Yazar olacaklar için önemli sorulara kısa cevaplar-6

Ne kadar kelimeniz varsa aklınızdakini o kadar iyi, gelişmiş ve çok araçla okura aktarırsınız.
Ne kadar kelimeniz varsa aklınızdakini o kadar iyi, gelişmiş ve çok araçla okura aktarırsınız.

Bu yazıda bir yazar, editör ve öğretmen olarak yazmaya yeni başlayanların ya da başlayacakların, yazmak için gayret gösterenlerin, yazarlığı profesyonel bir meslek olarak yapmak isteyenlerin önemli sorularına kısa cevaplar vereceğim.

Kelime Çalışmak ve Yeni Kelimeler Çalışmak Neden Çok Önemli?

Zihnin bir sürü karanlık odadan oluştuğunu düşünün. Yeni kavram ve kelimeler öğrendikçe o karanlık odaların ışıkları yanmaya başlar ve yeni bir düşünce alanı daha bulursunuz. Düşünme alanınız genişler, artık düşünceler daha fazla odada dolanmaya başlar, yeni bağlantılar kurar. Bunun yanında yazarlar kelimeler sayesinde okurla iletişime geçer. Ne kadar kelimeniz varsa aklınızdakini o kadar iyi, gelişmiş ve çok araçla okura aktarırsınız. Kelime çalışmak, sözlük okumaları yapmak bu yüzden çok önemlidir.

Deneysel Çalışma Nedir?

Yazarlığa yeni başlayanlar ya da farklı yazı pratikleri denemek isteyenler deneysel çalışmalar yapabilir. Kırmızı Başlıklı Kız'ı kurdun gözünden yazmak, Pinokyo'yu şiire benzeyen bir şekilde manzum olarak kurgulamak, masallara farklı sonlar düşünmek, bir grubun aynı üç sözcükten yola çıkarak farklı hikayeler kaleme alması gibi...

Yazarlar Kendi Yazdığı Karakterlerin Hepsini Sever mi?

Ben hepsini sevmiyorum. Bazılarıyla günlük hayatımda asla arkadaş olmak istemezdim. Komşu olmaya katlanamazdım. Karşılaşsak karşı kaldırıma geçerdim. Karakterlerimi bana benzeyen ve benim gibi düşünen Tuğba Coşkunerler olarak kurgulamayı doğru bulmuyorum. Elbette benden parçalar taşıyanlar var ancak farklı özelliklere sahip, benimle alakası olmayan, türlü türlü huylarla metinde çatışma oluşturan karakterler de ortaya çıkarıyorum. Bu, anlatıyı güçlendiriyor.

Anılarımız, Yazma Serüveninde Bize Yardımcı Olur mu?

Olur ama bunu nasıl ele alacağınız, anıyı nasıl çağıracağınız, ona ne kadar sadık kalacağınız önemli. O yüzden hatıra ve anılardan oluşan kitaplar okumanızı öneririm. Yirmi yıl önceki bir anıyı nasıl ortaya çıkaracağınız ve onu dikkat çekici şekilde nasıl anlatacağınız sorunuzun cevabı olacaktır. Geçmişimiz bir sürü komik, ilginç, dramatik hatırayla örülüdür.

Şiir Okumak Bize Düz Yazıda Ustalaşmak İçin Yardım Eder mi?

Şairler ilginç araçlar kullanırlar. Metaforlar, ritim ögeleri, konstrantre bir dil, imgeler, semboller, kafiye ve uyaklar, motifler, laytmotifler, çevriklemeler... Bunları fark etmek, bunlar üzerine düşünmek sadece şiir yazacak olanların değil, elbette düz yazıda ustalaşmak isteyenlerin de işine yarayacaktır. Şairler uzun uzun meseleleri kendilerine özgü araçlarla kısa ve büyülü hâle getirip öyle yazarlar. Zaten marifet gerektiren de budur.

Anlattıklarımızın Gerçekçi Olmasını Nasıl Sağlarız?

Chuck Palahniuk, iletişimin üç türü olduğundan bahsediyor. Betimleme, yönerge ve yansıma sesler. Bir arabaya binme sahnesi olduğunu varsayın. O kişinin hangi kıyafetle, nasıl bir arabaya bindiği ve arabayı nasıl çalıştırdığı gibi detaylar vermeniz, anlattığınız şeyi doğal ve gerçekçi hâle getirebilir. Arabaya bindi ve arabayı sürdü, demek okurun zihninde bir canlandırma yapması için zayıf kalır.

Güvenilmez Anlatıcı Kimdir?

Okurun hikayeyi anlatan kişiye aksi bir durum oluşmadıkça güveni tamdır. Ama yazar kitabın sonunda ters köşe yaparsa, anlatılanların okura pek gösterilmeyen bir yanı çıkarsa ve okur, kitabı bu yeni bakış açısıyla yeniden okumak isterse metin güvenilmez anlatıcı ile kaleme alınmış olabilir. Roger Ackroyd Cinayeti, Yürek Burgusu, Solgun Ateş, Pincher Martin güvenilmez anlatıcı konusuna dair iyi örneklerdir.

Açık Son Nedir?

Kapalı sonlu metinlerde kitap bittiğinde okurların hepsi kitabın sonu hakkında aynı şeyi söyler. Karakter öldü, karakter güzel kızı kurtardı ve ömür boyu mutlu yaşadılar, katilin kim olduğunu anlaşıldı gibi. Ama açık sonda, hikaye bitmemiştir. Sonunu aklınızdan tamamlarsınız ve bir sürü farklı son düşünebilirsiniz. Damızlık Kızın Öyküsü böyledir. Ee, dersiniz. N’oldu? Sanki yazar, “Ocakta yemeğim var.” deyip metnin başından kalkmış zannedersiniz. Baskı hatası var gibi durur. Birkaç bölüm eksiktir. Hikaye sonlandırılmamıştır ve devam kitabı da yoktur. Küçük Köpekli Kadın da açık sona örnektir.

Tuğba Coşkuner / Yazar, Editör, Eğitimci