Oysa Hâtûniyye Külliyesi içinde Gülbahâr Camii’nin kucakladığı İmâret Mezarlığı Trabzon’un en eski kabristanlarındandı. Kimleri bağrına basmamıştı ki. Yusuf ve Asım Paşalar dahil birçok âlim, fâzıl ve itibarlı isim... Mustafa Kemal’in Selanik’ten çocukluk arkadaşı Uzer, bu köklü geçmişi silmeye ant içmiş olmalı.

Mezarlığın bugünkü hali, Atapark.
Mezarlığın bugünkü hali, Atapark.

Lakin mezarlığın ilk istilası değil bu. 1916’daki işgal sırasında mermer sütunları sökülerek Rusya’ya kaçırılmış, bir bölümünün üzerine tiyatro sahnesi kurulmuş. Ruslardan beklerdik ama "Türk" dediklerimizin işgalcilere rahmet okutan kıyımlarına diyecek söz bulamıyoruz.

Neyse ki mezarlıkta Sultan II. Abdülhamid’in izine rastlıyoruz da su serpiliyor yüreğimize. 1902 yılında vefat eden Trabzon Valisi Kadir Paşa’nın türbesinin yapımı için tam 450 altın lira göndermiş Sultan. Fakat bu türbe de ne yazık ki kör kazmadan kurtulamayıp yıktırılmış.

  • Şair Koryürek’in dediği gibi: "Ah, ölüm, sen bizi cesedlerimizden ayırmakla yok mu ediyorsun?"