Mutlu ve sağlıklı iletişiminin püf noktaları

Kendinize inancınız düştüğünde, daha önce başarılı olduğunuz bir olayı düşünün.
Kendinize inancınız düştüğünde, daha önce başarılı olduğunuz bir olayı düşünün.

Bundan 4 yıl önce bir İspanyol şirketinde çalışanlara odaklanan bir araştırmada, çalışanların birbirlerine iyilik yapmaları ve iyilik yapılan çalışanların kaç nazik davranışla karşılaştıklarını saymaları istendi. Sonuçlar, iyilik yapanların daha mutlu olduğunu ve iyilikseverliğin şirketin verimini

İnsanlarla iletişim kurmak ve onlara temas etmek bir noktada herkes için zor olabilir. İletişimimizi güçlendirmek tıpkı vücudumuzdaki kasları kuvvetlendirmek gibi üzerine düştüğümüzde geliştirdiğimiz ve daha iyi hale getirdiğimiz bir araçtır. Peki, hem okul hem de sosyal hayatınızda kullanabileceğiniz psikolojik taktiklerle etrafınızdaki insanlarla ilişkilerinizi daha da sağlamlaştırmak ister miydiniz? Eğer cevabınız “Evet” ise günlük hayatta işinize yarayacak, muhtemelen bilmediğiniz 9 psikolojik taktiğe birlikte göz atalım.

1-Daha Önce Başarmıştım

Kendinizi moralsiz ve motivasyonsuz mu hissediyorsunuz? Kendinize inancınız düştüğünde, daha önce başarılı olduğunuz bir olayı düşünün. Emotion dergisinde geçen yıl yapılan araştırma, başarılı olduğumuz anıların öz yeterliliğimizi artırıp artırmadığını test etti. Araştırmaya göre, olumlu anıları hatırlamak hem stresimizi azaltıyor hem de özgüvenimizi geliştiriyor. Bu yüzden başarılı olmak için geçmiş deneyimlerinizi kullanın. Hayatınızdaki en gurur verici anları düşünün ve bu anların sizi daha parlak bir geleceğe yönlendirmesine izin verin.

2-Korkularımı Tanıyorum

Hepimizin kabul etmekten çekindiğimiz endişelerimiz, korkularımız ve zayıflıklarımız var. Birçoğumuz bu endişeler yokmuş gibi davranmayı seçiyoruz; ancak aksilikleri tespit etmek ilerlemenin en önemli yollarından biri. Hayatınızdaki belirli bir korkuyu veya olumsuz duyguyu tanıyarak başlayın. Sesli şekilde dile getirin. İsim verin. Aklınıza bu korkunun sizin için neden bu kadar ağır olduğunun tüm nedenlerini getirin. Amaç, endişelerinizi ve korkularınızı aklınızın bir köşesindeki o kilitli kutudan çıkarmak. Bu olumsuz duyguları gömmek yerine, dışarıya salabilir ve daha güçlü olmak için kendinize bir şans verebilirsiniz. Bir şey sizi rahatsız ettiğinde onu içinizde tutmayın. Neden korktuğunuzun farkına varın. Korkularınızı belirlemek, onların üstesinden gelmek için size güven verir.

3- 60 Saniye Kuralı

İnsanların dikkatini çekmekte zorlanıyor musunuz? Bazı insanlar istemeden diğer insanların dikkatini zorlayarak konuşur. Gereksiz kelime seçimi, boş hikayeler ve aşırı kişisel ayrıntılar gibi kötü alışkanlıklar, size yönlendirilen dikkati etkileyebilir. Fikirlerinizi daha ilginç ve daha kolay kavratmak için 60 saniye kuralını kullanın. Bu kurala göre, karşı tarafa amacınızı anlatmak için 60 saniyeniz var. Süre dolduğunda anlatacaklarınız bitmediyse karşı tarafa “Mesela sen ne yapardın?” gibi bir soru sorun veya konuyu değiştirin. Bu şekilde, diğer kişi konuşmaya aktif olarak katılmaya devam edecektir.

4-Mutluluğu Göstermek

Herkes mutluluğu bulmak, hayal ettiği hayatı yaşamak ister ve bu sevinci çok başarılı olunca yakalayacağını düşünerek hedeflerine odaklanır. Ancak mutluluk her zaman başarılarımıza bağlı değil. Psychological Science dergisinde yayımlanan bir araştırma, mutluluğu bulma yeteneğinizde tutum ve kişiliğin önemli bir rol oynadığını iddia ediyor. Negatif, pesimist bir insansanız; pozitif ve açık fikirli biriyle aynı mutluluğu bulamayabilirsiniz. Hedeflerinize ulaşsanız bile, tavrınız beklediğiniz mutluluğu bulmanızı engelleyebilir. Yani daha olumlu bir bakış açısına sahip bireyler, yaşamlarında daha fazla anlam bulma eğiliminde. Mutluluk, mutluluğu arayan insanlara geliyor. Bu yüzden hayat her zaman lehimize gitmese bile olumlu bir tutum sergileyin. Bu sayede mutluluk kendiliğinden gelebilir.

