Okul dışı

Yazan: Yavuz Yiğit
Yazan: Yavuz Yiğit

Öğrenme kabiliyeti, iletişim becerisi, takım çalışması gibi yetenekler 1450 yılında da önemliydi. 2050 yılında da önemli olacak. Peki, bu becerileri nasıl geliştireceğiz?

21. yüzyıl, bilgi avantajını ortadan kaldırarak dünyanın en iyi eğitmenlerinden en iyi eğitimleri bazen ücretsiz, bazen de çok küçük ücretlerle alabileceğimiz bir dönemi sundu bizlere. Artık Urfa’da da Oxford var. Pek çok online eğitim platformu üzerinden Cambridge’den, Oxford’dan, Harvard’dan eğitim alabiliyorsunuz. Fakat bilgi almak yetmiyor. Zira bilgi kadar önemli bazı yetenekler girdi hayatımıza. Ali Baba’nın Kurucusu Jack Ma bir röportajında artık çocuklarımıza yapay zekaların öğrenemeyeceği iletişim, takım çalışması, yaratıcılık gibi yetenekleri öğretme vaktimizin geldiğini söylüyor. Dünyanın en çok izlenen TED konuşmasını yapan Dr. Ken Robinson, okulların yaratıcılığı öldürdüğünü iddia ettiği konuşmasında akademik enflasyon çağında yaşadığımızdan ama yetenek eksikliklerimizin büyüklüğünden bahsediyor. Türkiye’nin bütün büyük firmaları da gençleri işe alırken pek çok eleme sürecinden geçirip bu süreçlerde gençlerin mesleki yetkinliklerinin yanında sosyal yetkinliklerini de ölçüyor. ManpowerGroup tarafından yapılan ve 43 ülkeden 18.000 işverenin katıldığı Yetenek Devrimi (The Skills Revolution) araştırmasına göre Z kuşağı üyelerinin %65’i mezun olduklarında bugün hiç var olmayan işlerde çalışacaklar. Var olmayan meslekler için müfredat tasarlayamazsınız.

Bugün okullarda öğretilen bilgiler 10 sene sonra işlevsiz olabilir. Fakat yetenekler öyle değildir. Öğrenme kabiliyeti, iletişim becerisi, takım çalışması, problem çözme, yılmazlık gibi yetenekler 1450 yılında da önemliydi, 2050 yılında da önemli olacak. Peki bu becerileri nasıl geliştireceğiz? Bugün ikame eğlencelerin, ortamların, sosyal medya ve online oyunların da etkisiyle gençlerin okula bağlılıklarının düştüğü, özgüven sorunlarının oluştuğu yapılan pek çok araştırmada ortaya çıkıyor. Okul dışı aktiviteler ise bu noktada harika çözümler sunuyor. Okul dışından ne kastediyoruz peki? Her türlü spor takımı, öğrenci kulübü, proje ekibi, yarışma grupları, sanat faaliyetleri... Ben, okul dışı aktivite tanımlamasına çok da katılmıyorum. En azından bu yüzyıl için. Okurken gazete çıkartan, robot tasarlayan, matematik olimpiyatlarına hazırlanan, Birleşmiş Milletler’i simule eden, NATO’nun son durumu hakkında münazara yapan bir genç, okul dışı bir iş mi yapıyor? O zaman okul ne?

Sözlüğe göre okul, okuyup yazma öğretiminden başlayarak en yüksek düzeyde bilim ve sanat bilgisi vermeye değin çeşitli derecede toplu öğretimin yapıldığı, verildiği yer. Peki neden girişimcilik kulübü kurup pazarlama yarışmaları düzenlemek, felsefe olimpiyatlarına makale göndermek, kod yarışması için saatlerce matematik çalışmak, roket tasarlamak için fizik çalışmak neden "dış" olarak adlandırılıyor? Tabii bu tanımlama Türkiye’nin yaptığı bir tanım değil. Batı'da da “Extracurriculum Activities” diye geçiyor. O tanım da artık yanlış bence. 21. yüzyılda müfredatın, okulun kendisi bu faaliyetler olmalı. Bu faaliyetler aracılığıyla öğrenmeliyiz. Zira son 10 senede 400’den fazla lisede çalışma yaptım. Kulüp meselesini ciddiye alan okulların öğrencilerinin diğerlerine hem akademik olarak hem sosyal becerilerde nasıl farklar attıklarını kendi gözlerimle defalarca deneyimledim ama şimdi bir de akademik çalışmalara bakalım. Jacquelynne S. Eccles ve Joseph L. Mahoney’in ve bir dizi çok ünlü akademisyenin son 30 yılda devamlı olarak yaptıkları araştırmalarda müfredat dışı aktivitelere katılan gençlerin akademik başarılarının ve okula bağlılıklarının arttığı, şiddet ve riskli davranış sergileme eğilimlerinin azaldığı, özgüvenlerinin, takımdaşlık duygularının ve iyi olma hallerinin dramatik şekilde arttığı gözlemlenmiştir. Amerika Birleşik Devletleri Eğitim Dairesi Başkanlığının yaptığı bir araştırmaya göre okul dışı faaliyetlere katılan gençlerin, ekonomik ve sosyal geçmişlerine bakılmaksızın, okul ortalamalarının 4 üzerinden 3’ün üzerinde olması ihtimalinin diğer öğrencilere göre 3 kat arttığı gözlemlenmiştir.

Peki ne yapılmalı?

1.Okullardaki öğrenci kulüplerine verilen destekler bugünkünün 10 katına çıkmalı.

2.Belediyeler çok daha fazla gençlik merkezi açmalı, var olanlar da dersane eğitimleri vermek yerine yetenek bazlı eğitimler verip, sosyal kulüpler kurmalı.

3.Sivil toplum örgütleri acilen salon programlarını bırakıp daha fazla yarışma düzenlemeli, sürdürülebilir eğitimler vermeli, görev odaklı projeler yapmalı. Gençleri bir koltukta oturup dinleyen değil; anlatan, sahada çalışan bireyler haline getirmek için çalışmalı.

Sen ne yapabilirsin?

1. Mutlaka en az bir sivil toplum kuruluşuna üye ol ve orada aktif görevler üstlen.

2.Staj yap, çalış, fındık topla, kasiyerlik yap, satış elemanlığı yap ama hiçbir yazını boş geçirme.

3.Okulunda kulüp kur. Kurduğun kulübü “eğlence yeri” olarak görme. Kulüplerin, şirketlerin ya da sivil toplum örgütlerinin mikro uygulama alanı olduğunu bil.