Coğrafya kaderdir: Almanya-3

'Almanya'nın geleceği hakkında herkesin aklında soru işaretleri oluşmaya başladı.'
'Almanya'nın geleceği hakkında herkesin aklında soru işaretleri oluşmaya başladı.'

Genç Motto'nun güzide okurları, Almanya serimizin üçüncü ve son durağında sizlerleyiz. Keyifli okumalar dileriz.

Almanların oradaki Türklere karşı nasıl bir bakışı mevcut?

Almanya'ya ilk gittiğim 2017-2018 senesinde ben de bir Türk’e sormuştum bunu, burada lokantası vardı. Şöyle söylemişti: "Ben Almanya'ya gelen ilk Türklerdenim ve o zamanlar çocuktum. Çok iyi hatırlıyorum, ilk geldiğimiz zaman Almanlar bizi kucaklarına alırlardı ve severlerdi." Ama tırnak içinde söylüyorum ki Türkler "sosyal hayatı bozabilecek etkinliklerde, serseriliklerde" bulunmaya başlayınca Almanlarda da bir tepki hali oluştu. Bizdeki Suriyeli tecrübesinden de anlayabiliriz bunu. Mesela evini kiraya veriyorsun, güzel kullanmıyor vs. Ve toplum olarak bir refleks gelişiyor. Almanlarda da Türklere karşı zamanla gelişmiş bir refleks hali var. Ama her toplumda iyi ve kötü insan olabileceğini de eklemeliyiz tabii ki.

Toplumun bazı kesimlerinde Batı insanı daha ahlaklıdır gibi bir algı olabiliyor. Bu konuda ne söylemek istersiniz?

'Almanlarda da Türklere karşı zamanla gelişmiş bir refleks hali var.'
'Almanlarda da Türklere karşı zamanla gelişmiş bir refleks hali var.'

Bu konuda herkesin yorumu var. Ama kaçırdığımız nokta şu herkesin ahlaki değer anlayışları farklı olabiliyor. Örnek verecek olursam bizde bir dükkana girdiğinizde güler yüzle karşılaşırsınız; günaydın, iyi akşamlar gibi selamlaşmalar olur. Beşeri ilişkiler gayet iyidir yani. Burada ise bizde gayet normal görülen insani ilişkiler bazen absürt kaçabiliyor. Zaten Batı ahlakının ideal ahlak olduğunu söylememiz mümkün değil. Batı diyerek genel kapsama alsak da Katolik ahlak ile Protestan ahlak çok farklı mesela. Batı dediğimiz kültürün kendi içinde de büyük farklılıklar var.

Avrupa'da "aile" kurumu Türkiye'deki kadar kuvvetli mi, gözlemlerinizi bizimle paylaşır mısınız?

"Toplum tamamen maddi alanda kafa yormuş ve kültürel alanda zayıflıyorlar."
"Toplum tamamen maddi alanda kafa yormuş ve kültürel alanda zayıflıyorlar."

Benim 2018 yılında Avrusturya'da bir anım var. Sırtımda çok büyük bir çantam vardı. Yanıma bir Avusturyalı geldi ve bu çantada bu kadar ne taşıdığımı sordu. Ben öğrenciyim her yeri geziyorum ve her yerden eşya alıyorum, benim ailem çok geniş hediye alacağım çok insan var, en azından çekirdek ailemi, hala, amca, teyze, kuzenler vs saysam 100'ün üzerindedir dedim. Çok şaşırdı. O Avrusturyalı da cüzdanını çıkardı, cüzdanındaki 3 fotoğrafı gösterdi ve benim tüm ailem bu dedi. Bir tane kızı, eşi ve yaşlı annesi. Avrupa'da ailenin durumu tam olarak bu. Bir ailenin 3 kişi olması mümkün değil. Aile tanımlarımız çok farklı. Benim tanımım 100'lerden başlıyor, saysam daha da gidiyor. O Avrupalı ise ailesini bir cüzdana sığdırabiliyor. Belki de daha çok akrabası var fakat onları aileden saymıyor bile.

Almanya'nın geleceği hakkında bir tahminde bulunabiliyor musunuz, bize genel bir portre çıkarabilir misiniz?

Şu an Almanya'nın gidişatı pek iyi değil. Eğitimde eskisi kadar kaliteli değiller, ilk ve orta öğretimde. Üniversite hâlâ kaliteli. Bunu bilimsel raporlar gösteriyor. Ya da otomotiv sanayinde, dünya elektrikli araçlara kayıyor. Özellikle ABD bu konuda çok büyük atılımlar yaptı. Fakat Almanya o atılımlarda bulunamadı. Çünkü dizelbenzinli araçları mükemmelleştirme noktasına gitti. Aynı Osmanlı'nın hattatlar işsiz kalacak diye vaktinde matbaayı getirmemesi gibi... Tabii ki diğer sektörlerde de benzer durumlar var sadece otomotiv üzerinden konuşmuyorum. Bu yüzden Almanya'nın geleceği hakkında herkesin aklında soru işaretleri oluşmaya başladı. Sosyal felsefi olarak bakarsak da Almanya şu an zaten o Alman idealizminden, onu kuran adamlardan çok uzakta. Nietzsche'den, Hegel'den tam manasıyla haberdar olan çok az insan var. Toplum tamamen maddi alanda kafa yormuş ve kültürel alanda zayıflıyorlar.

Sorularımızı itinayla cevaplandırıp izlenimlerinizi bizlerle paylaştığınız için teşekkür ederiz.

Röportajı Hazırlayanlar: Beyzanur Özkan - Ahmet Arif Kutlu

Röportajı veren: Enes Ayyıldız