Seçkin Çağlın ve Emre Ertan’ın yurt dışında başlayan arkadaşlıkları, iş ortaklığıyla taçlanmış. Seçkin Çağlın, kariyerini 15 yıldan fazla süredir bankacılık sektöründe ilerletir. Büyük global Amerikan bankalarından Rusya’daki fintech (financial technology) start-up’lara kadar 20'den fazla ülkede finansal alanda ürün çıkarma, marka çıkarma-büyütme hizmetleri sunar. Cenoa’yı kurmadan önce yaklaşık beş yıl da Garanti Ödeme Sistemleri'nde hem kart iş kolunda çalışır hem de pazarlama ve dijitalden sorumlu genel müdür yardımcısı konumunda yer alır.

Cenoa’nın bir diğer kurucu ortağı Emre Ertan ise uzun süre Amerika’da, Silikon Vadisi’nde Slice, Zoom gibi hızlı büyüyen teknoloji şirketlerinde yönetici pozisyonunda bulunur. Cenoa’dan önce Getir alışveriş platformunda teknoloji ürün yönetimi ve tasarımlardan sorumlu genel müdür yardımcısıdır. Getir’in yurt dışına açıldığı, pandemide 20 kat büyümenin sağlandığı, yeni ürünlerin piyasaya sunulduğu dönemlerde iş başındadır.

2012 yılında Stanford Üniversitesine bir eğitim için gitmeleriyle iki arkadaşın tanışıklıkları başlamış. Sınıftaki tek Türk olmaları da bu arkadaşlığı beslemiş olmalı. Öyle ki o günden sonra çok iyi iki kafadar olarak bugüne kadar getirdikleri, iş ortaklığıyla da süsledikleri bir dostlukları var. Demek ki yalnızca akıllar değil, gönüller de bağ kurduğunda takımın birbirine olan güveni ve sadakati artıyor, enerjiler birbirini besliyor ve böylesi güçlü projeler ortaya çıkabiliyor.

Cenoa App’in CEO’ları Emre ve Seçkin Beyler, bir süredir farklı fikirler ve projeler üzerinde temas ve istişare hâlindeler. Yıllar geçip nihayet 2021 olduğunda, beyin fırtınaları hız kazanır ve finansal sorunlar daha çok göze batar hâle gelir. Robinhood gibi daha nice önemli fintech markalarına yatırım yapmış dünyaca ünlü yatırımcılardan yaklaşık yedi milyon dolar yatırım alarak Cenoa’yı tasarlamaya başlarlar.

Onca fikir alışverişinin ve beyin fırtınasının sonunda uygulamanın çıkış noktasını belirleyen trend ise “sınırlar ortadan kalkıyor” sloganı. Artık herkesin öyle ya da böyle yurt dışıyla kültürel ve finansal ilişkisi ve iletişimi var. Cenoa ekibinin fark ettiği sorun, bunca temas varken finansal teknolojilerde yerinde sayılması veya küçük adımların firmaları bir yere taşımaması. Özellikle e-ihracat, e-ticaret yapan kişi ve kurumların kanayan yarası yurt dışı para aktarımında ve ödeme sistemlerinde yaşanan kayıplar ve yüksek maliyetli makaslar.

İşletmeler ve bireysel girişimcilerin (freelancer) uluslararası pazarlara açılma, döviz geliri sağlama, geniş müşteri kitlesine ulaşma, uluslararası iş birlikleri kurma gibi amaçları olabilir. Yurt dışından ödeme alma, bu amaçlar doğrultusunda gelişir. Yurt dışından ödeme almak için geliştirilmiş elektronik ödeme araçları/ platformları mevcut. Peki, neden böylesi bir start-up’a ihtiyaç duyuldu?

Bu ödeme ve transfer araçlarında bazı sorunlar ve zorluklar görülmüş. Kendilerinin verdiği yaşanmış birkaç örnek ve tecrübe üzerinden gidebiliriz. Örneğin Amazon gibi bir şirkette Etsy (1) üzerinde satış yapan biri ödeme alamıyor ve ay sonuna kadar kâr ettiğini sanırken Payoneer gibi bir platforma ödediği komisyon, kârını baltalıyor.

Bir başkası, yurt dışındaki bir tanıdığına para gönderirken para Swift’te kaybolabiliyor. Dolar almak isteyen kişi, yurt içinde döviz bürolarındaki makas masrafına maruz kalıyor. Cenoa ekibi olarak Türkiye, Orta Doğu, Afrika gibi gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde PayPal veya Payoneer’in daha yeni nesline, daha kolay ve ucuz versiyonuna ihtiyaç olduğunu fark ediyorlar.

Özellikle pandemiden sonra sınırların kalktığını veya büyük ölçüde esnediğini söylemek mümkün. E-ticarete olan güven arttı, alışveriş ve ticaret alışkanlıkları değişti, çeşitlendi. Artık fiziksel temasla ve sanal olmayan, gerçek mevcudiyetle alışveriş yapmak çok daha önemsenirken, e-ticaretle sınırların genişlediği ve trendlerin sanal ortama doğru kaydığı söylenebilir. Cenoa ise dünya tam da böyle bir dönemden geçerken, ihtiyaca binaen geliştirilmiş bir start-up olma özelliği taşıyor.