5-Meşgul Kalmalıyım

Yeni fikirler üretirken ilham en beklemediğimiz anlarda gelir. Masanızda boş boş oturup ilham ararken çoğu zaman aklınıza tek bir iyi fikir gelmez. Ancak ev işleri yaparken ya da ailenize yardım ederken kafanızda bir düzine yeni konsept belirleyebilirsiniz. Zihninizi sıradan görevlerle meşgul ederek yeni şeyler üretmek için beyninizi kandırabilirsiniz. Siz küçük, basit problemleri çözerken beyniniz düşünmeye ve işlemeye devam eder. Bu yüzden yeni fikirler tasarlarken beyninizi meşgul etmek için basit bir şey yapın. Çünkü bir sonraki harika fikrinize neyin ilham vereceğini asla bilemezsiniz.

6-Son İzlenim

Hemen herkes ilk izlenim hakkında endişelenir. Bu yüzden belki de açılış cümlenize, el sıkışma şeklinize, hatta odaya girme şeklinize bile özel olarak dikkat ediyorsunuz. Ama son izlenim çoğu zaman ilkinden daha önemli. Güçlü bir son izlenimin anahtarı ise güven ve kısa-öz olması. Çoğu zaman, söyleyecek hiçbir şeyimiz kalmayana kadar konuşmalarımızın uzamasına izin veriyoruz ve istemeden konuşma garipleşebiliyor. Hatırlanmak istiyorsanız, her konuşmayı kendinden emin ve özlü bir şekilde zamanında sonlandırın. Böylelikle daha kolay hatırlanacaksınız.

7-Saygı Kazanmak

Saygı, hepimizin istediği ancak elde etmekte biraz zorlandığı bir kavram. TrekAce’de birçok ruh sağlığı uzmanı tarafından oluşturulan bir ankete göre, insanların büyük bir çoğunluğu saygınlığı başarı ve otorite ile ilişkilendiriyor. Birçok insan saygınlık elde etmek için inatçı, bencil veya aşırı rekabetçi davranma yolunu tercih ediyor. Ancak başarılı insanlar başkalarından saygı görmek yerine genel olarak sıcak ve arkadaş canlısı olma yolunu tercih ediyor. Kendilerini kanıtlamaya veya başkalarıyla rekabet etmeye çalışmadan uzmanlık alanlarında yeterlilik gösteriyorlar. Saygı görmek istiyorsanız, yeteneklerinizi başkalarına kanıtlamaya çalışmayın. Çünkü ne kadar kanıtlamaya çalışırsanız diğerleri yeteneklerinize o kadar az saygı duyacaktır.

8-Perspektif Bulma

Bazen bir çıkmaza girdiğimizde önümüzdeki problemlere o kadar odaklanıyoruz ki çok basit bir çözümü bile gözden kaçırıyoruz. Neyse ki bakış açısı kazanmak için kullanabileceğimiz taktikler var. Bu tür durumlarda kendinizi başka birinin yerine koyun. Bir arkadaşınızın yahut aile üyenizin hayatını düşünün. Onların dünyasında yaşamanın ve sorunlarıyla mücadele etmenin nasıl olacağını hayal edin. Bu basit alıştırma, sorununuza ilişkin algınızı değiştirebilir. Bu yüzden bakış açınızı olabildiğince genişletmeye çalışın. Çünkü diğer insanları anlamak, kendinizi anlamanın en iyi yollarından biri.

9-İki Küçük Kelime

Araştırmalar iki küçük kelimenin hayatınızı değiştirebileceğini gösteriyor. Bu iki kelime: “Teşekkür ederim”. Minnettarlığı vurgulamak, daha mutlu, daha doyurucu bir yaşam tarzını geliştirmenin en kolay yollarından biri. Hayatınızdaki herkese teşekkür ederek çevrenizdeki dünyayı olumlu yönde etkileyen, yeni, canlandırıcı duygular geliştiriyorsunuz. Mümkünse günde birkaç kez teşekkür edin. Çünkü ne kadar müteşekkir olursanız o kadar mutlu hissedeceksiniz.

Bu psikolojik taktikleri günlük hayatınızda kullanarak kendinizi daha doğru ifade edebilir ve işlerin daha sorunsuz bir şekilde ilerlemesine katkıda bulunabilirsiniz. Ancak bu taktikler istediğinizi elde etmek için başkalarını kötü niyetli bir şekilde manipüle etme yollarıyla karıştırılmamalıdır. Yalnızca genel iletişimi ve başkalarıyla olan ilişkileri iyileştirmeye yöneliktir.

Buğra Serdaroğlu / Klinik Psikolog