Görmezden gelinen salgın: Dijital demans

Görmezden gelinen salgın: Dijital demans.
Görmezden gelinen salgın: Dijital demans.

Günümüzde teknolojik cihazların aşırı kullanılması hepimizin mental sağlığını tehdit ediyor. Bu sorun ile bilinçli mücadele edilmemesi gençlerin hafıza, organizasyon, muhakeme ve problem çözme yeteneklerini kesintiye uğratıyor.

Alman sinirbilimci Manfred Spitzer, 2012 yılında bilişsel yeteneklerin bozulmasına neden olan dijital teknolojinin aşırı kullanımını tanımlamak için “dijital demans” terimini türetti. Spitzer’e göre insanlar telefon numaralarını, şifrelerini ve diğer bilgileri teknolojik cihazlarına depolayarak zihinsel aktivitelerini makinelerin yapmasına izin veriyor. Dijital demans, bireylerin elektronik cihazlarda aşırı miktarda zaman geçirdiklerinde gelişiyor. Bunun sonucunda gençlerin ve özellikle ergenlerin bilişsel yeteneklerinde belirgin bir düşüş görülüyor. Dijital çağda büyüyen çocukların çeşitli bilişsel sorunlar ve dikkat dağınıklığı gibi durumlar yaşadığına dikkat çekmemiz lazım. Ayrıca gözlemlerimiz gençlerin hafıza, organizasyon, muhakeme, problem çözme yeteneklerinde ve yüz yüze sosyal iletişim kurma konusunda sorunlar yaşadıklarını ortaya koyuyor.

Dijital demans, bu yüzyılın görmezden gelinen bir salgınıdır ve bu da gelecek nesillerimizi tehdit etmektedir. Hepimiz, temel günlük görevlerimizi bile tamamlayamayacak kadar dikkatimizin dağıldığı dijital bir çağda yaşıyoruz. Sosyal izolasyon, hareket eksikliği, öfke, kısa süreli hafıza kaybı ve gelişimsel gecikmeler dijital demansın temel belirtileri olarak dikkat çekiyor.

Ebeveynler de değişimin bir parçası olmalı.
Ebeveynler de değişimin bir parçası olmalı.

Dijital demansı, günümüzün pandemisi olarak nitelendirsek yanlış olmaz. Özellikle COVID-19 salgını bizi eve hapsederek teknolojiye yönelik bağımızın artmasına neden oldu. Değişen dünyada uzaktan eğitim ve online iş imkânları arttı. Bu işin olumlu tarafı, ancak son zamanlarda yapay zekânın baş döndürücü bir hızla gelişim göstermesi, teknolojiye karşı bağımlılığımızı güçlendiriyor ve dijital demans salgınının etkilerini hızlandırıyor.

Başta Alzheimer olmak üzere bellek, oryantasyon, dil fonksiyonları ve kişilik bölünmesi gibi mental fonksiyon bozulması yelpazesinde yer alan hastalıklar yaşla birlikte artarken; dijital demans, gelişmekte olan beyinlere sahip çocukları ve gençleri bile etkileyebiliyor. Elektronik cihazların genç yaşta aşırı kullanımı, anne - babalar, doktorlar, psikologlar için artan bir endişe kaynağıdır.

Günümüzde, okullarda bile kaçınılmaz olarak teknoloji kullanımı giderek artıyor. Bu nedenle gelecek nesillere teknolojiyi akıllıca kullanmayı öğretmemiz gerekiyor. Bu konu üzerine yapılan araştırma ve çalışmalar basılı materyalleri okumanın, okuduğunu anlamayı artırdığını gösteriyor. Bu sebeple okumak için tablet ve akıllı telefon yerine dergi, çizgi roman, gazete gibi basılı medyanın daha fazla kullanılması teşvik edilmeli. Gençlerimizin geleceğini tehdit eden böylesi önemli bir sorunla baş etmek için değişimi kendimizden başlatmalıyız. Beyni aktif ve sağlıklı tutmak için oyun oynama ve egzersiz yapmanın son derece önemli olduğu biliniyor. Açık hava sporları oynamak, gerçek zamanlı problem çözmeyi teşvik ediyor. Çocukların teknolojik cihazlarda sadece dikkat artırıcı ve reaksiyon zamanı temelli oyunlar yerine en azından düşünmeye ve problem çözmeye izin veren satranç, scrabble, yapboz gibi oyunları oynamaları teşvik edilmeli. Unutmayın, çocuklar ebeveynlerinin aynasıdır. Onlar sizden gördüğünü hayata geçirir, duyduklarını değil. Bu nedenle ebeveynler de değişimin bir parçası olmalı.