Cenoa App, ilk önce 40 ülkede aktif hâle getiriliyor. Daha sonra bir sene kadar Nijerya’ya odaklanıp, 400 bin kullanıcıya erişiyor. Son olarak ise uygulama içinde e-ihracatçılara yönelik yeni bir ürün geliştiriliyor. Emre Ertan’a göre e-ihracat pazarı, 8 trilyon dolarlık hacme ulaşan çok büyük bir pazar. Ancak Türkiye, büyük bir potansiyeli olmasına karşın global çaptaki rakamlara bakıldığında, bu pazarın gerisinde kalmış durumda.

Türkiye, ürün çeşitliği bakımından dünyada ikinci, yani Çin’in hemen ardından geliyor. Bir diğeri, e-ihracatta Türk ürünlerinin ve servislerinin kalite algısı çok yüksek. Bütün bunlara rağmen hızlı büyüme, beklenen noktaya ulaşamıyor. Türkiye’nin sahip olduğu potansiyeli ortaya çıkarıp, dünya pazarındaki rolünü değiştirmeyi ve onu ulaşabileceği noktaya getirmeyi amaçlıyorlar. Bu nedenle e-ticaret üzerinde çalışmaya soyunuyorlar.

Yurt dışından ödeme alırken masraf ve kesintiler, şirketlerin pazardaki potansiyelini düşürüyor. Birçok girişimci ve satıcı, alışveriş siteleri üzerinden satış yaparak ödeme alıyor. Bu parayı transfer edip yerel para birimine, örneğin TL’ye çevirirken masraf yüzde sekizi bulabiliyor. Tabii bu, daha çok popüler platformlar için geçerli. Sonuçta bu, satıcının kâr etmesini engelleyen bir rakam oluyor. Üstelik kâr etmek istediğinde, bunu ürün fiyatına yansıtması gerekir ve bu da Çin gibi masrafları daha az olan bir ülke ile rekabet edememesi anlamına geliyor.

Bir başka sorun, yurt dışından hesap açmanın ve bunu yönetmenin oldukça zor olması. Zira satıcının işi öğrenmesi, bu süreçte karşısında bir muhatap bulması gerekiyor. Ödeme şirketleri çoğu sefer Türkiye, Afrika, Orta Doğu gibi bölgelerle ilgilenmedikleri, bu yüzden de bu coğrafyaların problemlerini anlayamadıkları için satıcılar, ihtiyaç duydukları noktada müşteri hizmetlerine erişemiyor. Seçkin Çağlın, birçok girişimcinin bu yüzden sektörden çekildiğini söylüyor.

Seçkin Çağlın ve Emre Ertan, gördükleri bu temel problemlere bir çözüm olarak Cenoa’yı geliştirmişler. Cenoa’da masraflar, yüzde 8/10’dan yüzde birin altına iniyor. Hesap açarken bilgi ve belge setleri, kullanıcı deneyimini kolaylaştıran şekilde sunuluyor. Mesaj ve canlı destek yoluyla müşteri hizmetleri ve danışma desteği, her an sağlanıyor. Cenoa, Amerika’da bir banka hesabı açma şansı tanıyor ve bu uygulama ile ödeme alma imkânı veriyor. Satıcı ödemesini ister TL olarak çekebiliyor, ister tekrar Amerika’ya veya Avrupa’ya gönderebiliyor, isterse de kartla dolar harcaması yapabiliyor.

Peki ya Cenoa, bu avantajları nasıl mümkün hâle getiriyor ve hangi teknoloji altyapısını kullanıyor? Uluslararası para transferinde hâlâ en çok kullanılan teknoloji, Swift (Society for Worldwide Interbank Finacial Telecomunication-1973) teknolojisi ve 50 yılı aşkın süredir hizmet veriyor. PayPal (1998), Payoneer (2005), Wise (2010) gibi şirketler start-up olarak kabul edilse de bu büyük firmaların en genç olanının dahi 15 yaşında olduğunu görüyoruz. Bu nedenle bu şirketler, aslında eski teknolojileri kullanmaktalar.

Emre Ertan, Cenoa’nın blok zincir teknolojisi, dijital dolar, akıllı kontratlar, yapay zekâ gibi en yenilikçi teknolojilerle tasarlandığını söylüyor. Bu teknolojileri birbiriyle konuşturabildikleri ve doğru şekilde kullanabildikleri için ürünleri hem ucuza sunmuş oluyorlar hem de hızlı ve esnek biçimde müşteriye ulaşabiliyorlar. Bir diğeri ise kurulan iş birlikleri. 40’tan fazla ülkede anlık işlem yapabiliyorlar. Bunu yapabilmek için de Mastercard, BRICS, Stripe gibi dünyaca ünlü finans kuruluşlarıyla iş birliği hâlindeler.

Özetle Emre Ertan ve Seçkin Çağlın, bir yerli finans sistemi girişimi olan Cenoa ile dünya trendlerini takip ederek, bu coğrafyanın insanlarına iyi ve kolay bir kullanıcı deneyimiyle yurt dışı fırsatlarına kapı aralıyor.

*Bu yazının başlığı yazardan bağımsız editoryal olarak hazırlanmıştır.