Röportaj: Niyazi Yasin Aral

Niyazi Yasin Aral.
Niyazi Yasin Aral.

"İnsanlar alışık olmadığı şeyleri gördüklerinde tepkilerini gizleyemiyorlar. Genelde komik diyaloglar geçiyor aramızda. 'Ahirete mi hazırlanıyorsun? Nereye varacak bu ipin ucu? Cambaz mısın?' gibi sorular ile geliyorlar ve spor olduğunu öğrendiklerinde çok şaşırıyorlar."

Merhaba, bize kendinizden, yaşantınızdan, kariyerinizden ve spor hayatınızdan bahsedebilir misiniz?

Merhaba, ismim Niyazi Yasin Aral. 1990, Bandırma doğumluyum. İlk ve orta öğrenimimi Bandırma’da, üniversiteyi de Afyon Kocatepe Üniversitesi Bilgisayar Teknolojileri ve Programlama bölümünde tamamladım. 2011 yılında İstanbul’a taşındım. Elektronik güvenlik sistemleri üzerine yazılım geliştiren bir firmada 5 yıl çalıştıktan sonra askerlik görevini tamamlamak için iş ve spor hayatına kısa bir ara verdim. 2016 yılı sonunda askerden döndüm ve iş hayatımda değişikliğe gittim. Yaptığım sporlardan dolayı kendime daha fazla zaman ayırabilmek için yarı zamanlı çalışacak şekilde yeni hayatımı şekillendirmeye başladım. Yüksek bölgelerde güvenli çözümler sunabilmek ve spor hayatını daha güvenli hâlâ getirebilmek için “iple erişim teknisyenliği” eğitimi aldım. 6 yılı aşkın süredir on-shore ve off-shore projelerinde teknisyenlik yapmaktayım. 2023 yılı itibari ile petro-kimya endüstrisi içerisinde başta sondaj gemileri olmak üzere pek çok projede süpervizör olarak görev almaktayım.

2013 yılı sonunda slackline sporu ile Maçka Demokrasi Parkı'nda tanıştım. Slackline sporuna ait farklı branşların olduğunu öğrendiğim zaman çok heyecanlandım ve 6 ay gibi kısa sürede slackline sporunun ileri seviye branşı olan highline sporunu deneyimleme fırsatı yakaladım. 10 yıllık slackline sporu geçmişimde 7 yıldır yarı profesyonel olarak çeşitli atölye çalışmalarına ve gösterilere katılarak sporun görünürlüğünü artırmaya çalışıyorum.

Slackline sporu sizce neyi ifade etmektedir? Teknik olarak nedir ve sizin içinizde bulduğunuz kendi anlamı var mı? Varsa nedir?

Şimdi değil de ne zaman? Bu sorunun başka hiçbir yerde bu kadar anlam kazandığını görmedim. Yapacağınız her ne ise kararlı olmalı ve sonuçlarına katlanmalısınız. Slackline sporu da tam olarak böyle bir şey, sonucuna katlanamayacağın bir şeyi slackline üzerinde yapamıyorsun. Risk alıp bir adım atacaksın ya da olduğun yerde oturup bekleyeceksin. Tabii risk dediysek kendimizi tehlikeye atmaktan bahsetmiyoruz :)

Sizi bu spora başlatan, ilginizi buraya çeken ne oldu?

Doğa sporlarına olan merakımdan dolayı yeni arayışlar içerisindeydim. Hem sosyal olarak hem de doğa ile iç içe yapılabilen bu spor bana çok çekici gelmişti. Yüksek iki nokta arasına gerilmiş perlon üzerinde yürüyebilme fikri bana büyüleyici gelmişti. Sonra kendime şu soruyu sordum: “Neden yapmayayım ki?”

“Slackline”ın odaklanmayı maksimize ettiği söyleniyor. Bu doğru mu? Siz hayatınızda odaklanmayı iyi bir şekilde yapabildiğinizi düşünüyor musunuz?

