2 metre derinlikte 322 km çapında: Kan denizinin ortasında siyonist Kudüs Krallığı

Kanlı “Kudüs Krallığı”, gözünü kan bürümüş evanjelik siyonizmin inanç esaslarının en mühimlerinden. Amerikan yönetimine hükmeden evanjelistlerin dünyasını şekillendiren bu zehirli inancın tarihi 150 yıllık… “John Nelson Darby” adlı İngiliz papazla başlıyor. Bu inanca “dispensationalism, futurism” deniyor.
Katoliklerle Ortodoksların şiddetle reddettiği, Protestanların çoğunluğu tarafından sapkınlık olarak görülen bir inanç bu. Bu kanlı inancı “rapture (göğe çekilme), tribulation (felaket), great tribulation, Mesih’in gelişi, Armageddon ve bin yıllık Kudüs krallığı (milenyum)” şeklindeki olaylar serisine iman oluşturuyor.
Özünde de “Yahudilerin korunması, buna karşılık dünyadaki tüm insanlığın öldürülmesi” var. Uğruna Mesih’in tüm dünyayı öldüreceği 144 bin yahudi ile Kudüs merkezli Mesihi siyonist krallığın kurulacağı inancı bu. Tamamen İncil kehanetleriyle şekillendirilmiş bir inanç.
Evanjelik web siteleri, dijital platformları ve teolojik eğitim merkezleri yıllardır kendi dışındakilerin nasıl milyarlarla öldürüleceğinin hesabıyla meşgul. İncil’in Vahiy bölümüne göre (Revelation 14:20) Armageddon savaşında Mesih’in öldüreceği insanların kanı 322 km’yi kaplayacak. Yani 240 km uzunluğundaki Marmara denizinden büyük bir sahayı.



Siteler bu kan denizinin kaç milyon litre kan alacağının, kaç insana tekabül ettiğinin hesaplamalarıyla dolu. 2 mt. derinlikte deniyor ancak 2 cm’den başlayarak derinlik durumuna göre 1 milyar insandan 7 milyara hatta trilyona varan insanın katledileceği, sıradan basit bir hâdiseymiş gibi işleniyor. Hatta bu kan denizinin kendileri tarafından nasıl bir keyif ve mutlulukla karşılanacağı özellikle dillendiriliyor.

Esasında bu kan denizi, evanjelik siyonistlerin inancındaki kan okyanusları serisinden sadece bir damla. Zira Filistin’i kana boğacak bu savaştan önce “tribulation (3.5 yıl), great tribulation (3.5 yıl)” adıyla 7 yıllık korkunç seri katliamlar var. Kendileri dışındaki milyarların korkunç şekilde öleceği bu olaylar serisini siyonist papazlar inanç esası olarak milyonların zihin ve kalplerine devamlı işliyor.
“Endtimebible.com” sitesinde “tüm insanlığın bu süreçte reset edileceği, milyarların milyonlara indirileceği” söyleniyor:
Kanla beyni yıkanmış, insanı sadece rakam olarak gören bu gözü dönmüş siyonist çevreler, son yıllarda “2030-2033 yılları arasında Mesih’in döneceğini, 7 yıllık korkunç döneme hazırlanmaları gerektiğini” işliyor.


- Bir kavram bin mânâ
- Fesad ve ifsad zehri
- Fesadın, ifsadın her şeye dokunup çürüttüğü bir çağda yaşıyoruz. Fesad, kanser gibi sadece insanı, toplumları değil, canlılar, cansızlar, su, hava, zihin, fikir, kalp… her şeyi çürütüp kokuşturuyor. Aynı kökten gelen “fesad, ifsâd, müfsid, fâsid” Arapçada “bozuk, kötü, çürümüş, sağlıksız, hatalı, zarar verici, nefret dolu (muzır), ahlâksız, yozlaşmış veya iffetsiz; faziletten, faydadan mahrum olmak/hâle getirmek…” mânâlarına gelmektedir.
- Melekler “Sen yeryüzünde fesad çıkaracak, kan dökecek birini mi yaratıyorsun?” dediklerinde insanın bu bozuculuk potansiyeline işaret etmişlerdi. Fakat Cenâb-ı Allah Kur’an-ı Kerim’de insanın bozucu tarafının yanında asıl dikkati, fesadın çaresine yani bozulanı ıslâh edip tamir edecek “sâlih amele, sâlih insanlara” çekmiştir. Kur’an’da 80 yerde “sâlih amel” emredilirken, “ıslâh, sâlih, sulh…” 200’e yakın yerde geçmektedir.

- “Sâlih amel” âyetlerde imanın peşinden zikredilir. Zira fesadın tersine çevrilmesi, sâlih olanın uygulanmasına, icra edilmesine bağlıdır. Hayatın ibadete, ibadetlerin de hayata çevrilmesiyle mümkündür. Esas olan söz değil fiille, yaptığıyla iyiyi, güzeli hayata yansıtmak, ilmini fiiliyle konuşturmak, bilgi ve becerisini ihtiyaç anında maddî beklenti olmadan dökmektir. Maddî/manevî zarar verici her şeyi hayattan sökmek, bulunduğu toplumda kendisini bir hayır, iyilik, ilim, irfan insanı, faydalı insan haline dönüştürmektir.
- “Sâlih insan”, “faydalı bilginin âşığı, güzele, faydalıya dair ne varsa araştırıp bulan, kendinin ve başkalarının hayatında onları fedakârca uygulayan, bulunduğu yeri güzelleştiren” insandır.
- Güzel koku, bulunduğu atmosferi büyülediği gibi güzellikleri kendisine toplamış sâlih insan da girdiği toplumu güzelleştirip âdeta büyüler. Rasülullah Efendimiz “İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır” buyururken, sâlih insanlardan oluşan müminleri de “ıtır satıcısına” benzetmiştir.