Yazar olacaklar için önemli sorulara kısa cevaplar-5

Bir kitabın ilk çıktığı zamandaki satış rakamları bize kitap hakkında yanıltıcı bilgiler verir.
Bir kitabın ilk çıktığı zamandaki satış rakamları bize kitap hakkında yanıltıcı bilgiler verir.

Bu yazıda bir yazar, editör ve öğretmen olarak yazmaya yeni başlayanların ya da başlayacakların, yazmak için gayret gösterenlerin, yazarlığı profesyonel bir meslek olarak yapmak isteyenlerin önemli sorularına kısa cevaplar vereceğim.

Çok Satan Kitap İyi Kitap mıdır?

Satış rakamları bize kitaplar hakkında bir şeyler söyler ama her şeyi söylemez. Çok satıyor olması, toplumun o kitaba karşı azımsanmayacak bir ilgisi olduğunu gösterir. Bu ilgiye de saygı duymak gerekir. Ancak bir kitabın ilk çıktığı zamandaki satış rakamları bize kitap hakkında yanıltıcı bilgiler verir. Gerçekten nitelikli olup olmadığını, gerçekten sevilip sevilmediğini anlamak için biraz beklemelisiniz. İlk satın alan insanlar, kitabı çevrelerine öneriyorsa ve bu satış rakamları sonraki aylarda da devam ediyorsa biz buna uzun satan, nitelikli kitap diyebiliriz. Ama çıktığı anda iyi reklamla ya da yazarın sosyal medyadaki gücüyle çok satması, sonra satışın birden durması, bu kitabı alanların; kitabı çevrelerine önermediğini gösterir ki bu bize kitapta bazı eksiklikler olduğunu ima eder. Fakat bir kitabın değeri sadece satış rakamı üzerinden biçilemez. Şimdi çok okunan birçok kitap zamanında toplumda karşılık bulamamıştı. Oğuz Atay burada örnek verebileceğimiz isimlerden biri. Hatta cenazesinin kalabalığını gören abisi, “Bu adam yaşarken eserlerine kötü bile olsa bir eleştiri yapmadınız, onu görmezden geldiniz ama şimdi ölüsüne geliyorsunuz.” diye sitem etmiştir. O zamanlarda Oğuz Atay’ın eserlerinin okunmuyor olması onun nitelikli metinler yazmadığı anlamına gelmez. Bir metnin değerini sadece satış rakamları üzerinden yorumlamak doğru değildir.

Yurt Dışında Editör Olmak ve Türkiye’de Editör Olmak Ne Kadar Farklı?

Kesin ifadeler kullanmaktan çekinerek genel hatları ile birkaç farklılığa değineyim. Bizde editörler yayınevi bünyesinde çalışırlar, yayınevine kabul edilen dosyalara metin doktorluğu yaparlar. Çalışma bedelleri yayınevi tarafından ödenir ve kitabın satış stratejisinden, yazarın reklam çalışmalarından sorumlu değillerdir. Ama yurt dışında editörler yazar avcıları gibi çalışabilirler. Yani yazar keşfetme, yazarla metne çalışma, o metni basmaları için yayınevlerini ikna etme süreçlerine dâhil olurlar.

Yazarın menajeri gibi düşünün. Yazarın yayınevi ile yaptığı sözleşmeden pay alabilirler, yazarın söyleşi veya imza turnesini ayarlayabilirler. Çünkü muhtemelen yazar gibi kitabın satış adedi üzerinden belli bir yüzde alıyorlardır. Ne kadar çok kitap satılırsa o kadar çok kazanacak demektir. Türkiye’de de bu şekilde çalışan editörler var. Fakat Türkiye’de yazarlar, çizerler ve editörler bazı piyasa şartları sebebiyle karınlarını doyuracak kadar ancak para kazanırlar. Bu da serbest editörlüğün gelişmesini engelleyen faktörlerden biri. Tabii ki de bu anlattıklarım yayınevinden yayınevine, ülkeden ülkeye değişir. Editörlüğün de kendi alt kolları vardır.

Sonunu Belirlemeden Kurgu Esere Başlanır mı?

Yazmaya yeni başladıysanız sonunu belirleyip başlamanızı tavsiye ederim. Nereye varacağınızı bilmeniz gerekiyor. Ama bazen karakterler de kitabın kurgusunu değiştirir. Karakterler metne başladığınız gibi kalmazlar. Siz yazdıkça, zaman geçtikçe onlar da büyür, gelişir. Bazı şeylere karar vermeye başlarlar. Böyle durumda yine de ana duraklara ve varış noktasına sadık kalmak kurgu hatalarını engeller.

Resimli Kitaplarda Çizere Aklımızdakileri Tarif Etmeli miyiz?

Bu, çizere göre değişir. Bazı çizerler uzun tarif metinleri ister, bazıları sadece sizden aklınızdaki ortamı ve karakterleri dinler, geri kalanı için onun hayal gücüne güvenmenizi rica eder. Bir çizerle çalışacaksanız mutlaka metni okumasını rica edin. Bazı çizerler sadece tarif metinlerini okurlar, metni okumazlar. Bu, hikayenin eksik yansıtılmasına sebep olabilir. Ayrıca çizer ve metin birbirini tekrar etmemelidir. Elbette uyumlu olacaklar ama okurunuz çizim detaylarından da sizin metinde söylemediğiniz bazı detaylar yakalamalı. Böylece çizim ve metin bir yapboz gibi birbirini tamamlar.

Gelişmiş Yapay Zeka Uygulamaları Çizerlerin Yerini Alır mı?

Bu şu an yayın dünyasında en çok konuşulan konulardan biri. Yıllardır rastgele kelimeler girerek metin yazdırdığınız yapay zekalar vardı ancak bunlar yazarların yerini alamadı. Tarif veya örnek resim yükleyerek bir şeyler çizdirdiğiniz yapay zekalarda da durumun buna benzer olduğunu düşünüyorum. Elbette benim gibi düşünmeyen yayıncılar da var. Hiçbir yapay zeka ürününün, yazar ve çizer olan heyecanlı, tutkulu, duygusal iki insanın kafa kafaya vererek çalıştığı bir kitap kadar etkili sonuç verebileceğine inanmıyorum. En azından şimdilik.

Tuğba Coşkuner: Yazar, Editör, Eğitimci