Gazetenin mazisi

Gazeteler ilk başta taş veya varak üzerine kazınırdı.
Gazeteler ilk başta taş veya varak üzerine kazınırdı.

Her şeyin elektronik formata döndüğü, kâğıdın maliyetinin yükseldiği şu zamanlarda, bazı matbu süreli yayınlar okurlarıyla birlikte kalelerini savunmaya ve direnmeye devam ediyor. Ama buna rağmen gazeteler, dergiler, fanzinler tek tek kapanıyor ya da elektronik yayına geçiyor. E-yayıncılığın da yeri ayrı ancak benim gibi eski kafalılar için mürekkep ve boya kokan dokulu kâğıdın yerini hiçbir şey tutamıyor. Bu sayıda gazetenin neden gazete ismiyle hayatımıza girdiğini konuşacağız.

Gazete, daha doğrusu gazéta kelimesi Venedik'te doğuyor. Gazéta, Venedik hükümetinin çıkardığı aylık haber bültenine verilen isim. Anlamı minik saksağan demek. Haber bültenine neden böyle dendiğini bilmiyoruz ama olan biteni cik cik öterek etrafa yaydığı için bu şekilde nitelendirildiğini tahmin ediyoruz. Sonradan haber bülteni âdeti tüm dünyaya yayılıyor ama önce Fransa'ya gidiyor. Hatta Fransa çıkardığı bültene, Gazette de France diyor. Biz gazete ile 1790'lı yıllarından başında Fransız elçiliğinin yapmak istediği bir propaganda için kullandığı haber bültenleri yoluyla tanışıyoruz. Sonra bu bültenlere gazete demeye başlıyoruz ve bu şekilde de hayatımıza yerleşiyor.

Gazetelere gazéta denmesi yakın tarihte gerçekleşti ama haber yaymak ve toplamak için kullanılan bu bültenlerin tarihi çok çok önceye dayanıyor. İlk gazete, MÖ 59 yılında 2.000 kopya olarak Roma Senatosu'nca çıkarılıp imparatorluğun farklı köşelerine dağıtılan Acta Diurna'dır. Fethedilen toprakları, siyasi gelişmeleri, toplumsal olayları ve gladyatör dövüşlerinin sonuçlarını içeren bu gazetede yazanları, okuma bilen Roma vatandaşları yüksek sesle okur ve herkese duyururdu.

Gazeteler ilk başta taş veya varak üzerine kazınırdı. Sonra bunun çok zor olduğuna karar vermişiz olmalıyız ki ipeğe yazıp dağıtmaya başladık. En son da kâğıda geçtik. Hatta ardından elektroniğe...