Slackline sporu fiziksel zorlukların dışında mental olarak sınırlarınızı zorlayabileceğiniz ve odaklanmanızı maksimuma çıkarabileceğiniz bir spordur. Başlarda fiziksel zorluklara sahip bir spormuş gibi görünse de temelinde mental zorluklar barındıran bir spor. Hareketli bir ortam, kalabalık bakışlar, rüzgar esti mi, hat çok mu gergin yoksa ben mi gerginim, daha kaç adım atmalıyım gibi pek çok soru ve etken ile odak noktanızı kaybedebiliyorsunuz. Zaman içerisinde de spor ile antrenmanların odağınıza ne kadar fayda sağladığını, eskisinden çok daha konsantre olduğunuzu gözlemleyebiliyorsunuz. Hayatımın pek çok alanında bana yardımcı olduğunu görebiliyorum.

Hayat da aslında bir denge, ipin üstünde durmak da. İpin üstündeki dengeyi korurken nelere dikkat etmeliyiz, odağımızı mı kaybetmemek lazım, acele mi etmemek lazım. Hayat dengesiyle bu nasıl benzeşebilir?

Kfir Amir “Smiley_videography” (Flims, İsviçre)
Kfir Amir “Smiley_videography” (Flims, İsviçre)

Slackline sporu denge ve odaklanma temelli bir spor olduğu için, odağımızı kaybetmememiz işlerin gidişatının daha kolay olmasını sağlayacaktır. Acele etmek bu sporda bizim dengemizi daha hızlı kaybetmemize neden olabilir. Hızlı yürümek ile acele etmek bu sporda yeni başlayanlar arasında karıştırılabiliyor. Speedline branşında sporcular hızlı yürüyüş yaparak en kısa sürede hattı bitirmeye çalışırlar. Sporcular burada denge merkezlerini koruyarak daha seri ama kontrollü, hızlı adımlar atarlar. Acele edildiği sırada ise vücut ağırlık merkezi bozulur, sporcu panikler ve kollar kontrolsüzce sallanır; bacaklarındaki güç azalır bu da düşmelere en kötüsü de sakatlanmalara sebebiyet verebilir. Hayatın içinde olduğu gibi slackline sporunda da durup bir nefes almalıyız. Bu, görüşümüzün daha açık düşüncelerimizin daha berrak olmasına olanak sağlayacaktır.

Slackline yapmanın size sağladığı faydalar nelerdir? Hem fiziksel hem de zihinsel açıdan.

Yapılan tüm sporlarda olduğu gibi fizikler olarak güçlenmenize, duruş bozukluklarını düzeltmenize yardımcı oluyor. Vücudunuzu kullandıkça zayıf yönlerinizi fark ediyor ve bunlar üzerine yoğunlaşabiliyorsunuz. Kendiniz için antrenman programı bile düzenleyebilirsiniz. Mental açıdan odaklanma konusunda size yardımcı oluyor, daha sakin düşünmeyi, daha sabırlı olmayı, size kolay görünen şeylerin aslında zor olabileceğini hatırlatıyor. En güzeli ise çözülemeyecek şeyler olmadığını, sadece biraz zamana ihtiyacınız olduğunu gösteriyor. Güzel bir öğretmen.

Slackline yaparken karşılaştığınız zorluklar nelerdir? Nasıl üstesinden gelirsiniz?

