TT Custom Choppers

Telli, işe yalnızca üç çalışanıyla başladı, kişiye özel tasarladığı motosikletlerle yola çıktı.
Telli, işe yalnızca üç çalışanıyla başladı, kişiye özel tasarladığı motosikletlerle yola çıktı.

“Benim bu işe başlama sebebim milliyetçi ruhumdu. Kimsenin dikkatini çekmeyecek ve çok küçümsenecek bir branşı seçtim. Her şeyin başlangıcında dünyanın en iddialı markalarıyla yarışabileceğimizi hissediyordum, öyle de oldu…”

Tarhan Telli.
Tarhan Telli.

Bu sözler, TT Custom Choppers isimli motosiklet markasının kurucusu Tarhan Telli’ye ait. Telli, Türkiye’de başlayan hayallerini Dubai başta olmak üzere çok sayıda farklı ülke ve şehirde bilfiil sürdürüyor. Onun hikayesi ise herhangi bir girişimci yahut girişimci adayı için çok sayıda ilham alınacak detaya sahip. Bu yazıda kendisine biraz daha yakından bakacağız.

Öncelikle, Tarhan Telli’nin alışılageldik girişimcilerden oldukça farklı bir profile sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bu farklılığın çok sayıda nedeni olsa da en başta “geniş müşteri ağının” geldiği neredeyse kesin. Hollywood’dan tutun dünya genelinde ünlü çok sayıda oyuncu, sanatçı ve iş insanının motor tutkusunu gerçeğe dönüştüren isim o. Motosikletleri baştan sona yeniden inşa ediyor ve ilgilisine ciddi bir sunumla iletmiş oluyor. Bu oldukça karizmatik serüvenin başlangıç noktası birçoğumuzun aklına bir yeri getiriyor: Mecidiyeköy. Telli, işe yalnızca üç çalışanıyla başladı, kişiye özel tasarladığı motosikletlerle yola çıktı. Tasarım gözü, motosikletlere duyduğu ilgi ve sektöre odaklanmışlığı onu benzer işleri yapanların çok ötesinde bir motosiklet devine dönüştürdü.

Dergimizin bu sayfalarında çok sayıda girişimci için çok sayıda zorluktan bahsetmiştik. Tabi ki Tarhan Telli de bu zorlukların büyük kısmıyla sık sık karşılaşmak zorunda kaldı. Öncelikle, yaptığı işin neden önemli olduğunu anlatmak için muhatap ararken büyük sorunlar yaşadı. Derdini anlatmak, ulaşabileceği noktayı göstermek için her şeyi denerken karşısına çıkan engellerle de mücadele etmek zorundaydı. Tesis, konum, ek yatırım gibi talepleri reddedilirken bile umut etmekten asla vazgeçmedi. Amacı prestijli şeyler tasarlayıp üretebilecek kapasitede olduğunu herkese göstermekti. Bu yaklaşımla çıktığı yolda, dünya genelinde çok sayıda farklı ülkede de çalışma imkanı yakaladı. Suudi Arabistan’da kendi adına tahsis edilmiş yaklaşık 35.000 metrekarelik araziyi verimli kullanmak adına ciddi bir beyin mesaisi ve fiziksel efor harcadı. Burada motosikletin yanında otobüs ve minibüslere dair projelerini de hayata geçirdi.

Tarhan Telli, girişimciliğin altın gerekliliklerinden olan iyi bir fikir ve pazar analizi konusunda herhangi bir sorun yaşamadı. Ancak, girişimcilik söz konusu olduğunda halledilmesi gereken başka şeyler de vardı. Telli, bir Türk markasının başka topraklarda da karşılık bulabileceği düşüncesini aklından asla çıkarmadı. Sıra, girişimi için ortaklar bulmaya gelmişti. Telli bu konu hakkında, “Ben ortak ararken onlar beni buldu.” diyor. Yani, gerçekten iyi bir girişimde bulunulduğunda yerli yahut yabancı çok sayıda firma ve yatırımcı bir şekilde denkleme dâhil olabiliyor. Bu denklemin genişlemesi ve anlamlı bir hâle gelmesi içinse açık görünen tüm kapılardan girilmeli, kapalı kapılar ise mutlaka zorlanmalı. Telli de tam olarak böyle yaptı. Katılabileceği tüm fuarlara büyük bir hassasiyet ve özenle dâhil oldu.

O ve ekibi, kendilerini gösterebilecekleri her fırsatı mutlaka değerlendiriyordu. Kendilerine ve yatırımlarına duydukları güven onlar için gerçek birer yol göstericiye dönüşmüştü bile. Yaptıkları işle uzaktan yakından alakası olan herkese kendilerini duyurmayı başardılar. İş artık, hayal edilen noktaya ulaşmaya hazırdı. Artık ilgi, üzerlerindeydi. Günün sonunda Telli ve ekibi, oldukça niş bir alanda üretim yapan bir şirkete sahip oldu. Üstelik, dünya genelinde milyonlarca dolar harcayan rakipleriyle aynı masada oturmaları sektörde hiç de yadırganmıyordu. Çünkü onlar, çalışmalarıyla burayı hak edeli çok olmuştu.

Telli, yaptığı işin boyutlarını genişletmek ve “yeni şeyler söylemek” konusunda da gayet yetenekli bir isim. O, yalnızca iyi motosikletler üretmekle sınırlı kalmayı asla tercih etmedi. Sektörde kim varsa ve nasıl çalışıyorsa o da onların hepsini yapmalı, üstüne de yeni ve denenmemiş şeyleri mutlaka eklemeliydi. Kendi alanının en büyükleri gibi motosiklet parçaları, ekipmanlar ve özellikle tekstil ürünleri konusunda da kendini geliştirdi. Uzun süredir tohumları ekilen bu projenin bir dünya markası olma yolunda hızla ilerlediğini net biçimde görebilmemiz mümkün.

Tarhan Telli, girişimcilerin yoğun biçimde yaşadığı sorunları kendisi de yaşadığında “vazgeçme” yoluna gitmedi. O, çalışan ve üreten; herkesin yaptığından farklı şeyler yapan insanların başarıya ulaşacağına emin biçimde yoluna devam etti. Korktuğu, çekindiği tüm detayları tek tek masanın üzerine koyduktan sonra hiçbirini küçümsememeye özellikle dikkat etti. Telli, “hayal ve gerçek dengesini” anlatmak için oldukça iyi referanslara da sahip durumda. Çocukken filmlerini izlediği, gerçek bir kahraman olarak gördüğü aksiyon filmlerinin efsanevi aktörü Sylvester Stallone’nin hem yakın arkadaşı hem de motosiklet tedarikçisi artık o. Telli, “Bu işe girişmeden önce birileri ‘Bu seviyeye geleceksin.’ deseydi imkansız olduğunu söylemezdim ancak bu kadarını da hayal etmiyordum.” diyor.

Uzun lafın kısası ilgi alanlarınızın dâhil olduğu güzel bir hayal, ortalama üstü bir çalışma ve azim; başarıya ulaşmak için kusursuz bir başlangıç noktası diyebiliriz. İnanın ve bir tutkunuz varsa cesaret edip yola çıkın, zira yarın geç olabilir.