İçe dönüklük psikolojik bir problem mi?

İçe dönük insanlar sosyal bir görevle karşı karşıya kaldığı zaman belki de bundan çok keyif almayarak bu görevi yerine getirirler.
İçe dönük insanlar sosyal bir görevle karşı karşıya kaldığı zaman belki de bundan çok keyif almayarak bu görevi yerine getirirler.

Birçok kişinin çocukken yaşadığı bir senaryodur: Evin çocuğu eve gelen misafirlerin yanına gelmek istemez, çekinir, ebeveynler de gelmesi için ısrar eder. Misafirler gittikten sonra evde anne babaların çocuklarına söyledikleri “Sen yabani misin, neden insan içine çıkmıyorsun?” Aileler başta olmak üzere tüm toplum, insanların daha sosyal ve girişken olmasını bekler. Biri içe dönükse ve kalabalıklardan daha geride duruyorsa sanki düzeltilmesi gereken bir problemi varmış gibi bir yaklaşımla sıklıkla karşılaşabiliriz.

Peki, işin aslı ne? İçe dönük olmak psikolojik bir problem mi? Eğer içe dönüklüğü doğru anlarsak, bir psikolojik problem olmadığını fark ederiz. Ayrıca dışarıdan bakınca benzer görünen ama tamamen farklı şeyler olan sosyal fobiden farklarını da bilmek önemli.

İçe dönüklük bir kişilik özelliği ve genetik yapımızla da çok ilgili. Bazı insanlar dünyaya içe dönük geliyor. Bazı yorumlara göre, içe dönük insanların beyinlerinde dış dünyayı algılayan sistemler diğer insanlara göre daha hassas. Bu sebepten bu insanlar, kalabalıklardan, aşırı stresten ve gürültüden uzak durmayı tercih ediyor. Ancak sosyal fobisi olan insanlar böyle doğmuyorlar. Sonrasında yaşadıkları olaylar neticesinde bazı sosyal durumlara karşı korku geliştiriyorlar. Bir çocuğun erken yaşta köpek kovalaması sonrasında köpek fobisi geliştirmesi gibi düşünebiliriz.

İçe dönük insanlar kendi kendilerine oldukları zaman mutludurlar. Evde güzel zaman geçirirler. Bir ya da iki arkadaşı olması onun için yeterlidir. Ancak sosyal fobisi olan insanlarda kaçınma problemi vardır. Yani bu insanlar daha çok arkadaşının olmasını, birçok sosyal etkinlikte yer almayı, yeni sosyal ortamlara girmeyi isterler ancak korkularından dolayı bu ortamlara girmekten kaçınırlar.

İçe dönük insanlar, oldukları insandan mutludurlar. Kendi özelliklerini saklamak zorunda hissetmezler. Ancak sosyal fobisi olan insanlar, yaşadıkları sosyal zorlukları ve kaygıyı saklamak zorunda hissederler, sanki hiç umursamıyormuş gibi davranırlar. Eğer sosyal açıdan zorlandıkları ortaya çıkarsa bu durumun kendisi için bir felaket olacağını düşünür. İşin kötü tarafıysa, kendini ne kadar çok saklamaya çalışırsan o kadar kaygın artar.

İçe dönük insanlar sosyal bir görevle karşı karşıya kaldığı zaman belki de bundan çok keyif almayarak bu görevi yerine getirirler. Bu bir sunum, toplantı ya da yeni bir insanla tanışma olabilir. Bu tür görevlerden zevk almadığı için hayatında bunlara daha az yer verir. Ama sonuç olarak gerekeni de yapar. Ancak sosyal fobisi olan bir kişi için bu tür görevler kaygı krizine sebep olabilir. Ve bu kaygıdan dolayı yapmak istediği ya da yapmak zorunda olduğu şeyleri yapamadığı için kişi mutsuz olur.

Sonuç olarak sosyal fobi; tedavi edilmesi gereken bir problemken, içe dönük olmak bir kişilik yapısıdır ve diğer tüm kişilikler gibi gayet sağlıklıdır. Bir insanın daha çok kendi kendine zaman geçirmek istiyor olması onun ihtiyacı olabilir. Önemli olan konu, kişinin içinde bulunduğu durumdan memnun olup olmaması.

Kendine iyi davran güzel insan, görüşmek üzere.

Beyhan Budak / Klinik Psikolog