Yapay zekâ yazılımcılığı bitirir mi?

Yapay zekâ yazılımcılığı bitirir mi.
Yapay zekâ yazılımcılığı bitirir mi.

Tarih tekerrürden ibarettir derler. Luddite Hareketi ile yıllar yıllar önce tekstil işçileri makineleşmeye karşı isyan etmişlerdi. Sebebi ise makinelerin kendi iş güçlerini alması ve tekstildeki insan gücünü yok etmesiydi. Şimdi ise yeni bir iş gücü değişimi konusu. Bu sefer güçlerin değil, zekâların birbirinin yerini alması olarak nitelendirilebilecek bu süreç, yazılımcıları gerçekten işsiz bırakacak mı? Yapay zekâ, gün gelecek kendini yazan yazılımcıları işsiz bırakacak mı?

Hükümet

Yapay zekâ yazılımcılığı bitirmeyecektir.

Yıllar boyunca istihdam evrimleşmiştir. 1880’li yıllarda tekstil işçileri makinelere karşı ayaklandığı zaman, isyanın temelinde yatan sebep aynıydı: “İşimiz elimizden alınıyor.” Fakat günümüze baktığımızda ise en çok istihdam sağlanan sektörlerden birisi, yine tekstil alanı olmuştur. Bunun sebebi, insanların elinden alınan işlerin yerine kendini yenileyen yeni iş olanaklarının gelmesidir. Yazılım kısmında da angarya olarak tabir edilecek iş alanları yapay zekâ tarafından domine edilecek, fakat ince işçilik gerektirecek yazılım alanları olabildiğince devam edecektir. Bu sebepten dolayı yazılım alanındaki iş kollarında da bir istihdam evrimleşmesi yaşanacak, ancak yazılımcılık bitmeyecektir.

Yapay zekâ tutarlı bir şekilde süreci yönetememektedir. Chat-GPT gibi güncel örneklere baktığımız zaman, yapay zekânın basit matematik işlemlerinde bile hatalar yaptığı gözlemlenmektedir. Çok daha kompleks durumlarda ise yapay zekânın var olmayan bilgileri insanlara sunduğu ve bir veri karmaşası yaşandığı gözlemlenmektedir. Bu bilgilerin her zaman kontrolü ve sürecin yönetilebilmesi için yazılımcı desteği, yani bir insan gözü her zaman gerekecektir. İleriki zamanlarda da yapay zekâ ve insanlar, koordinasyonlu bir şekilde çalışacaklardır.

Her ne kadar basit işlemler yapay zekâya devredilecek olsa bile süreçlerin sürdürülmesi için insan zekâsına daima ihtiyaç duyulacaktır.
Her ne kadar basit işlemler yapay zekâya devredilecek olsa bile süreçlerin sürdürülmesi için insan zekâsına daima ihtiyaç duyulacaktır.

Kompleks süreçler, büyük tecrübeler ister. Herkes kilden bir ev yapabilir ama herkes gökdelen yapamaz. Çünkü onun arkasındaki mimari detaylar, mühendislik hesaplamaları, çevre koşulları vb. birçok farklı beynin ve ustalığın bir araya gelmesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Bunu düzenleyecek olan da yine bir süreç mimarı olacaktır. Yine yazılım alanındaki çalışmalar da bir gökdelen yapmak kadar kompleks olduğundan dolayı bu süreçlerin yöneticiler, operatörler tarafından idare ettirilmesi gerekecektir. Her ne kadar basit işlemler yapay zekâya devredilecek olsa bile süreçlerin sürdürülmesi için insan zekâsına daima ihtiyaç duyulacaktır.

Yapay zekâ kreatif değil, üretici pozisyondadır. Örnek vermek gerekirse bir ürünün milyonlarca kopyası yapılabilir, fakat her zaman bir tane ana ürün üretilmek zorundadır. Bu ana ürünün üretilme tarafı ise kreatif ekipten geçer. Ürünün tasarımı, dizaynı vb. tüm süreçleri planlanır. Duyguların da beslediği bu alanda, yapay zekânın yazılımcıları geçmesi hayli zor gözüküyor. Çünkü bir tarafta makine, diğer tarafta ise insanlar yer alıyor.