Slackline sporunda çevresel faktörler çok etkili olabiliyor. Biri tarafından izleniyor olmak sizi daha çok heyecanlandırabiliyor. Çevreden gelen konuşma sesleri ya da direkt sizinle iletişime geçmek için size seslenen, dahası yeterince yakınınızda değilse sesini duyurmak için size bağıran pek çok insan olabiliyor. Özellikle highline yapıyorsanız ve insanların tüm dikkati sizin üzerinizde ise size seslerini duyurmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu seslerden uzaklaşmak için kulaklık kullanarak müzik dinleyebilirsiniz, sevdiğiniz ya da o gün hangi modda iseniz ona uygun müzik listesi oluşturabilirsiniz. Ya da çevresel faktörlere alışabilmek için tüm bu seslerle bir bütün olmaya çalışabilir, mental olarak zihninizi güçlendirebilirsiniz. Eğer uzun yürüyüşler ya da akrobatik hareketler yapmak istiyorsam müzik listesi oluşturuyorum. Bazen dış sesleri duymak, insanların nelerden bahsettiğini dinlemek ve onlarla etkileşime geçmek için müzik dinlemediğim zamanlar oluyor.

Slackline için gerekli olan temel beceriler nelerdir? Bu becerileri geliştirmek için hangi yöntemleri önerirsiniz?

Slackline sporu temelinde denge merkezli bir spor, sağlığınız bu sporu yapmaya engel değil ise tüm becerileri slackline üzerinde kazanabilirsiniz. Bu sporda gelişim gösterebilmek için slackline üzerinde fazlaca vakit geçirmek gerekir. Dinamik bir spor olmasından kaynaklı vücudun hareketli olan bu zemine alışması ve ayak uydurması beklenir. Odaklanmak ve sabırlı olmak en temel ihtiyacımız.

Gerçekten hayat aslında bir ipin ucuna bağlı. Slackline yaparken güvenliğe dikkat etmek için nelere önem vermelisiniz?

Deniz Birtan Ergün (Geyikbayırı, Antalya)
Deniz Birtan Ergün (Geyikbayırı, Antalya)

Kriz anları nelerdir ve bu anlarda nasıl aksiyon almamız gerekiyor. Tüm sporlarda olduğu gibi slackline sporu da kendi içinde riskler barındırır. Slackline sporu alt branşları ile pek çok farklı disipline sahip. Her disiplinin kendine özgü güvenlik ihtiyaçları doğuyor. Pek çok farklı teknik malzeme mevcut, bu malzemelerin belirli aralıklarla bakımlarının yapılması gerekiyor “gözle muayene (yanık, yırtık, kırık ya da çatlak mı?), işlevsel muayene (metal ve mekanik aksamlı malzemeler üreticinin gösterdiği şekilde çalışıyor mu?), doğru bağlantı noktası (ankraj) seçimi “Slackline için seçeceğimiz ağaçlar sağlıklı ve güçlü olmalı ve kurulacak uzunluğa göre ağaç çapının minimum 30 cm olması gerekir. Elektrik direkleri, sokak lambaları, trabzanlar, beton babalarını slackline yaparken bağlantı noktası olarak kullanmıyoruz. Çünkü bu yapıların yerin altındaki bağlantıları yeterince güçlü olmayabilir ve genellikle yana doğru gerçekleşecek çekme kuvvetine karşı tasarlanmadıklarından dayanıklı değillerdir.”

Kamusal alanlarda slackline yaparken bu alanı paylaştığınız diğer kişileri rahatsız etmeyecek ve zarar vermeyecek şekilde kurulumun ve sporun yapılmasına özen göstermek gerekiyor. Kurulan slackline hattı asla başıboş bırakılmamalı. Parklarda, oluşabilecek kazaları engellemek adına hava kararmadan önce slackline hattını sökmek tavsiye edilmektedir.

Trickline ve highline ileri seviye branşlar olmasıyla birlikte güvenlik önlemlerinin daha ön planda bulundurulması, buna göre seçimler yapılması ve teknik eğitimler alınması gerekmektedir.

