Kürek sporu

Suyun üstünde süzülmek...
Suyun üstünde süzülmek...

Yaz biterken sıcakların tadını damağımızda bırakacak bir spor ile karşınızdayız. Suyun üzerinde süzülürken kimi zaman acı çektiğiniz, kimi zaman ise suyun dinginliğinin tadını çıkarttığınız sporumuza bu sayımızda yakından bir göz atacağız. Bu ayki sporumuz: Kürek.

  • Kimimizin aklında kürek çekmek olarak yer edinse de kürek aslında bir ittirme sporu olarak geçiyor profesyoneller arasında. Hem bireysel hem de takım olarak yapılan kürek sporunun tarihi Antik Mısır’a kadar gidiyor.
Yarışlar diğer sporlar gibi turnuvalar, ligler şeklinde düzenlenmektedir.
Yarışlar diğer sporlar gibi turnuvalar, ligler şeklinde düzenlenmektedir.

Nil Nehri’nin hayat verdiği Antik Mısır’da kürekler sayesinde ulaşım sağlanıyordu. Belki kürek icat edilmeseydi piramitler hiçbir zaman olmayacaktı bile. İlk defa 1715 yılında kayıkçıların kendi aralarında düzenlediği " Doggetts Coat and Badge" adlı yarış ile modern haliyle yaygınlık kazanmaya başladı.

Tek kürek ve çift kürek olarak iki ana dala ayrılan sporda teknelerin içindeki sporcu sayıları da değişiklik göstermektedir. Tek kürekte tek kişilik opsiyon bulunmasa da çift kişilik kürekte tek kişi yarışmak mümkün. Tek yan kürek olanlara tek; iki tarafta da kürek olanlara çifte denirken bazı takımlarda dümenci adında bir sporcu daha mevcut. Takımlarda maksimum 8 kişi olabilmekte.

Olimpiyatlarda da bulunan kürek sporunu ülkemizin birçok farklı şehrinde deneyimlemek mümkün. Hatta İstanbul’daki belediyelerden birkaçı da bu hizmeti ücretsiz olarak deneyimlemenize olanak sağlıyor. Eğer bir gün yolunuz düşerse mutlaka deneyin ve yanınızda yedek kıyafet götürmeyi de unutmayın. Sudan çıkmış balık gibi sırılsıklam olacaksınız.

Tamamen suyun üzerinde yalnız başınızayken güvenebileceğiniz en önemli şeylerden bir tanesi de malzemeleriniz. O zaman bu malzemeler nelerdir, kürek sporu için hangi malzemeler kullanılır sorularının cevabını da vermek gerek. Aslında çok temel şeyler.

Kürek, tekne ve kıyafetler. Ama tabii bunların da kendi aralarında farklılıkları yok değil. Mesela teknenin malzemesi, hafifliği; küreklerin kavranabilirliği ve kıyafetin sizi ne kadar konforlu tuttuğu…. Sonuçta suyun üstünde dört bir yanınızdan size su gelirken hem sizi sıcak tutmalı, hem de terlemenizi optimal değerlerde oluşturmalı. Bunların yanı sıra ellerinizi koruyacak bir eldiven ve güneşin sudan yansımalarını minimuma indirebilmek için güneş gözlüğü sizlere daha rahat imkanlar sunacaktır.

Kürek hakkında birkaç terimden de bahsetmeden geçmeyelim. Pala (Blade) küreğin suya giren yayvan kısmına denmekte. Yani aslında sizin hareketinizi sağlayan kısım. Bir Numara (Bow) ise teknenin en önündeki kürekçidir. Genelde yönlendirmeyi en arkadaki (Stroke) kürekçi yapmaktadır. Rake ise kızağın meylinin açısına denmektedir.

Belki kürek icat edilmeseydi piramitler hiçbir zaman olmayacaktı.
Belki kürek icat edilmeseydi piramitler hiçbir zaman olmayacaktı.

Yarışlar diğer sporlar gibi turnuvalar, ligler şeklinde düzenlenmektedir. Kazanan takımlar bir sonraki turlara çıkabilmekte ve şampiyonluğu kovalayabilmekte. Ama kaybederseniz de geri dönüş mümkün. Repechage adı verilen yarışlar ile de ilk eleme turunda kaybeden sporcuların finale katılmaları sağlanabiliyor. Yani kaybettiğiniz için üzülmeyin. Önünüze daha nice fırsatlar çıkacak!

Sizi okuduğunuz yerden Amerika Birleşik Devletleri’ne götürsem? Bahsedeceğim yer Charles Nehri. Peki bir anda neden geldik buraya? Çünkü burası kürek sporunun ikonikleştiği bir yer. Eğer bir filmde Harvard Üniversitesi geçiyorsa mutlaka buradan bir kürek sahnesi vardır. Çünkü buradan kiraladığınız kanolarla nehirde ilerlerseniz Harvard’ı, diğer üniversitelerin kürek takımlarını, MIT’yi seyredebilirsiniz. Aynı zamanda her yılın ekim ayı sonlarında da dünyanın en büyük kürek organizasyonlarından birine “Head of the Charles”a ev sahipliği yapmaktadır.

Nil Nehri’nden başlayıp Charles Nehri’nde bitirdiğimiz yazımızın sonunda biraz da olsa sizleri kürek sporuyla tanıştırabilmiş olmanın mutluluğu içinde diğer sayılara doğru yolumuzu alıyoruz.