ÖSYM Başkanı Demir, istifa etti

Ömer Demir
Ömer Demir

ÖSYM Başkanı Ömer Demir, LYS yerleştirilmelerinde yapılan hatadan dolayı görevinden istifa etti.

ÖSYM Başkanı Ömer Demir, LYS yerleştirilmelerinde yapılan hatadan dolayı görevinden istifa etti.

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ömer Demir, "Normalde yerleşmemeleri gerekirken yanlışlıkla yerleştirildikleri için kişiler için bir nesnel hak mahrumiyetinden bahsedemeyiz. Ama bunun idari bir kusur olduğunu kabul ediyoruz." dedi.

Demir, görevinden istifa ettikten sonra düzenlediği basın toplantısında, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

ÖSYM yerleştirmelerindeki güncellemeye ilişkin idari soruşturmanın sorulması üzerine Demir, "İncelemeyi bitirdik. İş yoğunluğu nedeniyle." dedi.

Hatanın nereden kaynaklandığını anlatan ve bunun için bazı tablolar gösteren Demir, şunları söyledi:

"Bu tablolarda mezun olunan lise programları ve yanında da ek puanla devam edebilecekleri yüksek öğretim programları bulunuyor. Bu tablonun içerisinde imam hatip lisesi mezunlarının olduğu bir yer var. Tabloda, imam hatip mezunları alan ve dalları ilahiyat fakültesine gidebilir diye bir bilgi var. Yanında da kodu var. Ancak burada imam hatip okulunun birden çok açılımı var. Bu açılımlarda tablonun sonunda detaylandırılmış. Bunların bir kısmı zaman içinde isim değiştiren programlar. Altına sağlık astsubay hazırlık okulu tablosu var. Diğer yerleştirmeler yapılırken tüm sürecin orada bittiği düşünülerek burası atlanmış. Dolayısıyla teknik atlama nedeni burası. Atlanmamalıydı tabii ki."

Ek puan uygulamasının ilk kez bu yıl yapıldığına işaret eden Demir, "Bu nedenle meydana gelen böyle teknik bir hata var." ifadesini kullandı.

Hatanın yazılımdan kaynaklanmadığını belirten Demir, "İlgililerin bütün bunları aktarma ile ilgili yapmaları gereken bazı işlemleri, sonradan farketmeleri." dedi.

Bir adayın minimum puanının bir yere yerleşmeye yetmediğini görünce ÖSYM'yi aradığını aktaran Demir, "Bir bakılıyor ki o kişinin yerleştirildiği puan ek yerleştirmesiz puan. Aynı durumda kaç kişi var diye bakılınca durum ortaya çıkıyor. Dolayısıyla kendisinin yerleştiğini düşünen bir adayın yerleşmemesi sonucu kurumu aramasıyla ortaya çıkan bir hata, o zaman fark ediliyor. Bu işi denetleyen üç arkadaş, akşam saatlerinde bana gelip 'Böyle bir hata yaptık. Ne yapacağız?' dediler. Yapılacak olan şey hatayı düzeltip kamuoyunun bilgilendirilmesidir dedik." şeklinde konuştu.

"Kasıtsız bir kusur gördüm"

Hatayı yapan çalışanlarla ilgili tasarrufun söz konusu olup olmadığına ilişkin bir soru üzerine Demir, "O arkadaşlarla ilgili kasıtsız bir kusur olduğunu gördüm ve onlara verilebilecek bir cezanın, yaptırımın, benim istifam bağlamında bir anlamı olmadığını düşünüyorum." dedi.

Kazandığı açıklanan, sonra da kazanmadığı belirtilen adaylarla ilgili sürecin ne olacağına ilişkin bir soru karşılığında Demir, "Onlarla ilgili bizim yapacağımız bir şey yok tabii. Çünkü onlara yanlış bir haber vermişiz. Yoksa bir hak mahrumiyeti söz konusu değil. Normalde yerleşmemeleri gerekirken yanlışlıkla yerleştirildikleri için kişiler için bir nesnel hak mahrumiyetinden bahsedemeyiz. Ama bunun idari bir kusur olduğunu kabul ediyoruz." diye konuştu.