Kriz anları yapılan branşa göre farklılık göstermektedir. İleri seviye branş olan highline sporundan biraz örnek vermek gerekirse, hangi bölgede highline yapılacağından (deniz üzerinde, sarp kayalıklarda ya da ağaçların üzerinde), hattın uzunluğuna ve yüksekliğine, bölgeye ulaşıma kadar pek çok detayı içinde barındırmaktadır. Ve tabii olmazsa olmazı hat üzerinde kalan birini kurtarmak için ip üzerinde kurtarma senaryoları… Bu konuda sporcuların profesyonel destek alarak kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. İşim gereği ip üzerinde çalıştığım için olası tüm senaryoları belirli periyotlarda ekip arkadaşlarım ile tatbik etmekte ve sporculara sportif amaçlı eğitimler vermekteyiz.

Slackline sporunda hangi farklı disiplinler bulunmaktadır? Bu bir spor mu, yoksa bir hobi mi, yoksa ikisi de mi? Müsabakalar oluyor mu yoksa tamamen bireysel bir spor mu?

Slackline, sporun gelişimine paralel olarak kendi içerisinde longline, waterline, trickline, rodeoline ve highline gibi birçok alt disipline ayrılmıştır. Tüm branşlar hat üzerinde dengede kalma temeline dayansa da her disiplinin kendine özgü tekniği, antrenman şekli ve malzemesi vardır. Çıkış noktası 1970’lerin sonlarında, ABD’nin Kaliforniya eyaletinde yer alan Yosemite Vadisi’ndeki tırmanışçıların, dinlenme günlerinde denge antrenmanları yapmalarına dayanan Slackline, günümüzde tüm dünyada on binlerce kişi tarafından yapılan, birçok farklı alt disiplini bulunan, uluslararası şampiyonaları ve profesyonel sporcuları olan bağımsız bir spor haline gelmiştir.

Slackline yapmaya yeni başlayanlara ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

Genelde insanların ilk tepkisi “Ben bunu yapamam, rezil olur muyum? Bana gülerler mi?” gibi şeyler oluyor. Her şeyden önce bol pratik yapmaya ihtiyaç duyacağınız bir spor olduğunu unutmayın, üzerinde geçireceğiniz vakit ile hareketli olan bu ortama uyum sağlayacaksınız. Nefes kontrolü de vücudunuzun rahatlamasına yardımcı olacaktır. Başınız dik, kollarınız açık ve omuz hizasından olması ve dizlerin hafif kırık pozisyonu ile dengenizi daha kolay bulabilirsiniz. Bunun için kendinize biraz zaman tanıyın, insanlar sizin slackline üzerindeki gelişiminizi gördüğünde çok şaşıracaklar.

Slackline sürecinden bir kırılma anınızı ya da hiç unutamadığınız ekstrem bir olay varsa onu bizimle paylaşabilir misiniz?

Slackline'ın çıkış noktası 1970’lerin sonlarında, ABD’nin Kaliforniya eyaletinde yer alan Yosemite Vadisi’ndeki tırmanışçıların, dinlenme günlerinde denge antrenmanları yapmalarına dayanır.
Slackline'ın çıkış noktası 1970’lerin sonlarında, ABD’nin Kaliforniya eyaletinde yer alan Yosemite Vadisi’ndeki tırmanışçıların, dinlenme günlerinde denge antrenmanları yapmalarına dayanır.