Tüm bu faktörleri göz önüne aldığımız zaman, yapay zekânın birçok yazılımcının yerini alması kaçınılmaz olacaktır. Fakat büyük resme baktığımız zaman da aslında genel olarak angarya işleri alacağı, yazılımcıların da istihdam alanlarını farklı ve daha nitelikli alanlara kaydırdığını göreceğiz.

Muhalefet

Yapay zekâ yazılımcılığı bitirecektir.

Yapay zekâ, gelmiş ve gelecek en büyük tehlikelerdendir. Onu kıyasladığımız Endüstriyel Devrim, maalesef yapay zekânın yanından bile geçemez. Yapay zekâ, insanın en önemli özelliği olan bilinci ortadan kaldıran bir özelliğe sahip olmakla birlikte, insanların bu alandaki varlığının da yok olmasına sebep olacaktır. Bu yüzden de sadece beyin gücüne dayalı olan yazılım kısmında da yapay zekâ, insanı alt edecek ve yazılımcılığı ortadan kaldıracaktır.

Yapay zekâ, henüz emekleme aşamalarındadır. Bu da demek oluyor ki önümüzde çok daha zorlu günler bizi bekliyor. Daha yapay zekâ büyümemişken bile bu kadar bizi tedirgin ediyor, birçok işimizi kolaylaştırıyorsa ileriki zamanlarda bizi geçmesi an meselesi bile değil. Hele daha “Decision-Making” dediğimiz karar verme mekanizması tam aktif değil! Yapay zekânın nasıl bir şekilde gelişeceğini kestirmek çok zor olmakla birlikte, gelecekte yazılımcıların işsiz kalacağını görmek ise an meselesi.

Tüm bu noktalar ele alındığı zaman, maalesef yapay zekânın insan aklı karşısında çok güçlü olduğu görülmektedir.
Tüm bu noktalar ele alındığı zaman, maalesef yapay zekânın insan aklı karşısında çok güçlü olduğu görülmektedir.

Yapay zekâ hepimizden duygusal, hepimizden zeki olabilir. “Her” (Aşk) filmini izleyenler bileceklerdir ki bir makine aslında bizi en iyi anlayabilecek ürün olacaktır. İnsanı dinleyecek, insanı anlayacak ve bunları yaparken tek bir kaynağa bağlı olacak. Tüm insanların bilgileriyle beslenen bu yapı için de hangi anda nasıl davranacağını öğrenmek çok da zor olmasa gerek. Bu açıdan yapay zekânın “duygusal” olmaması yüzünden insanlığın gerisinde kalacağı, yazılımcılardan bu alanda handikaplı kalacağını iddia etmek pek de doğru olmasa gerek.

Yapay zekâ, kümülatif bir akıl yöntemiyle ilerlemektedir. Bu demek oluyor ki yapay zekâ bir yazılım dili ile yazarken anında diğerine geçebilir, saniyeler içerisinde yıllar önce yazılan kodları deşifre edebilir ve o dille yazmaya başlayabilir. Fakat insan aklı ise bu konuda yetersiz kalmaktadır. Kaç yazılımcı anında, farklı dilleri yazabilir ki? Bu kadar büyük bir sistemin karşısında tek kişilik bireylerden oluşan yazılımcıların işsiz kalması an meselesidir.

Tüm bu noktalar ele alındığı zaman, maalesef yapay zekânın insan aklı karşısında çok güçlü olduğu görülmektedir. Sadece insan aklı ile yapılabilen yazılım alanında ise insana karşı yeni bir rakip olan yapay zekâ çıkmıştır. Yazılımcıların çıkartmış olduğu bu sistem, ileride yazılımcıları da alt edip kendi sürecini tamamen kendisi yönetecektir.

Ağaca sormuşlar: “En çok neden korkarsın? diye. “Balta” diye yanıt vermişler. Bu kez “niye balta ey ağaç?” diye sormuşlar. Ağaç ne demiş biliyor musun? “Kökü benden de ondan demiş.”