Kazanılmış hak olduğu yönündeki eleştirilere ilişkin değerlendirme yapması istenen Demir, "Bir yanlışlık sonucu bir kişi bir hak kazanabiliyor olamaz. Burada bir kişinin bir hak kazanmışlığından bahsedemeyiz. Ama bir kusurumuz var. Kurum olarak böyle yapmamalıydık. Ama kişilerin buradan bir hak kazanmış olduğu söylenemez. Çünkü daha kayıt yapılmamış, henüz bir işlemin başında bir aşamada olunduğu için... Ve kendi puanlarında bir değişiklik yok, kaybedenler için." ifadelerini kullandı.

Daha önceki sınavlarda bir şaibe olup olmadığı sorulan Demir, şunları kaydetti:

"Şaibe söz konusu değil. Böyle bir şey olamaz. Kılavuzun tüm hükümlerini detaylı bir şekilde okuyup özümseyip yerleştirme yapılır. Bu yerleştirme ilk kez yapılıyor ve bu kural da ilk kez bu yıl gelmiş. Dolayısıyla bunlar üst üste geldiği zaman böyle bir hata ortaya çıkmış oldu. Dolayısıyla şaibeli bir durum söz konusu olmaz. Zaten biz cevapları yayınlıyoruz, adaylar cevap kağıtlarına ulaşabiliyorlar. Bu konu ile ilgili en ufak bir tereddüdü olanınkine hemen cevap veriyoruz. Bu şeffaflık konusunda yeni dönemde belki tasarladığımız şeyler var. Onlar da hayata geçirilirse eğer artık bu konularla ilgili insanların kafasında 'acaba' sorusu hiçbir zaman olmayacak bir durumda ÖSYM. O yüzden ÖSYM'nin sistematik çalışması ve işini yapmasıyla ilgili bir güven sorunu olduğuna dair bir algı yok bende."

KPSS sorularının çalındığı 2010 meselesinin memleketin başına bir kabus gibi çöktüğünü, bu olaydan sonra binlerce kamu görevlisinin ihraç edildiğini anlatan Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yargı, güvenlik gibi kurumlara verilen zarar gibi buraya da bir zarar verilmiştir. Bunun dışında bu kurumun, doğal çalışma düzeni içerisinde böyle bir kusur üretme meselesine ilişkin bir sabıkası söz konusu değil. Ben onun özellikle vurgulanmasını istiyorum. İstifamın da asıl nedeni budur. Bu kuruma sahip çıkmalıyız. Bu kurum, hepimizin haklarını elde etmesinde rolü olan bir kurum. Dolayısıyla buna sahip çıkmak, buradan ayrılmayı gerektiriyorsa ayrılmalıyız, burada bulunmayı gerektiriyorsa bulunmalıyız. Bunun özellikle vurgulanması için ben görevden ayrılma talebimi ilettim."

Bir soru üzerine, puan hesaplamalarında iki ayrı ekibin hesap yaptığını ve sonucu karşılaştırdığını bildiren Demir, "Ama yerleştirmelerde şimdiye kadar buna benzer bir riskle karşılaşılmadığı için böyle bir ikili yerleştirme sistemi yapılmadı ama bundan sonra yapılabilir tabii ki. Çok da isabetli olur." değerlendirmesini yaptı.

İstifa sürecinin nasıl işleyeceğinin ve istifasının kabul edilip edilmeyeceğinin sorulması üzerine Demir, "Benim yaptığım yorumların, değerlendirmenin paylaşılacağını bekliyorum, umuyorum. Atama makamları tarafından da paylaşılacağını umuyorum." dedi.

"FETÖ ihtimali yok"

"Bu süreçte FETÖ'nün etkileri olabilir mi? Bu süreçte rol almış olabilir mi örgüt?" sorusu yöneltilen Demir, "Böyle bir ihtimal görmüyoruz. Böyle bir ihtimal söz konusu değil. Anlaşılabilir bir süreci var hatanın. Yani normal sıralamada olmayan bir tablonun varlığını atlamak anlaşılabilir bir hata. Yoksa bir tablonun ortasından bir tanesini seçip çıkarırsanız o belki anlaşılamaz ama bu anlaşılabilir bir hata." yanıtını verdi.

Demir, ÖSYM ile ilgili güzel haberler yapılmasını isteyerek, basın mensuplarına, "ÖSYM'nin faaliyetlerine ilişkin bardağın dolu tarafını da... Boş tarafı, yani özellikle dudak payını hep göstermeyin. Dudak payını boş bırakıyoruz tamam ama aşağısı dolu ise onu da vurgulamanızı bekliyoruz." dedi.

Ömer Demir, bundan sonra hiçbir yerde ÖSYM ile ilgili konuşmayacağını da sözlerine ekledi.

Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >