Akarsu slalom

Akarsu slalom
Akarsu slalom

Bu yaz havalar gün geçtikçe daha da sıcak hale geliyor. Denizler, şelaleler, her bir nokta birazcık serinlemek isteyen insanlarla tıklım tıklım. Spor köşemizde de sporcuları ve siz değerli okuyucuları hararete boğacak bir spordan ziyade buz gibi sularda serinletecek bir sporu tanıtacağız. İşte karşınızda dağların üstündeki buz gibi karların eriyerek coşturduğu akarsularda yapılan sporumuz: Akarsu slalom.

Emirhan Ünal

Üniversite öğrencisi

Öncelikle terimsel olarak kano ve kayak kategorilerinin farkından bahsetmekte yarar var. Kano, tek taraf lı kürek ile yapılan, küreğin arkasını avucun içine getirerek destek sağlanmasına izin veren kategori. Kayak ise küreğin iki tarafının da suyun içerisinde bulunduğu ve sporcu hakimiyetini daha çok artıran bir spor.

Kano ile kayağın arasındaki farktan sonra yarışmanın bir üst kategorileri şu şekilde sıralanıyor:

•Durgun Su Sürat Yarışı

•Akan Su Slalom Yarışı

•Akan Su Serbest İniş Yarışı

•Maraton Yarışı

•Yelkenli Kayak Yarışı

•Kano Polo Müsabakası

Kategorilerden “Durgun Su Sürat Yarışı” ve “Akan Su Slalom Yarışı” olimpiyatlarda da kendine yer bulmuş. Akan sular üzerinde yapılan akarsu slalom yarışları genel olarak kanoyla yapılmasının yanı sıra kayakla da yapılmakta. Yapay veya doğal akarsuların coşkun olduğu dönemlerde yapılan sporda amaç en hızlı şekilde A noktasından B noktasına ulaşmak. Tabii ki bu süre içerisinde dümdüz mesafeyi tamamlamaktan ziyade belli başlı zorluklarla mücadele etmeniz gerekiyor. Bu zorlukların arasında zorlu dalgalar arasında yolu bulmak da var, akarsunun belirli yerlerine konulan “kapı”lardan geçmek de.

Akarsuda zorlu mücadele ediyorlar.
Akarsuda zorlu mücadele ediyorlar.

Peki “kapı” nedir? Aslında kapı formunda olmasa da yarışmacıların içinden geçmeleri nedeniyle kapı olarak adlandırılmış. Kırmızı ve yeşil olarak iki farklı türü olan bu kapıların farkı ise giriş şekilleri ve ceza türleri. Kırmızı kapıdan geçmek sadece yeterli değil. Bu kapının kenarından dolaşıp akıntıya karşı çıkarak geçmeniz gerekiyor. Eğer geçmez iseniz ceza saniyesi ekleniyor bu da sizin sıralamanızı etkiliyor. Yeşil kapılar ise akıntı yönünde geçebileceğiniz, nispeten daha rahat engeller. Genelde 18-25 adet bulunan kapıların en az 6 adeti kırmızı yani akıntıya karşı kapı olması gerekiyor.

Sporu yaparken en temel iki ihtiyaç var. Bunlardan birincisi bot, ikincisi ise kürek. Kürek türlerine göre kano veya kayak olarak sınıf landırıldığını yazının ilk başlarında vermiştik. Bir diğer farklılık ise botların farklılığı. Eğer botun üstü nispeten açık ise bu kano botu olarak, daha kapalı ise kayak botu olarak nitelendiriliyor. Geçmişte tahtadan yapılan botlar günümüzde karbon fiber camlarla yapılarak sağlamlığı en üst seviyeye çıkartırken ağırlığını da olabildiğince hafif letmeye çalışıyor.

İki temel ihtiyacın dışında sporcuların giymesi gereken ekipmanlar da yok değil. Su geçirmez kıyafetler, gözlük ve kask ise sporu yaparken giyilecek diğer ekipmanlardan. Bu ekipmanlardan kask, hayati bir önem taşıyor. Çünkü suyun yönünde hızla ilerlerken her taraf kayalık. Son sürat bir kayaya çarpmak pek de istenecek bir durum değil.

Ülkemizde en çok Rize, Artvin gibi akarsuların bulunduğu şehirlerde yapılan spor, olimpiyatlarda ise yapay parkurlarla yapılıyor. Bireysel olarak tecrübe edilebilecek bu spor diğer tüm ekstrem sporlar gibi birçok tehlikeyi de beraberinde getiriyor. Peki, bu tehlikeli sporu yaparken nelere dikkat edilmeli? Bu sporu yapmaya başlayacaksak nereden başlamalıyız? Bu ve bunlara benzer birçok sorunuz için genç sporcumuzla yapılan röportaj kısmını ilerleyen sayfalarımızda okuyabilirsiniz. Sporla kalın!

  • Ekipmanlardan kask, hayati bir önem taşıyor çünkü suyun yönünde hızla ilerlerken her taraf kayalık. Son sürat bir kayaya çarpmak pek de istenecek bir durum değil.
Emir Fazıl Yazıcı
Emir Fazıl Yazıcı
  • Akıntıya karşı müdahale etmekten çok akıntıyı arkama alarak ve başta söylediğim gibi "suyu okuyarak" yani suyu kendime avantaj sağlayacak şekilde kullanıyorum. Tabii bunu yaparken beni zorlayan şeylerin başında zaman geliyor.

Merhaba, bize kendinizden, yaşantınızdan, kariyerinizden ve spor hayatınızdan bahsedebilir misiniz?

Merhaba, ben Emir Fazıl Yazıcı, Rizeliyim ve burada yaşıyorum. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi 4. sınıf öğrencisiyim. “Kano Slalom” branşında A milli takımı sporcusuyum. Aynı zamanda Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezi (TOHM) sporcusuyum. TOHM bünyesinde antrenmanlarımı sürdürüyorum. Yaklaşık 6 seneden beri bu sporla uğraşıyorum.

Kano sporu sizce neyi ifade etmektedir? Teknik olarak nedir ve sizin içinizde bulduğunuz kendi bir anlamı var mı? Varsa nedir? (Öznel tanımlaması ve nesnel tanımlaması ne olabilir?)

Kano slalom, akan bir su üzerinde bir parkur içerisinde belirli kapılar (geçişler) içerisinden geçerek mümkün olan en kısa sürede parkurun sonuna kadar slalom yaptığınız ve kürek çektiğiniz, slalom kapılarını almadığınız veya kapılara temas ettiğiniz takdirde parkuru bitirdikten sonra sürenize ceza süresi olarak eklenen bir spordur. Temel olarak amaç parkurun sonuna kadar slalom kapılarını sorunsuz bir şekilde geçip mümkün olan en kısa sürede parkuru tamamlamaktır. Ben, kano slalom sporunu “suyu okumak” olarak nitelendiriyorum. Çünkü hızla akan su üzerinde sayılı saniyeleriniz var ve arkanıza aldığınız suyu; o süre zarfında en iyi şekilde kullanarak kapılardan hızlı ve sorunsuz bir şekilde geçmeniz gerekiyor. Bu da ancak suyun akışını, suyun kanoya vereceği ivmeyi ve kanonun alacağı pozisyonu önceden hesaplayarak yani benim deyimimle “suyu okuyarak” mümkündür.

Sizi bu spora başlatan, ilginizi buraya çeken ne oldu?

Bundan yaklaşık 5-6 sene önce Muğla’da bir rafting yarışmasına gitmiştim. Kuzenim Çaykur Rizespor rafting takımının antrenörüydü. Tabii o zamanlar ben oraya tatil amaçlı kuzenimin yanına gitmiştim ama sporcuların su üzerindeki mücadeleleri benim ilgimi çekti. Rize’ye döndüğümde kuzenimin de tavsiyeleriyle kano sporuna başladım ve sudaki maceram başladı.

“KanonSlalom” branşında A milli takımınsporcusu.
“KanonSlalom” branşında A milli takımınsporcusu.

Kano ve kayak sporlarının temel farklılıkları neler?

Aslında kano slalom ve kayak slalom iki farklı kategoridir. İkisi de aynı branştır ve aynı kurallara sahiptir ama “kano slalom” botları ile “kayak slalom” botları arasında kanoya oturuş ve kürek tipi gibi farklılıklar vardır. Benim kategorim olan “kano slalom” yani “C1” kanosuna dizüstü pozisyonunda oturulur. “Kayak slalom” yani “K1” kanosunda ise alt ekstremite kanonun önüne doğru uzatılır. “C1” küreği topuz, şaft ve pala olmak üzere üç bölgeden oluşur. Baskın kullanılan el şaftı, diğer el topuzu tutacak şekilde kürek çekilir. “K1” küreklerinde ise sağda ve solda olmak üzere şafta bağlı iki adet pala bulunur.

Akarsu kapılarından geçerken akıntıya karşı kürek çekiyorsunuz. Bizde de akıntıya kürek çekmek diye bir söz vardır. Antrenmanlarınızda akıntıya karşı kürek çekerken hayatınızda da böyle anlar oluyor mu? Bu sizi hayattaki zorluklar karşısında motive ediyor mu?

Bazen tabii ki zorlandığım, boşa kürek çektiğimi düşündüğüm beni yıldıran düşünceler, olaylar karşıma çıkıyor ama benim disiplinimde bütün bunlara rağmen çalışmaya devam etmek ve sonuna kadar mücadele etmek vardır. “Akıntıya kürek çekmek” deyimi benim için mecazi değil gerçek bir anlam taşıyor. Hemen hemen her gün antrenman yaptığım için dolayısıyla her gün akıntıya karşı kürek çekiyorum. Tabii bulunduğum durum beni günlük hayatta karşıma çıkan engellere karşı diri tutuyor.

Akıntıyla birlikte sürüklenirken o akıntıya nasıl müdahale edebiliyorsunuz? Bunun zorlukları nelerdir? Coşkulu bir suyun üzerinde kontrolü kaybetmemek nasıl bir his? Suya hükmettiğinizi düşünüyor musunuz yoksa her zaman akarsu mu güçlü?

Akıntıya karşı mücadele etmekten çok akıntıyı arkama alarak ve başta söylediğim gibi “suyu okuyarak” yani suyu kendime avantaj sağlayacak şekilde kullanıyorum. Tabii bunu yaparken beni zorlayan şeylerin başında zaman geliyor. En kısa sürede suyun en iyi nasıl kullanılabileceğini görmek ve ona göre hareket etmek işin zor kısmıdır. Suda her şey olabilir. Bütün ihtimalleri hesaplamanız gerekebilir. Suyun yüksekliği, akış hızı ve sudaki değişiklikleri iyi gözlemlemek gerekir. Yani ne kadar hesap yapsanız bile su değişken bir etmen olduğu için son söz her zaman suyundur.

Sporun tehlikelerinden biraz bahsedebilir misiniz? Ve bununla ilgili nasıl önlemler alınıyor?

Sonuçta bir doğa sporu yapıyoruz. Bazı doğal afetler bu sporu yapmamıza engel olabildiği gibi tehlikeli bir ortam oluşmasını da sağlayabiliyor. Mesela su taşkını gibi durumlarda parkurun suyu yükselebilir. Bu gibi günlerde su çok yüksek olduğu ve akış hızı güçlü olduğu için kanoya binmek tehlikeli olabilir. Bu gibi durumlarda sporcunun parkurun kenarına yüzecek gücü kalmayabilir. Bu yüzden kano yaparken can yeleği takmak zorunludur, can yeleği aynı zamanda soğuk günlerde vücut ısısını korur. Tam aksine parkur içerisinde çok az suyun olduğu dönemlerde kanoda devrilme gibi durumlarda parkurdaki taşlara vurmak veya slalom kapılarına kafanın sert şekilde vurması gibi tehlikeler için kask takılması mecburidir.

Akarsu slalom’un (kano ve kayak) hem fiziksel hem de zihinsel açıdan size kattığı nedir?

“Akarsu Slalom” genel olarak üst ekstremitenin çalıştığı bir spor olduğu için üst ekstremite kaslarımın gelişmesini sağladı. “Akarsu slalom”da en önemli olan şeylerden biri de sakin kalabilmektir. Kano, mental olarak zihnimi boşaltmama yardımcı oluyor ve tek bir şeye odaklanmamı sağlıyor.

Hem okul hem de lisanslı sporcu olmanın getirdiği zorluklar nelerdir? Dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?

Özellikle mental olarak yorucu olabiliyor, fiziksel açıdan bakarsak antrenmana girdiğimde terimin son damlasına kadar antrenman yapmam gerektiğini bilirim. Ancak derslerden sonra mental olarak kendimi yorgun hissettiğim günler fiziksel aktivitemin etkilendiği oluyor. Açıkçası sporda başarı elde etmek adına bazen derslerden uzaklaşıp zihnimi sadece antrenmanlara verdiğim sadece buna odaklandığım zamanlar oluyor.

Kano ve kayak için gerekli olan temel beceriler nelerdir? Bu becerileri geliştirmek için hangi yöntemleri önerirsiniz?

Özellikle denge, kano sporu için temel becerilerin başında gelir. Denge egzersizlerini kesinlikle öneririm. İkinci olarak esneklik, slalom için bir sporcuda olması gereken bir beceridir. Kapılarda slalom yapmak ve kapılara esneyebilmek için esnek bir yapıya sahip olmak gereklidir. Dolayısıyla esnekliğin arttırılması için her gün en az 15 dakika esneme egzersizlerini öneririm.

Akarsu slalom sporunda hangi farklı disiplinler bulunmaktadır? Müsabaka anılarınızdan, yarışların nasıl geçtiği hakkında anılar paylaşabilir misiniz?

Akarsu slalom branşında belirttiğim üzere “K1” ve “C1” olmak üzere iki kategori (disiplin) bulunmaktadır. Bu iki disiplinin sporcuları birbirinden farklı zamanlarda yarışırlar. Avrupa veya Dünya Şampiyonası gibi yarışmalarda her sporcunun start alacağı saati ve sırası önceden bellidir. Sporcular bir dakika ara ile start alırlar. Herhangi bir ertelenme durumu olmadığı sürece sporcu kendi süresi geldiği zaman start alanında olmalıdır. Sporcu start almadan 10 saniye önce uyarı için bir ses verilir, 3 saniye kala yeşil ışık verilir ve sporcu start almaya hazırdır, sporcunun yarış süresi başlar. Sporcu bitişe ulaştığında süre durur ve eğer cezası varsa hakemler tarafından kontrol edilerek toplam süresi hesaplanır. Yurt dışındaki yarışmalarımda haliyle start alanında beklerken heyecanlı bir ortam olduğunu söyleyebilirim, bütün antrenman süreci boyunca aşağı yukarı 100 saniye sürecek olan bir yarışmaya odaklanıyorsunuz ve yapacağınız ufak bir hata bütün bu süreci boşa çıkarabilir. Bu sebeple start alanında 1 dakika boyunca beklerken bütün bu düşüncelerden kendimi arındırıp yarışmaya odaklanmaya çalışıyorum. Beş saniye kala uyarı için peş peşe verilen sesten sonra bütün stresim ortadan kalkar ve sadece yarışmaya odaklanırım ama genel olarak söyleyebilirim ki hata yapma korkusu gibi baskın bir düşünce altında yarışma boyunca sporcunun yeteneklerini gösterebilmesi bu sporda ayrı bir yetenek olarak değerlendirilebilir.

Bu sporu yapmaya yeni başlayanlara ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz? Tecrübe olarak hayatta bir kez olsa da yapılabilir mi?