2018 yılında Sinop’un Boyabat ilçesinde doğa sporları festivali bünyesinde gerçekleştirdiğimiz highline gösterisinde Boyabat Kalesi’nde 202 metre uzunluğunda bir highline hattı kurduk. Türk sporcular olarak bu kadar uzunlukta bir hattı düşmeden baştan sona hiç yürüyememiştik. Burası bunu deneyimlemek için harika bir vadiydi. Hem eşsiz manzarası hem de uzunluğu ile içimiz kıpır kıpırdı. Highline üzerinde güvenli yürüyebilmek için İngilizce “leash” olarak tanımlanan Türkçe karşılığı aslında “tasma” olan ve sizin yürümeye başlamanız ile arkanızdan size takip eden standartlara uygun emniyet bağlantı noktası gerekmektedir. Yürüyüşe başlamadan önce bu emniyet bağlantımı yaparak hattın üzerine çıktım ve müzik dinleyerek kendimi yürüyüş öncesi biraz motive etmeye çalıştım. Daha önce hiç deneyimlemediğim bir uzunluktu kendimi buna hazırlamam gerekiyordu. Ayağa kalkıp yaklaşık 50 metre yürüdükten sonra kurmuş olduğumuz bu hattı baştan sonra yürüyebileceğimi anlamıştım, kalbim heyecandan yerinden çıkacak gibiydi. Bu heyecanı vücudum kaldıramayacaktı ve kendimi boşluğa bıraktım, “leash fall” dediğimiz Türkçe karşılığı emniyet ipine düşmek diyeceğimiz güvenli düşüş ile yürüyüşüme kısa süreli ara vermiştim. Heyecanımı biraz bastırdıktan sonra tekrar yürümek için highline hattının üzerine emniyet ipi yardımıyla tırmandım ve tekrar hattın sonuna doğru yürümeye başladım. Bu yürüyüşte daha rahat hissediyordum kalp atışlarım daha normaldi. Hattın sonuna kadar yürüyüp orada bulunan belediye çalışanları ile kısa bir sohbet gerçekleştirdim. Türk olduğumu düşünmemişlerdi ta ki ben konuşana kadar. Sonrasında ülkemizde bu tarz sporların yapılıyor olmasına çok şaşırdıklarını anlattılar ve tebrik ettiler. Şimdi geldik en can alıcı kısma! Geri dönmek için yapacağım bu yürüyüşte düşmemeliydim. 202 metrelik yeni bir yol, kendime düşünme fırsatı vermeden yürümeye başladım son 20 metreye geldiğimde dizlerim heyecandan titremeye başladı. Titreyen dizlerim miydi yoksa aklım benimle oyun mu oynuyordu? 202 metre uzunluğunda bir hattı ikinci deneyişimde bitirmiş hem kişisel hem de Türk bir sporcunun yürüdüğü en uzun highline hattını yürümüştüm. Ekip arkadaşlarım büyük bir sevinçle karşılamışlardı beni. Büyük bir coşku ile kutlamıştık ve o an anlamıştım ki bu spor ne kadar bireysel görünse de size motivasyon sağlayan ekip arkadaşlarına sonuna kadar ihtiyaç duyuyorsunuz. Bu, kısa süreçte highline sporunda kırılma noktam olmuştu. Artık tüm uzunluktaki hatlara kendime tam güvenerek girebiliyor daha keyifli vakit geçirebiliyorum.

Son olarak bu sporu yaparken insanların düşünceleri ile de mücadele ettiğiniz oluyor mu? Slackline hakkında insanların yanlış bildikleri veya yanlış anladığı bir şey var mı? Bu konuda neler söylemek istersiniz?

İnsanlar alışık olmadığı şeyleri gördüklerinde tepkilerini gizleyemiyorlar. Genelde komik diyaloglar geçiyor aramızda. “Ahirete mi hazırlanıyorsun? Nereye varacak bu ipin ucu? Cambaz mısın?” gibi sorular ile geliyorlar ve spor olduğunu öğrendiklerinde çok şaşırıyorlar. Kimisi denemek istiyor kimisi de komik şekilde uzaklaşıyor. Yeniliklere açık olmak gerekir. Cambaz gibi görünsek de bizler sporcuyuz ve her sporda olduğu gibi kişi kendi sınırlarını zorluyor. Slackline sporunun görünürlüğü arttıkça futbol, basketbol gibi sporlar kadar sevilecek ve desteklenecektir.

Çok keyifli ve verimli bir röportaj oldu. İnanıyoruz ki okurlarımız da bu spor dalına daha fazla ilgi duyacaktır. Teşekkür ederiz.