Motivasyon geçicidir, sürdürülebilir başarı disiplin ve öz denetimle gelir

​Motivasyon değil, disiplin!
​Motivasyon değil, disiplin!

Hayatta hepimiz, motivasyonun inişli çıkışlı doğasını bir şekilde deneyimlemişizdir. Kimi zaman enerji dolu hisseder, yeni hedeflere coşkuyla sarılırız; kimi zaman ise en ufak bir engel tüm isteğimizi tüketir. Çünkü motivasyon duygu beslenimlidir ve bu sebeple dalgalıdır. Bazen insanı yukarı taşır, ancak bir gün mutlaka dip dalgası gelir ve gücümüzü ne kadar çabuk yitirebileceğimizi yüzümüze vurur.

Motivasyonun aldatıcı cazibesi

Motivasyonun getirdiği enerjik ve istekli olma hâli çekip gittiğinde yaşam karakteristiğimizle baş başa kalırız. Motivasyonun aldatıcı cazibesiyle uzun soluklu bir yolculuğa çıksak bile, yolun sonunda gerçek kendimizle karşılaşmaktan kaçamayız. Üstelik motivasyon, çoğunlukla anlık bir dürtüye veya heyecana dayandığından gelmesi kadar hızlı kaybolması da son derece doğaldır.

Tam da bu noktada disiplin kavramı devreye girer. Disiplin, duygusal dalgalanmalardan bağımsız bir şekilde hedefe odaklanmayı mümkün kılan, sürdürülebilir bir yaşam karakteristiğidir. Disiplin bir yaşam, yalnızca büyük hedeflere ulaşmayı değil, aynı zamanda küçük işleri büyük bir aşkla yapmayı da içerir. Çünkü bu küçük işler, yaşamın temel taşlarını oluşturur ve kişinin kimliğini şekillendirir.

Gerçek özgürlük, dürtülere direnç gösterebilmektir. Anlık arzular ve erteleme alışkanlığı, pek çoğumuzun karşısına çıkan en büyük engellerden biridir. Sosyal medyada vakit geçirmek, konfor alanında kalmayı tercih etmek ya da en kolay seçeneğe yönelmek, uzun vadeli hedeflerle çatışan yaygın dürtülerdir. Rahatlık, çoğu zaman cazip gelir. Tıpkı Amerikalı yazar Rick Riordan'ın ifade ettiği gibi, “Rahat bir koltukta dinlenme arzusu ve düzenli egzersiz yapma hedefi karşı karşıya geldiğinde, genelde birincisi kazanır.” Ancak konfor alanında kalmak, gelişimi engeller ve asıl önemli olan, “İnsanın nefsine ağır gelen, hakkında hayırlı olandır,” hakikatiyle yüzleşmektir.

Marshmallow Testi'nin gösterdiği

Davranış bilimlerinden biliyoruz ki öz denetim, yalnızca güçlü bir iradeden değil, bilinçli bir yapılandırmadan doğar. Örneğin kişilik teorisi ve sosyal psikoloji alanında uzmanlaşan Avusturya doğumlu psikolog Walter Mischel’in “Marshmallow Testi” bu konuda çarpıcıdır. Çocuklara bir marshmallow verilir ve isterlerse hemen yiyebilecekleri, beklerlerse bir tane daha alabilecekleri söylenir. Beklemeyi başaran çocuklar, ilerleyen yıllarda akademik başarı ve sosyal uyum açısından daha başarılı olmuştur. Bu deney, öz denetimin uzun vadeli başarı üzerindeki önemini açıkça gösterir. Peki, bunu hayata nasıl geçirebiliriz?

Disiplin, yalnızca katı kurallar ve düzenli bir yaşam anlamına gelmez. Aynı zamanda sağlıklı bir denge kurmayı da içerir. Çalışmak kadar dinlenmek ve kendinizi yenilemek de disiplinin bir parçasıdır. Ancak bu denge, tembellik ya da ertelemeyi haklı göstermek değildir. Gerçek disiplin, dinlenmeyi ve çalışmayı uyum içinde planlamayı gerektirir. Öz denetim, bu noktada devreye girer. Kısa vadeli arzuları aşarak uzun vadeli hedeflere odaklanmayı gerektirir. Elbette bu, her zaman kolay bir şey değildir. Engellerle karşılaşıldığında öz denetim göstermek hem zorluklara karşı dayanıklılığı artırır hem de başarıyı mümkün kılar. Tam da bu yüzden iradeyi terbiye etmek, alışkanlıklar ve rutinler inşa etmekten geçer.

Örneğin disiplinli bir yaklaşım, her durumu daha iyi hâle getirme potansiyelini içinde barındırır. Bu yaklaşım, yalnızca hedeflerinize ulaşmanızı değil; aynı zamanda sürecin keyfini çıkarmanızı sağlar. Çalışma ve dinlenme arasındaki uyum hem kaygınızı azaltır hem de zamanla geriye dönüp baktığınızda, geride bıraktığınız yolun niceliğini fark etmenizi sağlar. Mütevazı ama istikrarlı adımlarla ilerlemek, başarıyı sürdürülebilir kılar ve yaşamınıza derin bir tatmin duygusu ekler.

Basit ve somut bir öneri

Teorik fizikçi ve bilim insanı Albert Einstein’ın, “Önemli olan; önemli şeyleri önemli tutabilmektir,” sözü, disiplini hayatımıza yerleştirmenin en güçlü formüllerinden birini sunar. Hayatınızda gerçekten değerli olan hedeflere odaklanmak ve enerjinizi bu yönde harcamak, sizi heyecanlandırırsa farklı heveslere hayır demeyi ve sınır koymanızı kolaylaştırır. Az şey yaparak daha fazlasını başarmak mümkün olabilir. Bu noktada alışkanlıklar büyük önem taşır. İnsanlar, geleceklerine karar verme uğraşında hataya düşerler, çünkü önce alışkanlıklara karar verilmelidir. Bunun için çok basit ve somut bir önerimiz var: İnsanın yapmak istediklerini yazma disiplini, bunları gerçekleştirme disiplini için ilk adımdır. Hedeflerinizi yazıya dökün; bu, onları görünür kılmanın ve başarma ihtimalinizi artırmanın en etkili yollarından biridir.

Sonuç olarak dürtülerinizin sizi yönlendirmesine izin vermek yerine, öz denetiminizi güçlendirecek yöntemlere odaklanmalısınız. Disiplin, özgürlük getiren bir yapı taşına dönüşürken, sizi hedeflerinize her geçen gün daha da yaklaştıracaktır. Gerçek başarı, motivasyonun dalgalanmasına rağmen ilerlemeye devam edebilme becerisi gerektirir. Nuh Peygamber, gemisini yapmaya başladığında henüz yağmur yağmıyordu. Önemli olan gemi inşa etme cesaretini gösterebilmektir. Çünkü geleceği şekillendiren, bugün gösterdiğimiz disiplin ve kararlılıktır. Her büyük yolculuk, küçük ama kararlı bir adımla başlar. Ve unutmayın! Özgürlük, ancak disiplinli bir yaşam karakterinin meyvesidir.

*Bu yazının başlığı yazardan bağımsız editoryal olarak hazırlanmıştır.