Bu spora yeni başlayan insanlara bu işten keyif almayı öneriyorum. Bazı yeni başlayan insanların bizim yaptığımız hareketleri yapamadıkları zaman özgüvenlerinin düştüğünü ve yapabilmek adına büyük enerji harcayıp yapamadıklarına şahit oluyorum. Sonuçta ben de bu noktaya gökten inmedim, basitten zora doğru birtakım hedefler belirleyerek kademe kademe ilerledim ve ilerlemeye devam ediyorum. Bütün bu başarının sırrı merdivenleri basamak basamak tırmanmaktan geçiyor, bu sebeple yeni başlayan insanlara gerçekçi hedefler koymayı önerebilirim. Yeni başlayanlar için önce eğitim olarak durgun bir su üzerinde temel teknikler öğretilir, kano devrildiğinde ne yapılması gerektiği gösterilir ve bu eğitim süreci akarsuya gelene kadar devam eder. Kısacası eğitim almayan bir kişinin akarsuda slalom kanosu üzerinde dengede kalması zor olduğu için pek tercih edilmez. Genelde böyle turistik faaliyetler için “rafting” sporu daha uygundur ama gerekli önlemler alındığı takdirde hiç kanoya binmeyen birisi de tecrübe olarak akarsudan inebilir, hayatı boyunca insanın bir kere tecrübe etmesi gereken bir deneyim olduğunu düşünüyorum.

Akarsu slalom sürecinde bir kırılma anınızı ya da hiç unutamadığınız ekstrem bir olay varsa onu bizimle paylaşabilir misiniz?

Kano slalom zahmetli bir branştır ama gülü seven dikenine katlanmak durumunda. Her an her şey başınıza gelebilir, küreğiniz kırılabilir, kanonuz kırılabilir, parkurda nadir olsa da devrilme gibi durumlarda bir yerlerinizi vurabilirsiniz ve benzeri olaylar başınıza gelebilir. Kano ve küreğin kırılması gibi durumlarda ekipmanın daha fazla zarar görmemesi için tamiratının yapılması gerekir. Tabii tamir ettiğiniz yer tekrar kırılabilir ve bir daha tamir etmeniz gerekebilir. Bunlar her an başınıza gelebilecek şeyler olduğu için bunları göze almanız ve önceden hazırlığınızı yapmanız gerekir. Tabii ilk başlayan herkes gibi ben de suyun üzerindeki dalgalardan korkuyordum ama dalgalarla oyun oynamayı öğrendiğim zamandan beri sadece işin tadını çıkarıyorum. Öğrenmeye başladığım zamanlar denizde kanoyla sörf yaparken çok büyük bir dalganın içine girmiştim. Dalga üstüme kapandıktan sonra hiçbir şey görmedim. Görmeye başladığımda ise dalga beni sahilin kenarına atmıştı, bu gibi daha bir sürü tehlikeli olay beni bugüne hazırlamış oldu ve suyu okuma becerisini bana kazandırdı.

Son olarak bu sporu yaparken insanların düşünceleri ile de mücadele ettiğiniz oluyor mu? Akarsu slalom hakkında insanların yanlış bildikleri veya yanlış anladığı bir şey var mı? Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Türkiye’de çoğu şeyde olduğu gibi kano hakkında da işi bilmeyen insanların yanlış yorumlamalarıyla mücadele ettiğim oluyor. Hayatında neredeyse hiç kanoya binmemiş insanlar bazen yaptığım iş hakkında yorum yapabiliyorlar. Bir profesyonel olarak kulaklarımı tıkayıp çalışmaya devam etmem gerektiğini ve bugün bildiğimden daha fazlasını öğrenmeye devam etmem gerektiğini bildiğim için bu insanlara bakmadan yoluma devam ediyorum. Özellikle “rafting” sporuna benzediğinden ötürü Türkiye’de rafting yapmış insanlar da kanoyu raftingin tek kişilik versiyonu olarak görebiliyorlar ama iki spor arasında çok önemli farklar var. Bu farkları akarsu slalom branşını yapmayan bir insanın ayırt etmesi mümkün değildir.

  • Bu spora yeni başlayan insanlara bu işten keyif almayı öneriyorum. Bazı yeni başlayan insanların bizim yaptığımız hareketleri yapamadıkları zaman özverilerinin düştüğünü ve yapabilmek adına büyü enerji harcayıp yapamadıklarına şahit oluyorum.